Türkiye'nin kanını donduran cinayetin sorumlusu olan katil koca tutuklandı
Abone olTürkiye'nin kanını donduran Manisa'daki vahşetin ardından eşi Şefika Etik'i kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle bıçaklayarak öldüren İbrahim Etik tutuklandı. Öldürülen Şefika Etik'in sığınma evindeki arkadaşlarının "Gitme seni öldürür" uyarılarını dikkate almayıp "Ben kocamı çok seviyorum. Çocuklarımın geleceği için gidiyorum" dediği öğrenildi.
Cinayetin ardından yakalanıp gözaltına alınan ve emniyetteki sorgusu sırasında çelik yelekle Manisa Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen zanlı İbrahim Etik'e kendi yakını olan bir kadın, elindeki cep telefonunu fırlatarak "Ne yaptın sen İbrahim, nasıl yaptın bunu İbrahim" diye tepki gösterdi. Yaşlı kadın polislerce olay yerinden uzaklaştırılırken; İbrahim Etik, sağlık kontrolü sonrasında Cumhuriyet Savcılığı'na götürüldü. Etik, yürürken gazetecilere "Bana cinayeti neden işlediğimi soracaksınız, bunu gidin Akmescit Mahallesi Camii imamına sorun?" diye seslendi.
Etik çiftinin ev sahibi olan Akmescit Mahallesi Camii İmamı A.Y.'nin, zanlı Etik'in, evini benzin dökerek yaktığı gerekçesiyle şikâyetçi olduğu öğrenildi. A.Y., zanlının, kendisi hakkındaki iddiaların doğru olmadığını söyledi. Etik, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
'HAKKINIZI HELAL EDİN'
Etik'in cinayetten bir saat önce kadın sığınma evine elinde çiçeklerle giderek eşini ikna ettiği de öğrenildi. Şefika Etik'in kendisine "Gitme seni öldürür" diyen sığınma evindeki arkadaşlarına "Buradan gider gitmez bir işe girip çalışacağım. Hakkınızı helal edin" dediği belirtildi. Etik'in, arkadaşlarının "Sana bir iş bulur, hatta bir ev tutar birlikte kalırız" teklifini de reddettiği öğrenildi.
Şefika Etik'in cenazesi, toprağa verilmek üzere memleketi Muş'a gönderildi. Cinayetin soruşturmasını çok yönlü sürdüren Manisa Asayiş Şubesi Ağır Suçlar birimleri katil zanlısının cinayeti planlayarak işlediği yönündeki delilleri de topladı.
TACİZCİNİN İFADELERİ TÜYLER ÜRPERTTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İstanbul'da, kimyager Ayşe T.'yi taciz edip yaraladığı gerekçesiyle 45 yıla kadar hapsi istenen market çalışanı Nurettin Yıldız, mahkemedeki savunmasında "Eteğinin kısa olmasına kızdım, saldırdım" dedi
İstanbul'da, yardım için evine gittiği kimyager Ayşe T.'yi (32) taciz edip yaraladığı iddiasıyla tutuklanan market çalışanı Nurettin Yıldız, hâkim karşısına çıktı. 20 yaşındaki zanlı, "Eteği kısa diye kızıp saldırdım" dedi. Genç kadının, hâlâ konuşamadığı ve yürüyemediği öğrenildi. Olay, 15 Haziran'da, Beşiktaş Fulya'da meydana geldi. Ayşe T., iş çıkışı alışveriş yaptı. Market yetkilisi, reyonda görevli Yıldız'dan, poşetleri Ayşe T.'nin evine kadar taşımasını istedi. Eşyaları eline alan Yıldız, genç kızla birlikte 50 metre ötedeki eve gitti. Kapıdan eşyaları Yıldız'ın elinden alan Ayşe T., saldırıya uğradı. Yıldız, tecavüz etmek istediği genç kıza şiddet uyguladı. Banyoya kaçmaya çalışan Ayşe T.'yi yumrukladı. Saldırgan, bayılan genç kızın parasını da alarak olay yerinden kaçtı. Bir gün sonra evinde kanlar içinde bulunan Ayşe T., hayata tutundu. Yıldız hakkında ise İstanbul 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 23 yıldan 45 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
KABURGALARI KIRILDI
