Bakan Çiçek, Erdoğan'ın yurtdışı gezilerini savunurken ilginç bir benzetme yaptı. İşte o bazı vekilleri güldüren benzetme;
Abone olÇiçek, ''Başbakan geziyor'' şeklindeki eleştirilere ''Eee turistik geziye gitmiyor ki... İşi niye böyle bir mecraya sokarak konuyu değerlendirmeye çalışıyorsunuz'' karşılığını verdi.
Türkiye'nin dış politikada haklı olduğu davaların en başında Kıbrıs konusunun geldiğine değinen Çiçek, ''Kıbrıs konusu ne zaman BM'ye gitse 6 oydan fazla alamamış. Demek ki bizden önce konu anlatılamamış. Geçtiğimiz yıl BM'nin oylamasında 151 oy aldık. Nasıl oldu bu? Bir yere gitmezseniz, konuşmazsanız, davanızı anlatmazsanız, kendinizi tanıtmazsanız... Bakın gezen tilki, yatan aslandan karlıdır. Şimdi yattığınız sürece hiç kimse bir şey getirmez. Gezeceksiniz, gideceksiniz, konuşacaksınız, tartışacaksınız, mühim olan ülkemizin bundan neler kazandığı. Bizim petrol
ÇİÇEK O SÖZÜ DEĞİŞTİRDİ |
TDK'nın "Atasözleri ve deyimler sözlüğünde" Bakan Çiçek'in kullandığı atasözün aslı, "yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir)" olarak geçiyor. |
gelirimiz yok, bizim öyle avantadan ülkemize aktaracağımız kaynaklar yok. Gidip vatandaşımızın üretimini dış dünyada pazarlayacaksınız ki devletin çarkını döndürebilesiniz. Afrika'ya gitmezseniz, Güney Amerika'ya gitmezseniz, hatta yanı başımızdaki komşularımıza gitmezseniz, o zaman Türkiye'nin çarkını nasıl döndüreceksiniz?'' şeklinde konuştu.
Bazı ülkelerde Başbakanların seçildiği günün ertesinde yurt dışı gezisi yaptığını anlatan Çiçek, ''Bu ziyaretlerin, görüşmelerin tamamı devletin, ülkenin menfaati içindir. Bir Başbakan kendi ülkesinin menfaatini korumayacak mı? Bunun için çaba göstermeyecek mi?'' diye sordu.
Çiçek, Başbakanlık merkez teşkilatı ile Başbakanlığa doğrudan bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) bütçelerinin üzerinde, eleştirilere cevap vermek üzere Hükümet adına söz aldı.
MİT ile MGK Genel Sekreterliğinin en üst düzeyde gözetilmesi ve ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılanması gereken kuruluşlar olduğunu belirten Çiçek, ''Günümüzde istihbarat teşkilatların önemi her geçen gün artmaktadır. Ülkenin iç ve dış tehditlerinin önceden bilinmesi, alacağınız kararların alt yapısını oluşturmaktadır. Bu bilgileri ne kadar önceden elde edebilirseniz, muhtemel tehditleri bertaraf etme imkanınızı da o nispette ortadan kaldırmış olursunuz. Onun için istihbarat teşkilatı, bir ülkenin gözüdür kulağıdır'' diye konuştu.
MİT'in dışında Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma teşkilatının ve Emniyet Genel Müdürlüğünün de istihbarat alanında hizmet veren birimlerinin bulunduğunu belirten Çiçek, ''Bu birimlerin hiçbirisi, diğerinin alternatifi ya da MİT'in alternatifi değil. Olsa olsa onu tamamlayan, ona destek veren ve birlikte ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruma noktasında özverili çaba ve gayret gösteren kuruluşlar olarak değerlendirilmesinde yarar vardır." dedi.
ANAYASANIN İLK 3 MADDESİ, ÜLKENİN ORTAK PAYDASI
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Anayasal bir devlet olduğunu, Anayasanın ilk 3 maddesinin herkesin ortak paydası olduğunu kaydeden Çiçek, ''Bu ülkede reform adına, açılım adına veya adına ne denilirse denilsin ne yapılacaksa ne yapılıyorsa bu 3 madde çerçevesinde yapılacaktır. Bunu defalarca söyledim. Belki programlarımız, düşüncelerimiz, dünya görüşlerimiz, iktidara geldiğimizde uygulayacağımız politikalarımız farklı olsa bile bu ilk 3 maddedeki husus, bu ülkenin ortak paydasıdır. Bunları tartışmayız, bunları tartışmaya da açmayız'' diye konuştu.
Çiçek, şunları kaydetti:
Biz hepimiz, görüşlerimizin farklı olmasını değerlendirme konusu yapabiliriz ama hiçbirimiz diğerimizden daha vatan sever olduğumuzu tartışma konusu yapmayalım. İşi vatanseverlik meselesine götürmeyelim. Biz ülkemizi seviyoruz, devletimizi seviyoruz, buradaki değerleri seviyoruz, böyle bir millete mensup olmaktan dolayı da bin defa, yüz bin defa ebediyete kadar da gurur duyuyoruz. Daha bunun ötesinde ne istiyorsunuz? Kimsenin vatanseverliğinin kantarı yok ki... Bunun bir kantarı mı var yani 'biz az seviyoruz, siz çok seviyorsunuz' diye. Gelin tartışmayı bu noktaya götürmeyelim. Bunun dışında her türlü tartışabiliriz.