Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, "istesem makamımı basan Savcı Şanal'ı gözaltına aldırıdım" dedi.
Abone olErzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 4 ay önce Erzurum Özel Yetkili Savcısı Şanal tarafından Ergenekon davası kapsamında makamında tutuklandı. Cihaner, tutuklama sırasında makamında yaşanmak üzere olan çatışmanın nasıl önlendiğini açıkladı.
4 ay tutuklu kaldıktan sonra 17 Haziran’da tahliye olan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, büyük bir kaosu tetikleyebilecek bir kararından son anda vazgeçtiğini söyledi. Cihaner, “Şanal makamımı bastığında emrimdeki polislere talimat verip kendisini gözaltına aldırmayı düşündüm ama kolluk kuvvetleri arasında çatışma çıkar diye vazgeçtim” dedi.
Tarikatlara yönelik yürüttüğü soruşturmalar nedeniyle Ergenekon davası kapsamında yaklaşık 4 ay tutuklu kalan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in, makamında gözaltına alındığında ülkeyi büyük bir gerilim ve kaosa sürükleyebilecek bir karardan son anda vazgeçtiği ortaya çıktı. Cihaner, Vatan’dan Kemal Göktaş'ın sorularına verdiği yanıtlarla bu bir karardan nasıl vazgeçtiğini anlattı...
Geçen hafta, ‘Gelenlere karşı onların yapmak istediği şeyi ben de onlara yapardım’ dediniz. Yani makanıza gelen savcı ve polisleri gözaltına aldırmayı mı düşündünüz?
Tabii, alternatifler içinde o da gündeme gelebilirdi. Ama onu tercih etmedim. Yani ben yargının güvenirliğini düşünerek hem de daha sıcak çatışmalara yol açacağı için, adalet duygusuna ve yargıya olan güvene zarar vermemek için o yola başvurmadım. Ama pekala yapabileceğimiz bir şeydi o da.
Gözaltına alındığınız gün HSYK Başkanvekili Özbek’le yaptığınız konuşmada bu da gündeme geldi mi?
Televizyonlarda Kadir Bey’le yaptığım telefon görüşmesine ait olduğu iddia edilen görüntüler yayınlandı. Ama o konuşmayı ben avukatım Turgut Kazan’la yaptım. Kadir Bey’le konuşmamız çok kısaydı zaten. Ona da direnebileceğimi, direnmeyi düşündüğümü söyledim. Ama o bunun uygun olmayacağını, her şeyin hukuk içinde çözülmesi gerektiğini söyledi. Şimdi geriye dönüp baktığımda o kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü işte nihayetinde kolluğun da birbirine çatışmasına yol açabilecek bir durumdu. Sıkıntıyı kendimiz yaşamayı göze alıp, bize yapılanlar çok açık hukuksuz olmasına rağmen, yine hukuk içindeki mekanizmalarla çözme yolunu seçtik. Pişmanlık da söz konusu değil. O süreçte ülkenin daha gerginleşmesine neden olacak bir şeye herhalde izin vermememiz iyi olmuştur.
"BÖYLE BİR YETKİM VARDI"
‘Direnmeyi düşündüm’ sözünüz şimdiye kadar sanki bir sanığın kendisini almaya gelen kolluk kuvvetlerine fiziki direnişi gibi anlaşıldı.
Hayır, ikisi de var tabİi ki. Ama öbürü de var. O da nihayetinde yapılabilecek bir şeydi. Burada benim emrimde adli kolluk var. Üstelik benim bölgemdeydiler, benim buna yetkim vardı.
Siz emirinizdeki adli kolluğa ‘gelenleri gözaltına alın’ diye emir verseydiniz neler olurdu?
Bunu çok uzatmanın anlamı yok. Hepsi yeni bir tartışma başlatacak. Ama oradaki (direneceğim sözündeki) kastım onu da kapsayacak bir şeydi. Nihayetinde gelenlerden daha fazla yetkim var buradaki kolluk üzerinde.
"DİRENECEĞİM" DEMİŞTİ
Şanal’ın Cihaner’in makamında yaptığı arama sırasında ilginç diyaloglar yaşanmıştı. Yayınlanan görüntülerde karşılıklı koltuklara oturan Cihaner ile Şanal arasında sakin ama gergin bir konuşma geçiyordu. Cihaner aramanın ardından gözaltına alınacağını söyleyen Şanal’a “Eşkıya gibi davranıyorsunuz” diyor, Şanal ise “Biz işimizi yapacağız. Sizi de yanımızda götüreceğiz” diye cevap veriyordu. Buna Cihaner’in karşılığı ise, “Götüremeyeceksiniz. Direneceğim. Zor kullanacaksınız” olmuştu.