Davanın ilk duruşması, önceki gün görüldü. Mağdur Ayşe T. duruşmaya katılmadı. Hâkim karşısında savunmasını yapan sanık Yıldız ise, "O gün hastaneye gitmek için müdürden para istedim. İlaçlarım bitmişti. Rafların arasında dolanırken mağdure dondurma reyonuna gitti. Dondurma almak istiyordu. Hareketlerine sinir oldum. Elbisesi kısaydı. Bazı yerleri görünüyordu. İlaç almadığım için kötüydüm. Mağdurenin eteğinin kısa olmasına kızdım, saldırdım. Üzerini çıkarmadım. Defalarca yumrukladım. Banyoda öldüğünü sandım. O korku ile parasını alıp kaçtım. Yerde yatıyordu. Kaşının kanadığını hatırlıyorum. Tecavüz etmedim" diye konuştu. Ayşe T.'nin kardeşi Ali Kutlay T. ise, "Kardeşim beyin kanaması geçirdi. Kaburgalarında kırık vardı. Şu anda yürüyemiyor. Konuşma bozukluğu var" dedi. Duruşma ertelendi.
YÜRÜYEMİYOR, KONUŞAMIYOR
Korkunç olay nedeniyle beyin kanaması geçirdiği ifade edilen Ayşe T.'nin yürüyemediği ve konuşma zorluğu çektiği vurgulandı.
GAZİANTEP'TE ÜÇ ÇOCUĞUN AKILALMAZ ÖLÜMÜ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Gaziantep'İn Nurdağı ilçesinde Aslı Demircan, evde uyuyan 3 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyerek alışverişe çıktı. Evde çıkan yangında çocuklar dumandan zehirlenerek hayatlarını kaybetti.
Olay, akşam saatlerinde ilçeye bağlı Aslanlı Mahallesi'nde meydana geldi. Bir süredir işsiz olan 26 yaşındaki Arif Demircan, iş aramak için gittiği Kahramanmaraş'ta bir fabrikada iş buldu. Pazartesi günü iş başı yapacak olan Arif Demircan, karısı Aslı Demircan'ı arayıp müjdeli haberi verip, akşam eve geleceğini söyledi. Anne Aslı Demircan ise akşam yemeği için evde uyuyan çocukları, 6 aylık Zeynep, 4 yaşındaki Mehmet Fatih ve 3 yaşındaki Fatma Nur'un üzerine kapıyı kilitleyerek çarşıya çıktı. Bir süre sonra Aslı Demircan'ın evinden duman çıktığını gören komşuları, durumu itfaiye ve sağlık ekiplerine bildirdi. Evden çocuk çığlıkları geldiğini fark eden komşuları, kapı ve pencereleri kırıp baygın halde bulunan çocukları evden çıkardı. Bu sırada eve gelen anne Aslı Demircan, sinir krizi geçirdi.
İLÇEDE SADECE 1 AMBULANS VAR
Çocukları evden çıkaran komşular, hemen 112 acil servisi arayarak ambulans istedi. Ancak görevlinin ilçede 1 ambulans olduğu ve onunda bir hastayı Gaziantep'e götürdüğünü söylemesi üzerine çocuklar özel araçla Nurdağı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumları ağır olan çocuklar, burada ilk müdahalenin ardından çevre ilçelerden çağırılan ambulanslarla Gaziantep Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi. Gaziantep'te tedaviye alınan çocuklar, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Nurdağı Devlet Hastanesi Baş Hekimi Dr. Durmuş Gülsoy, ambulans durumu ile yaptığı açıklamada "Hastanemize ait bir 112 Hızır Acil ambulansımız var. Nurdağı çok hareketli bölge olduğu için sürekli kaza ve hastamız olmaktadır. 112 ambulansımız çoğu zaman olaylara cevap veremediğinden dolayı İslahiye ve komşu ilçelerden istemekteyiz. Yangının olduğu anda ambulansımız Gaziantep'e hasta götürmüştü. Burada ilk müdahaleleri yapılan çocuklar yine başka ilçelerden gelen ambulanslarla Gaziantep'e götürülebildi. Yani ambulansların hareket ettiği sıralarda herhangi bir olay olsa, bir başka ambulansa ihtiyaç duyulsa belki de cevap vermemiz zor olacaktı" diye konuştu. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için soruşturma başlatılırken, çocukların cesetlerinin Nurdağı Devlet Hastanesi morguna götürüldüğü bildirildi.
