BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Çılgın projeyle ilgili korkutan eleştiri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklığı çılgın projeye uzmanlardan sert tepki geldi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün açıkladığı çılgın projeye meslek örgütlerinden tepkiler yağmaya başladı. Erdoğan'ın çizdiği olumlu tabloya karşın mimarlar ve şehir plancıları projeye mesafeli. Uzmanlar proje için 'çılgın değil kabul' yorumunu yaptı.

İşte çılgın projeyle ilgili uzman görüşleri.

KABUS ŞEHİR OLUR

PROF. DR. AHMET VEFİK ALP: Olumlu bulup destekliyorum. Ancak bazı çekincelerim var. İnsanların tepkisi özellikle bölgede yaşayanların reaksiyonları ölçülecek. Böyle bir doğaya bu kadar ciddi bir müdahale yapılacaksa çok derinlemesine çalışmak gerekir.

Ben İstanbul'un daha fazla büyütülmesini tehlikeli buluyorum. Bu proje yeni inşaat alanları açmasın diyorum. Çok ciddi bir girişim. Doğa sonra çok ciddi tepkiler verebiliyor. İstanbul'un daha çok büyümesi çok tehlikesi

Kuzeyde görülen son akciğerlerde yok olacak. Mevcudu korumak gerekir. Bu gibi projeler İstanbul'un büyümesini tetiklememeli. Başbakan'da seçim heyecanı da var tabii. Bu süreç doğru işlenmezse İstanbul 30 milyona dayanır ve İstanbul kabus şehir olur. Yaşanmaz, yer bulunamaz, güvenliği sağlanamaz bir şehre dönüşürüz.

Şehir Plancıları ve mimarlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Çılgın Proje"yi değerlendirdi. Başbakan'ın açıkladığı projeyi nitelik ve kapsam bakımından yetersiz olarak nitelendiren şehir plancıları, projeyi bilimsel araştırmalardan yoksun ve seçime hazırlık olarak yapılan bir seçim çalışması olarak değerlendirdi.

MİMARLAR BEĞENMEDİ

Başbakan Erdoğan'ın "Kanal İstanbul" adını verdiği "Çılgın Projesi" şehir plancıları ve mimarlardan not alamadı. Karadeniz ile Marmara denizi arasında yaklaşık 45 ile 50 kilometre arasında bir kanalın yapılmasının öngörüldüğü yeni projeyi değerlendiren şehir plancıları projenin "seçime hazırlık" amacıyla yapıldığını söyledi.

"BU PROJE, TÜM DOĞAL KAYNAKLAR İLE KÜLTÜR VARLIKLARINI YOK EDER"

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, projenin Başbakan Erdoğan'ın da söylediği gibi "çılgın" nitelikte bir proje olduğunu söyleyerek, projede finansman olarak ise yeni bir kent kurulması ve buradan elde edilecek rantların gösterildiğini savundu. Silivri-Çatalca hattında kurulması öngörülen yeni kent ile birlikte nüfusun artacağını ve bu bölgenin tüm doğal kaynakları ile kültür varlıklarının yok edileceği öngörüsünde bulunan Muhcu, bu projenin birinci sınıf tarım arazileri ile su kaynaklarının yok olması anlamına geleceğini söyledi.

Kanalın yapılacağı yer ile ilgili olarak iki yıl sürecek bir çalışmanın yapılmasının öngörüldüğünü söyleyen Muhcu, "Bilimsel herhangi bir araştırma yapılmamış. Proje açıklanmadan önce bilimsel verilerin ortaya konması gerekirdi. Anlaşılan o ki Başbakan seçime hazırlık yapıyor. Bugün siyasal bir kararı tartışıyoruz" dedi.

SON DERECE ZARARLI BİR PROJE

Muhcu, bu tür proje kararları alınırken şehircilik, sosyal ve ekonomik faktörlerin temsilcilerinin görüşünün alınması gerektiğini söyleyerek, "Bu projenin en önemli sorunlarından bir tanesi maliyet. Teknik verileri açıklanmadığı için, bir araştırma analiz yapılmadığı için şu anda bir maliyet çalışması yapmamız söz konusu değil. Bu proje açıklanırken bu projenin maliyetinin hesaplanıp açıklanması gerekirdi" dedi.

Projenin yaratacağı sonuçlar açısından "son derece zararlı" bir proje olduğunu savunan Muhcu, "Projenin süresi diye bir şey de gündemde değil. Projenin, bölgedeki son derece değerli kamusal alanlardaki ranttan finanse edilmesi bekleniyor" diye konuştu.

