MİT eski görevlisi Yavuz Ataç, Tansu Çiller-Mesut Yılmaz çekişmesine MİT'in de karıştırıldığını öne südü. Yavuç Ataç'a göre Tansu Çiller, Mesut Yılmaz'ı izlettirmiş.
Abone olEski MİT görevlisi Yavuz Ataç, 1990'da Kuzey Irak operasyonuyla ilgili hükümetin stratejisi olmadığını, MİT'in yetki kullandığını söyledi. Ataç, Tansu Çiller - Mesut Yılmaz çekişmesine de MİT'in karıştırıldığını öne sürdü. O dönem bazı üst rütbeli subayların da dinlendiğini belirten Ataç'ın açıklamaları şöyle: MİT'te neden hiç kimsenin birbiriyle arası yok? Kimsenin değil. Sadece Mehmet Eymür'ün yok. 1987'de yazdığı raporla kurulan bir birimi dağıttı. İnsanları birbirine düşürdü. 1994'te tekrar döndü, MİT'in yine darmadağın olmasına yol açtı. Benim bunlarla kişisel bir meselem yok. Eymür'ün amacı nedir, nereye hizmet ediyor? Ben biliyorum da yetmiyor. Başkalarının da bilmesi lazım. Eymür, "Ataç, Çakıcı için beni tehdit etti" demişti. Doğru mu? Eymür, yanlış bildiğini tecrübe zanneden insandır. Eymür'le aramızda geçen olayın Çakıcı'yla hiç ilgisi yok. Bambaşka bir konuda tartıştık. Bir operasyonla ilgili bilgi istiyordu, vermedim. Telefonda ağır hakaretler edince odasına çıktım. "Ataç kınama aldı, kayıtlarda bu olay mevcut" diyordu. İkimiz de kınama aldık. Eymür hakkında bir gün konuşacağım, tam konuşacağım. Onun bunun yatak odasını gözetleyen bir adamdır neticede. 1. MİT raporuna gönderme mi yapıyorsunuz? Elbette. Rapora bakın; Necdet Uruğ'un Emel Sayın'la Mehmet Ağar'ın dansöz bilmem kimle Ünal Erkan, Necdet Ayaz'ın bilmem hangi kadınla... Herkesin belden aşağısı ile uğraşan bir adam. Bu mudur MİT'in görevi. MİT'in görevi bile olsa bu onun görevi değil. Bir MİT mensubunun görevleri içinde midir acaba bunlar? Hiç alakası yoktur. Aslında birçok olayın sebebi Mehmet Eymür'dür. Susurluk'un da, Hiram Abas'ın başına gelenlerin de. Nasıl sebebi olmuştur? Şimdi ben size suç teşkil eden bir sürü olay anlatabilirim. Bunların her biri yargılık, içinden çıkılmaz. Bunlar neden yapıldı doğru muydu, eğri miydi? Bana göre çoğu doğru değildi. Bir mücadele yürütülecekse o mücadele böyle başsız, şusuz, busuz yürümez. Herkes kendi kişisel ikbali için bir şeyler yapmaya çalıştı. Benimle alıp veremediği ne? Kıskançlık. Ben yetenekli ve nitelikli bir adamım. Çünkü orada çok iş yaptım. MİT'i yeniden yapılandırmak mümkün mü? Bakın, bunun yolu şu; Başbakana oturur bir rapor verirsiniz. Kanıtlarıyla, belgeleriyle MİT Müşteşarlığı Başbakana verir raporunu. Bu budur, gereğini yapın, der. MİT Müşteşarı başbakana bağlıdır. Başbakana, Cumhurbaşkanına bu raporları direkt verir. Ve devlet bunun gereğini yapar. Ve o insanları devlet alır, yargıysa yargıya gönderir. Eymür ise bunu alıp basına gönderdi. Sovyetler'in dağılışına tanık oldu Kıbrıs, NATO, MİT bünyesinde çalışan Ataç, Sovyetler Birliği'nin dağılışını sorumlu ve yetkili olarak da yaşadı. Daha sonra Kuzey Irak olayları, Saddam'ın Kuveyt'i işgali ve Bosna Hersek'te de operasyon sorumlusu oldu. Özel Harp Dairesi'nde görev yaparken ABD başta olmak üzere birçok ülkede psikolojik operasyon, özel operasyon teknikleri konusunda eğitim aldı. 