ÇARPTI, ÖLDÜRDÜ, SERBEST KALDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Maltepe'de yolun karşısına geçmeye çalışan 3 kişiye çarpıp 20 yaşındaki Cemre Kuruçay'ın ölümüne neden olan Sabancı Üniversitesi İnsan Kaynakları Sorumlusu Eren Taşbaşlı, mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı
İstanbul'da önceki gün Maltepe'den Kartal yönüne giden Sabancı Üniversitesi İnsan Kaynakları Sorumlusu Eren Taşbaşlı (30) kullandığı 34 UJY 73 plakalı otomobille Maltepe Sahil Yolu'nda karşıya geçen Cemre Kuruçay (20), Fatih Adıgüzel (18) ve Cantürk Akbulut'a (18) çarptı. Gezmek için sahile inmeye çalışan gençler, çarpmanın etkisiyle kanlar içinde etrafa savruldu. Çevredeki vatandaşların ilk müdahaleyi yaptığı gençler gelen ambulanslarla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Yavuz Sultan Selim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Cemre Kuruçay tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
KUSURUM YOK DEDİ
Kazanın ardından gözaltına alınan Taşbaşlı, emniyetteki ifadesinde şunları söyledi: "Kartal istikametine doğru seyir halindeydim. Işıklarda durmuştum.Yeşil ışık yanınca hareket ettim. Bir süre sonra birilerine çarptığımı anladım. Aracımın ön camı patladı. Yayalar koyu renk kıyafet giydikleri için fark edemedim. Hızlı değildim. Normal zamanda bile yavaş kullanırım. Kazada herhangi bir kusurum yoktur."
İşlemlerinin ardından Kartal Adliyesi'ne sevk edilen Eren Taşbaşlı tutuksuz yargılanmak üzere serbet bırakıldı.
DOST CANLISIYDI
Cemre dün Maltepe Camii'nde kılınan cenaze namazın ardından Ferhat Paşa Mezarlığı'na defnedildi. Genç kızın annesi Saadet Kuruçay güçlükle ayakta durdu. Arkadaşları ise çok iyi bir dost, sırdaş olduğunu söyleyerek, "Deli doluydu. Her an her yerden çıkardı. O akşam da daha önce çalıştığı Şelale Cafe'de arkadaşlarıyla çay içmişler. Daha sonra da her zaman yaptığı gibi yolun karşısına geçip bankta oturup adalara karşı sohbet etmek istemiş. Ama başaramamışlar" diye konuştular.
SIR CİNAYETİ KOLİ ÇÖZDÜ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Avcılar'da 21 Ağustos'ta Doğan Kalenderoğlu (31) evinde 55 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu
Polis, olay gecesi Kalenderoğlu'nun eşi Nurşen Kalenderoğlu'nun uçakla Diyarbakır'a gittiğini belirledi. Çelişkili ifadeler veren Nurşen Kalenderoğlu'nun 10 gün önce hiç tanıdığı olmamasına rağmen Konya'ya bir koli gönderdiği tespit edildi. Polis, bu kolinin Konya'da bir markette çalışan Serhat T.A. (27)'ya gönderildiğini saptadı. Kolinin içinde Kalenderoğlu çiftinin oturduğu evin anahtarı olduğu belirlendi. Serhat T.A. ile Kalenderoğlu'nun zaman zaman İstanbul'da görüştüğünün tespit edilmesinin ardından gözaltına alındılar. Kalenderoğlu'yla internet üzerinde tanıştıklarını anlatan Serhat T.A., 5-6 aydır görüştüklerini söyledi. Eşini yasak aşkına öldürttüğü iddia edilen Nurşen Kalenderoğlu, "Bana 'Artık sana ve kızına zarar veremeyecek. İkinizden de vazgeçecek. Onu ikna edeceğim' demişti. Ancak eşimi öldüreceğini bilmiyordum" dedi.