"DEĞERLİ SU HAVZALARINI TEHDİT ALTINA ALACAK BİR PROJE"

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emine Girgin, 3'ncü köprü ve Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı projenin kuzey ormanları için büyük bir tehdit olduğunu iddia ederek, "Bu projenin amacını da anlayabilmiş değilim. Kente güzellik mi katacağı düşünülüyor? İstanbul'un daha fazla kalkınmaya ihtiyacı yok. Proje ile İstanbul'a daha fazla insanın taşınması hedefleniyor. Zaten İstanbul şuanda yaşanılabilir sınırların çok çok üzerinde. Şehir yaşanılabilir sınırları zorluyor. Bu şehre yeni ulaşım yerlerinin yapılmaması gerekiyor. Çünkü her yapılan beton yapıtlar şehir dokusuna zarar veriyor" dedi.

Proje kapsamında hangi güzergahlarda çalışma yapılacağının tam olarak açıklanmadığını ifade eden Girgin, "Proje eğer var olan su havzalarından su almayı kapsıyorsa, çok değerli sularında tehdit altına alınabileceği bir proje olabilir. Bu şehrin kuzeye doğru genişlemesi şehirde yaşanılabilir sınırların aşılması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

"HİÇBİR UZMAN GÖRÜŞÜNE YER VERİLMEMİŞ"

İstanbul Çevre Federasyonu Konseyi Başkanı Tunay Gürsel, Başbakan Erdoğan'ın projenin hayata geçirileceği güzergahları gizli tutmasını eleştirerek, Başbakan'ın proje hakkında kapsamlı bir çalışma ortaya koymadığını söyledi. İstanbul'da bir çalışmanın yapılması için çevresel etki değerlendirme biriminden bu konuda çevre raporu alınması gerektiğini söyleyen Gürsel, "Bazı kamu ve kurumlar buna gerek duymadan projeyi yapıyor ve uyguluyor. Bu kuruluşların dışında Şehir Plancıları Odası Türkiye Mimarlar Mühendisler Birliği'nin bu projeyi nasıl değerlendireceği de önemli. Ama anlaşılan o ki hiçbir kesimin görüşü, bu proje hazırlanırken alınmamış" dedi.

İSTANBUL SERBEST MİMARLAR DERNEĞİ BAŞKANI OĞUZ ÖZTUZCU:

Bu kanalın şehre getireceği etkiler önemli unsur. Soru işareti Karadeniz'den giriş olacka. İstanbul'un ormanlarının ve su havzalarının bulunduğu bölge. Bunun mutlaka etkisi olacaktır. Bu kontrol altına alınacak mı? Bu meçhul. Elimizde plan yok. Nereden geçtiği, ne olduğu hakkında elimizde bilgi yok. Projenin çıkış noktası mantıklı ama soru işaretleri var.

İSTANBUL UMUM EMLAK KOMİSYONCULARI ODASI 2. BAŞKANI NİZAMETTİN AŞA

Başbakan iki yarımada bir ada olacak. Anadolu Yakası'nda ada oluşacak dedi. Böyle bir ifade bence batıyı işaret etmez. Lokasyon olarak ben daha doğuyu düşünmeye başladım. Emlak piyasası açısından önemi Kanal İstanbul'un kentsel dönüşüme büyük etkisi olacağını söyledi Başbakan.

Bu çok büyük bir emlak hareketine neden olacak. Bunun hangi açısından bakarsanız bakın o bölgede çok büyük emlak hareketi olacak. Ve bu spekülasyona çok açık. Spekülatif hareketler hemen başlayacaktır. Bunun önlenmesi gerek şimdi. Bunun bir de çevresel yönü var. Batıdan da doğudan da geçecek olsa simülasyondaki alan ormanlık araziyi işaret ediyor. O bölgede mutlaka ağaçlıklı yapı sözkonusu. Bunun korunması çok önemli. İşgal ve gecekondulaşmanın o bölgedeki çok önemli.

Bunu bilen planlayan kim varsa üzerine baskı oluşacaktır. Bunun bir de çevresel yönü var. Batıdan da geçecek olsa, doğudan da geçecek olsa. Videoda gördüğümüz gibi ormanları gösteriyor. O bölgede mutlaka bir ağaçlık yapı söz konusu. Bunun korunması çok önemli. Bu bölgedeki işgal ve gecekondulaşmanın önlenmesi çok önemli.

Bu çok büyük bir emlak hareketine sahne olabilecek bir proje. Vatandaşlar dikkatli olsa da zaten oraya bir akın başlayacak.