'Keşke korkutsaydı' 'Islah etmek için çok çaba harcadım' Çakıcı ile cezaevinde ya da çıktıktan sonra hiç görüştünüz mü? Çakıcı'yı hiç cezaevinde ziyaret etmedim. Çıktıktan sonra geçmişin muhasebesini yaptık. Başıma gelenlerden kendini sorumlu tutup, 'Benden bir isteğin var mı? Ne istiyorsan yaparım' gibi şeyler söyledi. Sizin verdiğiniz yanıt ne oldu? 'Seninle görevle ilgili bir bağlantımız vardı. Şimdi görevde değilim. Senin dünyan ayrı benimki ayrı. Artık merhabanın ötesinde senin dünyanda işim olmaz. Sadece dost olarak devam ederiz. Hükümet düşürdü, bakan tehdit etti, sizle hiç sorun yaşandı mı? Asla bana öyle davranamaz. Her zaman çok saygılıydı. Keşke korkutsaydı alırdı cevabını. Ülkücü kesimde yer almış, babasını sol bir örgüt öldürmüş. Bu hadiselerle bilenmiş. Bu olayların yarattığı bir insan. Duygularınızı netleştiremedim? Çakıcı'nın bu suçlu durumundan, ona buna zarar verici durumdan çıkması gerekirdi. Ama o da onun kişiliği. Yani benim Çakıcı ile alıp veremediğim hiçbir şey yok. 'Abas'ı sol öldürmedi' 'Evcil, askerliği için benden yardım istedi' Çakıcı'nın arkadaşı Erol Evcil ve Adil Öngen ilişkisinde sizin yeriniz neydi? Erol Evcil'i bana Çakıcı tanıştırmadı. Delikanlılık dönemimden arkadaşım olan Adil Öngen tanıştırdı. Evcil'in askerlik meselesi vardı, geldi, yardım istedi, öyle tanıştım. Bu olaylardan sonra da onunla hiç görüşmedim. Adil'i severim ama Çiller'e yakın olmaya duyduğu ihtiyaçla yanlış yapmıştır. MİT'in Mehmet Eymür'e ihtiyacı mı vardı? Neden dönmesine karşı çıktınız? Çünkü onunla bir tecrübe yaşadık biz. O tecrübenin sonucu hüsrandır. Hiram Abas'ın (MİT Müsteşar Yardımcısı) emekli olmasına sebep oldu. İşte Hiram Abas'ın ölümü. Kim yaptı bilemem ama Abas'ı ben solun öldürdüğünü bile sanmıyorum. Bir kere onun ölümünden Eymür'ün vicdanen rahatsız olması lazım. 'Çiller, Yılmaz'ı MİT'e izletti' Eymür'ün MİT'e tekrar dönmesinde rol oynayan kimse oldu mu? Elbette. Adil Öngen (İMKB'de danışman olarak görev yaptı, silahlı saldırıya uğradı, Çakıcı'nın azmettirdiği öne sürüldü.) Mehmet Eymür'ün MİT'e dönüşünü sağladı. Biliyorum. Çünkü O dönemde ben buna karşı çıkmıştım. Sönmez Köksal da 'Üzerimde çok büyük bir baskı var' demişti. Öngen sizin de samimi arkadaşınız değil miydi? Evet ama Öngen yanlış yapmıştır. Çiller ailesinin ihtiyacını benim kanalımdan karşılayamadığı için Eymür kanalıyla bu işleri halletmiştir. Eymür, MİT'e böyle dönmüştür. Öngen'in Çiller'e, Başbakan Çiller'in de Köksal'a baskısıyla. Yani bu konunun pazarlığı mı yapıldı? Evet. Hatta Çiller 'Eymür'e sevgilerimle' diye de bir fotoğrafını vermiştir. Yılmaz, Çiller, içeride kendilerine bağlı adamlara ihtiyaç duyarlar. Oysa bir MİT mensubu şahsa değil, devletin makamlarına hizmet eder. MİT tecrübeli, birikimli, kaliteli ekibiyle iyi