ŞİDDET GÖREN KADININ DRAMI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Eşinden şiddet gördüğü için Mardin'de sığındığı karakoldan ailesi tarafından alınarak Gaziantep'teki baba evine getirilen genç kadın, hayatından endişe ediyor.İddiaya göre, Mardin'in bir köyünde yaşayan F.B, bir süredir avukat eşi Ç.B. (39) ile onun ailesinden şiddet görüyordu. Yaklaşık 3 ay önce yine şiddet gören F.B, (30) Gaziantep'teki baba evine geldi. Aile büyükleri tarafından ikna edilen ve eşinin söz vermesi üzerine evine dönen F.B, 10 gün sonra yeniden şiddet gördü.
Evinden kaçıp Jandarma Karakolu'na sığınan F.B, ailesi tarafından alınarak Gaziantep'e getirildi. Yaklaşık 10 gün sonra eşinden boşanmak için stajyer avukat kardeşi İ.H.A'nın da yardımıyla dava açan F.B, çocuklarının velayetini de mahkeme kararıyla almaya hak kazandı.
F.B, daha sonra ailesiyle birlikte Mardin'e giderek yaşları 3-12 arasındaki 4 çocuğunu aldı. İddiaya göre, aynı günün akşamında eşi ve eşinin akrabalarından oluşan bir grup tarafından kardeşi İ.H.A. ve annesiyle birlikte sopalarla darbedildi.
Hala vücudunda morluklar olan ve aldığı darbeler nedeniyle başında sargılar bulunan F.B, yaşadıklarını gazetecilere şöyle anlattı:
''Eşimden sürekli şiddet görüyordum. Sadece eşim değil eşimin akrabaları da... Şikayet etmemem için beni tehdit ediyorlardı. Elim kolum bağlıydı, sahibim yok... 'Her şeyi yapacaksın, dayağını yeyip oturacaksın' dediler. Ne yapabilirdim ki? En son yine şiddet gördüm. İki gün eve hapsettiler. Eşimin ve kayınbabamın dışarı çıkmasını bekledim. Arka taraftan kaçtım sağlık ocağına sığındım. Oradan da karakolu aradılar. Karakoldan gelip beni aldılar. Sonra şiddet gördüğüme dair rapor aldım.
Ailem, beni karakoldan aldı. Eşim, 'benden nafaka, tazminat istersen çocukları istersen, artık birbirimizi tanımayız, gördüğümüz yerde sizi öldüreceğiz' dedi. Henüz boşanmadık ama mahkeme çocukların velayetini bana verdi. Benim 10 yaşında bir kızım var, ona hem babana hem nene dedene hem de kardeşlerine bakacaksın, dışarı çıkmaya hakkın yok diyorlarmış. Çocuklarımı Gaziantep'e getirdiğim günün akşamında evimiz basıldı, darbedildik. Canımızdan endişe ediyoruz, koruma bekliyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in bize sahip çıkmasını istiyoruz''
F.B'nin şiddet gören kardeşi İ.H.A. ise ablası Gaziantep'e geldikten sonra suç duyurusunda bulunduklarını ve koruma istediklerini, ancak bir sonuç alamadıklarını ifade etti.
En son ablasının eşi ve yakınları tarafından evlerinde darbedildiklerini belirten İ.H.A, yardım beklediklerini kaydetti.