İSTANBUL ŞEHİR PLANCILARI ODASI BAŞKANI: TAYFUN KARAMAN

Bu bir çılgın proje mi, evet çılgın proje ve dünyayı ilgilendiriyor. Lozan'ı yeniden yazmak gerekiyor. Proje alanı olarak Avrupa Yakası'nda yeni bir alan olacak ve yeni bir yerleşim alanı yaratılacak. Ayrıca bu proje bir havalimamı ile ilişkilendiriliyor. Bu durumda projenin Silivri civarında olacağı söylenebilir. Güzergah olarak Terkos ve Büyükçekmece aksı birleştirilebilir. Topografik olarak Hadımköy ve üstü böyle bir kanal geçişine imkan verir. Oradaki vadi bu anlamda bu proje için uygun gözüküyor.

MÜSİAD GENEL BAŞKAN BAŞKAN YARDIMICISI MİMAR MURAT KALSIN:

Çılgın projenin kesin olarak nerede yapılacağı konusunda elimizde kesin veri yok ama çok da fazla alternatif yok. Daha önce gündeme gelen Haliç olmayacak. Haliç'in uzatılması söz konusu değil. Burada amaç Boğaz'ı korumaksa zaten Haliç doğru yer değil. Büyükçekmece ve Terkos Gölleri birleştirilip Karadeniz'e açılabilir.

Bu durumda şehrin yoğunlaşması batıya kaymış olacak. Ayrıca şehrin ikiye bölünmesi de söz konusu. Ama göç artabilir bu bölgeye. Bir de Marmara'da ciddi bir fay hattı var. Bu fay hattı, depremde tsunami olduğunda 150 metre genişliğindeki bir kanalda ciddi riskler ortaya çıkarabilir. nedenle 2 yıllık etüd süresinde çok iyi çalışmalar yapılmalı ve siyaseti düşünmeden herkes bu projeye katkı vermeli.

İSTANBUL MİMARLAR ODASI:

İstanbul Mimarlar Odası Sekreter Üyesi Sami Yılmaztürk bugün depremi bekleyen İstanbul için hazırlanan kanal projesini 'Şaşırtıcı bir proje' olarak değerlendirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Topbaş'ın İstanbul'un yüzde 60'ının deprem tehdidi altında olduğunu geçtiğimiz günlerde açıkladığını hatırlatan Yılmaztürk, Türkiye'nin kaynaklarının gerçekçi olmayan bir projeye harcanacağını açıkladı. Yılmaztürk şöyle devam etti:

"BU proje ile ilgili bütün uzmanlardan görüş alındığını sanmıyorum. O bölgede ormanlar ve su havzaları yok edilecek. Bölgenin milyonlarca yılda oluşmuş yapısını bozacaksınız. Kaldı ki İstanbul'un böyle bir projeye ihtiyacı var mı? Gerçekten sorgulamak gerek. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı haliyle 150 metre genişliğinde bir kanaldan iki büyük geminim yanyana geçmesi imkansız. Bu konuda denizcilerden de bilgi alınmış olsaydı bu gerçeklere göre bu projenin yapılamayacağı anlaşılırdı."

O TOPRAKLA KAPATACAK ÇUKUR İSTANBUL'DA YOK

Harfiyat ile ilgili de açıklamalar da yapan Yılmaztürk, "Bu kanalın harfiyatından çıkacak olan topraklar ile tas ocaklarının doldurulacağı söyleniyor. 25 metrelik derinliğinde 150 metre genişliğindeki 45 km'lik bir kanaladan çıkan toprakla doldurulacak çukur İstanbul'da yok. Metro kazılarından bile çıkan harfiyatı nereye atacaklarını şaşırdılar. Proje ile ilgili söylenecek en önemli şey, bu haliyle doğaya ve canlılara zarar verecek bir proje olduğu ve uzmanlara danışılsaydı sağlıksız bir proje olduğu ortaya çıkardı" şeklinde konuştu.

ŞEVKET KAZAN: Sayın Başbakan, İstanbul'da iki tane şehir daha ilave edecekmiş. Bunu diyen kişi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken 'İstanbul'a girişler vizeye bağlansın' diyen adamdır. Bu şehirlere nüfusu nereden bulacaksın? Türkiye'nin doğusundan. Sen Türkiye'nin doğusunu boşaltıyorsun. Sana bu politikaları kim tavsiye ediyor? Bunu sen kendin mi düşünüyorsun yoksa uluslararası birtakım temasların sayesinde sana bunlar telkin mi ediliyor? Türkiye'nin Amerika ile ilişkilerinden bir hayır çıkacağını tahmin etmiyorum."