BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Çilingiroğlu'nun 500 arabası var

En çok "Hülya Avşar’ın eşi" olarak tanınan Kaya Çilingiroğlu tam bir koleksiyoncu. "Ne biriktiriyor" derseniz?.

Abone ol

Kaya Çilingiroğlu’nun 10’dan fazla koleksiyonu var. Bıçak, tablo, saat, kalem, dergi, takvim, şapka, çekecek vs... Ama en çok, yaklaşık 500 parçalık oyuncak araba koleksiyonuna önem veriyor En çok "Hülya Avşar’ın eşi" olarak tanınan Kaya Çilingiroğlu tam bir koleksiyoncu. "Ne biriktiriyor?" derseniz; size tablodan dergiye, takvimden çakmağa hatta ayakkabı çekeceğine kadar birçok şey sayabiliriz. Ama içlerinde en göz alıcısı oyuncak araba koleksiyonu. Çilingiroğlu bu konuda iddialı. "Şu anda benden daha iyi bir otomobil koleksiyonu olan insanın olduğunu zannetmiyorum" diyor. Oyuncak araba merakınız nasıl başladı? 30 yıl evvel babam bana bir pul koleksiyonu hediye etmişti. "Al oğlum, bunları sakla. Geliştirirsen, ileride çocuklarına bırakırsın" dedi. Ondan sonra bende bir merak başladı. O koleksiyonu geliştiremedim ama onun dışında hoşuma giden her şeyi biriktirmeye başladım. Yurtdışına gittiğimde dört-beş araba alıyorum. Araba koleksiyonculuğu ne zaman başladı? Bu altı-yedi senelik bir konu. Çocukluğumda sigara paketleri, rozet, madeni para biriktirirdim. 5-6 yaşlarındayken en çok sevdiğim şey otomobillerle oynamaktı. O zaman "matchboxölar vardı. Annem her eve geldiğinde bana bir ufak araba verirdi. Daha sonra kıymeti bilinmedi, kırıldı. Şimdi onlar değerli koleksiyonlar oldu. Keşke onları saklasaydım... O koleksiyonlar ne oldu peki? Pul koleksiyonumu kızım Zehra’ya verdim. Başucunda saklıyor. Diğer koleksiyonlarım da duruyor. Bana verilen ve sevdiğim hiçbir şeyi atmam. Özel VIP kartları, kredi kartları vardır, onları biriktiriyorum. Bıçak, tablo, saat, kalem, şapka koleksiyonlarım var. Şimdi iki senedir her gittiğim otelden bir tane çekecek alıyorum. Kendime göre davetiyeleri biriktiririm. "Eski faturaları bile saklarım" Bunları nerede saklıyorsunuz? Sağda solda, evimde, ofisimde, dolaplarda... Bir türlü toparlamadım. Belki birkaç sene sonra bir sergi yapabilirim. Hoşuma gidecek bir şekilde bir yerlere koyarım, bilemiyorum. Ben hoşuma giden yazıları da keser biriktiririm. Bazı dergileri, takvimleri biriktiririm. Bu özelliğinizin bir alt yapısı var mı? Bir olayla bağlantılı mı ya da ailenizin size aşıladığı bir şey mi? Ben çok da malının kıymetini bilen bir adam değilim. Ama rahmetli dedem hiçbir şeyini atmazdı ve "Oğlum, Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir şeyinizi atmayın" derdi. Babam her şeyini atardı, ben saklarım. Şirketimin kurulduğu 1990 senesinden beri ödediğim her türlü kredi kartı, telefon faturası, maliye, vergi, sigortalar, her şey durur. "11 sene evvel nereye ne ödemiştim?" desem hepsinin belgesi vardır. Hemen evrakını sunduğunuz zaman karşınızdaki de şaşırıyor. Hoşuma gidiyor. Artık benim için hobi oldu. Düzenli olmaması nedeniyle aradığınız bir şeyi kolay bulamama gibi bir durum oluyor mu? Hafızam biraz güçlü. Tabii bazen yanılabiliyorum. 