BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Çiçek'ten IMF'ye rest

Adalet Bakanı Çiçek, batık banka alacaklarını tahsilini hızlandıran tasarıya IMF'den gelen 'değiştirin' talebine, tepki göstererek "IMF'nin değil bizim dediğimiz olacak\

Abone ol

Sahip oldukları bankaların kaynaklarını hortumlayanların, götürdükleri parayı geri ödemelerini sağlayacak yeni Bankalar Kanunu Tasarısı, bugün TBMM Adalet Komisyonu'nda ele alınacak Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Bankacılık Kanunu'na gelen eleştiriler konusunda sert konuştu. Kanunda IMF'nin itirazları doğrultusunda değişiklik yapıldığı yönündeki haberler tepki gösteren Çiçek, "IMF'nin dediği olmaz. Bizim dediğimiz olacak ve bu kanun çıkacak" dedi. VATANDAŞIN PARASINI ALMAK İstanbul Sanayi Odası'nın Meclis Toplantısı'nda da konuşan Çiçek, Bankacılık Kanunu'nda yapılacak değişiklikle ilgili amaçlarını açıkladı. Çiçek, “Bizim yapmak istediğimiz şey TMSF'ye devredilmiş olup da vatandaş olarak ödediğimiz paraları geri almak. Sadece TMSF'ye devredilen batık bankalarla sınırlı olacak. Yasa değişikliğinin özü budur. Biz bu özü koruruzî dedi. Türkiye'de yapılan yolsuzluklar karşısında yargının yetersiz kaldığını vurgulayan Çiçek, sonuçta vatandaşta 'çalacaksan büyük çalacaksın yapanın yanına kâr kalıyor' kanaati oluştuğunu kaydetti. Çiçek, “Bu ülkede hukuk devleti lazımdır, yapanın yanına kar kalmamalıdır, bunun gereği neyse hükümetlerin yapması lazım deniliyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz, aklımızın erdiği, gücümüzün yettiği kadarî dedi. YOLSUZLUKLA MÜCADELE Çiçek, Türkiye'nin önünün açılıp açılmamasının doğrudan doğruya yargının sorumluluğunda olduğunu bildirdi. Çiçek şunları söyledi: “Türkiye'nin önünün açılıp açılmaması AB noktasında büyük ölçüde yargının bundan sonraki tutumuna, davranışına ve vereceği kararlara bağlıdır. Bir tek kararla Türkiye'nin itibarını zirveye çıkarabilir, bir tek kararla da Türkiye'nin uzun bir süre dışarıda ve içeride tartışır hale getirebilir. Bugün Türkiye'de yargı sorunu bulunduğunu, yolsuzluğun diz boyu olduğu ve kara leke olarak Türkiye'nin önüne geldiği bir ortamda kimsenin gelip parasını bu ülkeye koymak istemeyeceğini ifade eden Çiçek, “Yolsuzluğun üstesinden gelmenin birinci şartı yolsuzluğun parçası olmamak. bu siyasetçiler için de geçerli. Yolsuzluğun parçası olanlar yolsuzlukla mücadele edemezler.'' şeklinde konuştu. Siyasetçilerin yargı ve hukuk devletine yeterince önem vermemesini eleştirerek, “Türkiye'de yargı hizmet dışı kabul edilen, hizmet edilmese de çok fazla mahsuru olmayacak bir alan olarak kabul edilmiştir. Onun için de böyle ayaklar altındadırî diye konuştu. Yasa tasarısı neler getiriyor? * El konan bankaların yönetim ve denetimini elinde bulunduran ortakların kendi lehlerine kullandıkları her türlü banka kaynakları, yakınlarına ve muvazaalı olarak 3. kişilere aktardıkları her türlü mal, hak ve alacaklar, başkaca bir işleme gerek olmaksızın kanunen Hazine'ye intikal etmiş sayılacak. * Bankacılık suçları, 4200 sayılı Karaparanın Aklanması Hakkında Kanun kapsamına alınacak. * Bankalara ilişkin Hazine alacağı açılmış ve açılacak her türlü davalara adli tatilde de bakılacak. Davalar hızlanacak. * Bankacılık suçlarıyla ilgili hiçbir konu "devlet sırrı" kapsamına girmeyecek. * Hortumculara verilen cezalar artırılacak. 10 yıldan 20 yıla kadar ağır hapis ve 50 milyar liradan 200 milyar liraya kadar ağır para cezası verilebilecek. Ayrıca, meydana gelen zararın Hazine alacağı olarak müteselsilen ödenmesine karar verilecek. * Bankacılık suçlarında Cumhuriyet savcılarının yetkileri artırılacak. * Sorumluların boşanmış veya dul eşlerinin, diğer kan ile kayın hısımları ve üçüncü kişilerin mülkiyeti ve tasarrufuna geçirilmiş bulanan bütün mal, sınırlı ayni veya şahsi hak ve alacaklar hakkında da tüm banka hesaplarının dondurulması, tasarruf yetkisinin kaldırılması, zapt, ihtiyati tedbir kararlarının alınması ve diğer kanuni sınırlamaların getirilmesi Sulh Ceza Mahkemesinden veya yargılama sırasında görevli mahkemeden talep edilebilecek. * Bu kanundan kaynaklanan banka, Fon ve Hazine alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi, 20 yıl olacak. Kaynak: D.B. Tercüman