bir kuruluştur. Çiller'in nasıl bir ihtiyacı olmuş. Başbakan Çiller'in danışmanı olan, sonradan MİT'e geçen Tolga Atik ile Mehmet Eymür müştereken, ana muhalefet partisi lideri Mesut Yılmaz ve kardeşinin açıklarını yakalamak için bir çalışma başlattılar. Buna da Alman Türk Basın Ajansı Direktörü İsmail Tabak diye bir adamı da dahil ettiler. Bu adamın bütün masraflarını kendileri ödedi. Başbakan böyle bir şeye ihtiyaç duyuyor ve devletin kurumunu bu amaçla kullanıyor. Eymür'ün tarzı bu. MİT'in içerisinde de asker kökenli insanları dinleyip rapor hazırlamıştır. İşte MİT'e dönüp bu tür şeylerle uğraşmıştır. Çiller, 'MİT'ten bilgi alamıyorum, hatta bazen onlara ben bilgi veriyorum' demişti. Diyebilir. Başbakan da olsa o da bir insan. Herkesten her şeyi beklemek makul değil. Bir kurumdan istifade edebilmek için o kurumu iyi tanımak önemli. Hele gizli servisi tanımak kolay değil. 'Hükümet kararsızdı, MİT gerekeni yaptı' MİT'in dış operasyonlarda başarısız olduğu yönünde haberler çıkmıştı. Ben de orada o kadar görev yaptım, yani biz başarısız mı olduk. Somut sonuçları var. Oranın adı bile yeter. MİT'in başarısını kimse ölçemez. MİT'in başarısı da zaten görünmez. Başarılı olması Türkiye'ye yansır neticede. Türkiye eğer diyelim ki Irak'ta başarısız ise bunda MİT'in de payı vardır. O faaliyetler çerçevesinde kendi üzerine düşeni yerine getiren bir kurumdur. MİT iyi bir kurumdur. 'Bir dönem iktidarın farkına varmadığı şeyler oldu' derken ne demek istediniz? Bazen iktidarların karar veremediği, kararsız kaldığı konular oluyordu. Örneğin Irak'la ilgili Amerikalılarla hangi münasebetlerin hangi çerçevede yürüyeceği konularında netleşmiş politikası yoktu. 1990'da Saddam, Kuveyt'i işgal ettiğinde, Kuzey Irak'la ilgili görev bana verildi. Amerikalılar, Türkiye üzerinden bizim de yardımımızla operasyonlar yapmak istiyordu. Nasıl bir operasyon, amaç neydi? Hedef ülkedeki muhalif grupları teçhiz etmek, eğitmek, sevk ve idare etmekti. Bunlar geldi bizimle çalışacaklar ama Van'a gidip bizzat kendileri yapmak istiyor. Ben de karşı çıktım. Yetkilimiz Teoman Koman'a dedim ki; 'Bana bir görev verdiniz ama bağlı olduğumuz kurumdan da yetki vereceksiniz. Bir de stratejimiz nedir?' Koman dedi ki; 'Hükümetin (Özal hükümeti) şu anda belirlenmiş bir stratejisi yok. Sen bu işleri en iyi şekilde yapabilecek insansın. Gerekirse benim yetkilerimi de kullan.' 'İngilazca' biliyor Bunların hiç MİT'le pazarlık talebi oluyor mu? Hayır, öyle bir pazarlığımız asla olmaz. Biz bir şey yapıyorsak kendiliğimizden yapıyoruz. Onların talebi olduğu için diye değil. Çakıcı ve benzeri insanların suçlarıyla ilgili ne adli makamların nezdinde ne polis nezdinde 'Aman bunları affedin, şunu yapın falan' kesinlikle olmamıştır. Çakıcı yurtdışında kendini nasıl idare ediyor? Yabancı dil biliyor mu? İşte o kaçtığı zamanlar bir ara bir kursa gitmiş. Biraz bir şey öğrenmiş. Yani İngilazca biliyor. Haber: Belma Akçura Kaynak: Milliyet