500 tane arabadan birini alıyorum, "Aa, bu varmış" diyorum. Üç aşağı beş yukarı nerede neyim olduğunu bilirim. "İlk arabam bir Lamborghini idi" Arabalarınızın özellikleri neler? Pahalı bir merak mı? Şu an sayıları 500’e yakındır tahmin ediyorum. Burada gördüklerinizin dışında bir oda dolusu var. Onları sergileyemiyorum. Pahalı bir merak değil ama el yapımı olanlar biraz pahalı. Onlardan uzak durmaya çalışıyorum. Hoşuma gittiği zaman da paraya kıyıp alıyorum. Sizin arabalarınızın değeri ne kadardır? Araba başı 40 dolar olsa, 20 bin dolar eder. Çok para değil. Ama yedi senede birikmiştir bunlar. İçinde 250 dolarlık da 30 dolarlık da araba var. İlk arabanız hangisiydi? Lamborghini’ydi sanırım. Hoşuma gitti diye aldım, koleksiyon yaparım diye değil. Sonra hoşuma gitmeye başlayınca geliştirdim. Devam edeyim dedim. Önce biriktirip sonra "Bu koleksiyon olmuş" mu diyorsunuz? Araba koleksiyonu için evet. Cumhuriyet dönemine ait ressamların tablolarından ciddi bir koleksiyonum da vardı. Rahmetli dedem, Cumhuriyet öncesi dönemde çok ünlü bir ressam. Evimizde onun tabloları vardı. Güzel olan her şeye meraklıyım. Arkadaşlarınız arasında da araba koleksiyonu yapan var mı? Bu işi yapan çok yakın arkadaşım yok. Ama koleksiyon yapan birkaç insan tanıyorum. Şu anda benden daha değerli bir otomobil koleksiyonu olan insanın olduğunu zannetmiyorum. Belki de vardır. İddialı bir söz sarf etmek istemiyorum ama. İnsanların beni araması lazım nerede ne var diye. Çünkü çok araştırıyorum. Dünyada bu işi yapan üç-dört kişiyi tanıyorum. Onlar da beni tanıyor. Gide gele "Türkün biri geliyor, deli gibi araba alıyor, gidiyor buradan" diyorlardır. Büyük arabalarla aranız nasıl? Büyük araba büyük merakım. Güzel bir arabaya binmek çocukluğumdan beri idealim olmuştur. Allah’a şükürler olsun, hep de iyi arabalara bindim. Hummer’ınız mı vardı? Mercedes jipe biniyorum. Hummer’a binmem. Çok dikkat çekiyor. Zaten dikkat çeken bir adamım. Hummer abartılı bir araba. Büyük araba koleksiyonum da olsun isterdim. Ama öyle bir paramın hiçbir zaman olacağını düşünmüyorum. Koleksiyoncu olarak iddialı mısınız? Ben güzel bir şey yaptığımı düşünüyorum. Şimdi 500 bin-1 milyon liralık ufak çakmak biriktiriyorum. Belki bir ruh doktoruna gidip görünsem bana bir teşhis koyabilir. Sizce bu bir bozukluk mu? Bozukluk değil, belki de artı bir şeydir. Çocuklukla, bilinçaltıyla ilgili de olabilir. n "Kızımın Barbie bebek koleksiyonu var" Bu kadar biriktirme Hülya hanımı herhalde kızdırıyordur... Yoo, onun hoşuna gidiyor. Bizzat ilgilenmiyor ama çocuğu için "İleride Zehra’nın da böyle bir hobisi olsun" diyor. Hülya hanım biriktirir mi? Kendisi biriktirmeye meraklı biri değildir. Zaten çok da vakti olduğunu düşünmüyorum. Çocuğu açısından hoşuna gidiyor. Hobi kıymetli bir uğraş. Önemli amaçlarından biri oluyor insanın. Mesela Zehra buraya küçükken geldiğinde arabalarınızı ondan sakınır mıydınız? Çok zarar veren bir çocuk değil. Zaten arabaya merakı da pek yok. "Kızım, ileride bunlar senin" diyoruz. O zaman da ikide bir gelip "Baba, saatlerini, kalemlerini göstersene. Bunlar benim değil mi?" diye soruyor. Ben de "Bunların hepsi sana ait, kızım" diyorum. Zehra’nın böyle bir alışkanlığı var mı? Mesela toka koleksiyonu gibi... Barbie bebek koleksiyonu var. "Bunları saklayacağım, evlenince bunlarla oynayacağım" diyor.