BIST 9.577
DOLAR 34,00
EURO 37,86
ALTIN 2.822,07
HABER /  POLİTİKA

Çiçek iki arada kaldı

Şemdinli olayları Cemil Çiçek'i yıprattı. Adaletin başındaki isim durumunu atasözü ile özetledi

Abone ol

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''cumhurbaşkanlığı gibi herşeyi belli olan bir konuyu bir buçuk yıl evvel tartışmaya açmak, buna taraf olmak ya da bu tuzağa düşmek bence siyasette yapılacak büyük yanlışlardandır, bu tuzaktır '' dedi.

Özel bir televizyon kanalındaki programa katılan Çiçek, son günlerde yaşanan laiklik tartışmalarını, 'ayağı yere basmayan, sonucu rejim meselesine kadar götürülen' tartışmalar olarak niteledi.
 
Ortaya atılan tartışmaların planlı olabileceğini belirten Adalet Bakanı Çiçek,  ''parti tüzüğü ne olursa olsun, programı ne olursa olsun, genel başkanı ve ilgili organları ne karar alırsa alsın, onlarla hiç konuşmadan 'ben istediğim gibi konuşurum' dediğiniz takdirde o zaman bu parti olmaz, parti bundan zarar görür. Bunların hepsini bir tarafa iterek, eğer böyle düşünüyorsanız, o takdirde o partiden ayrılmanız gerekir" dedi.
 
AKP'nin karşısında olanların ''partide bölünme, çatlak var'' dediklerini belirten Çiçek, kendinin ANAVATAN tecrübesi yaşadığını, AKP'nin de ANAVATAN'ın kuruluşundan bugüne geçirdiği süreci çok iyi takip etmesi gerektiğini söyledi.

"ANAP'ta da bu oldu"

Çiçek, Anayasa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin usulünün, zamanının, yönteminin belli olduğunu belirterek, "ANAP'ta da bu oldu. Ben şimdi bakıyorum, AKP ile ilgili empozeler piyasaya sürülen isimler dışarıdan empoze ediliyor. Parti olarak da belki zaaflarımız oldu, hemen bu lafların üzerine atladık" dedi.
 
Bu tartışmaları AKP'nin iktidarda kalmasını istemeyenlerin gündeme getirdiğini öne süren Çiçek, ''bu tuzağa düşmek yanlıştı'' dedi.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde kalan sürenin nasıl geçeceğinin sorulması üzerine Çiçek, ''biraz daralma olacak. Bugünler suni gündemlerle rejim tartışmalarıyla geçer. Partiye yönelik iddialar daha çok gündeme gelecek. Birilerine laf yetiştirmekten vazgeçmemiz lazım'' dedi.

"Habersiz hiçbir iş yapmadım, yapmam"

Cumhurbaşkanlığı için adının geçip geçmediğinin sorulması üzerine Çiçek, ANAP tecrübesi olduğunu tekrarlayarak, ''bu tuzağa düşen arkadaşlarımız olabilir, şu ana kadar partimin haberi olmadan, partiye rağmen hiçbir iş yapmadım, yapmam. Bu geriye ve ileriye dönük her şeye cevaptır'' dedi. 
    
Son çıkarılan yasalar içinde hem kendinin hem de CHP'nin içine sinmeyen maddeler olduğunu söyleyen Çiçek, mümkün olan uzlaşmayla bu yasaların çıkarılması gerektiğini belirtti.

''Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık''

Şemdinli olaylarına ilişkin bir soru üzerine Çiçek, son dönemde hükümette en çok sıkıntı çeken bakanlardan biri olduğunu vurgulayarak, ''aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık'' dedi.

Aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı olduğunu anımsatan Çiçek, ''işin yorumu benden bekleniyor. Yasal zaruretler gereği birşey söyleyemem'' dedi.
   
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihracıyla
ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, ''herşey sabırdan geçiyor. Demokrasi kültürünün yerleşmesi çok kolay olmuyor. Bunu yeteri kadar özümseyemedik, kurumsallaştıramadık. Anayasa'da kurallar var ve kurullar var. Bu kurullar hangi kararları aldıysa hukuk nezdinde vicdani sorumluluğu da onlara aittir'' dedi. 
    
Çiçek, programda çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'na ilişkin sorularını da yanıtladı.
 
Terörün uluslararası boyut kazandığını, bazı konularda düzenleme yapmak gerektiğini, güvenlik güçlerinin de bazı ihtiyaçları olduğunu anlatan Çiçek, bu konularla özgürlükler arasındaki dengenin sağlanmasının zor olduğunu söyledi.
 
Kamu düzeninin sağlanmadığı yerde özgürlüklerden bahsedilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, ''ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek gibi bir yanlışa düşmeyiz. Olağanüstü tedbirlerle özgürlükleri kısıtlayarak teröre çare bulunamayacağının hükümet farkında'' dedi.

Tasarıyı hazırlarken, terörün tanımında bir değişikliğe gitmediklerini, yeni bir suç ihdas etmediklerini vurgulayan Çiçek, mevcut Terörle Mücadele Yasası'ndaki ve ceza yasalarındaki suçların tasarıya alındığını anlattı.
 
Çiçek, Tasarıda tartışılan 'Örgütün veya amacının propagandasını yapmak' ibaresinin de 1 haziranda yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'ndan (TCK) aktarıldığını ve tasarıya yeni bir şey yazılmadığını belirtti.
 
''Biz karanlıkta birşey yapmadık"

Abdullah Öcalan'a af getireceği iddialarıyla gündeme gelen tasarının altıncı maddesini de irdeleyen Çiçek, bu iddianın tasarı İçişleri Komisyonu'nda görüşüleceği sırada gündeme geldiğini, ertesi gün de Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olduğunu hatırlattı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın iddiasını partisi dışında kimsenin doğru bulmadığını söyleyen Çiçek, Öcalan'ın bu maddenin Türk Ceza Kanunu'nda işaret ettiği maddeden değil, TCK'nın 125'inci maddesinden hüküm giydiğinin söylendiğini kaydetti.
 
Baykal'ın bu iddiasından daha sonra vazgeçerek maddeyi kimin koyduğu tartışmalarını ortaya attığını kaydeden Çiçek, yasa tasarılarını bir iki kişiyle hazırlamadıklarını, söz konusu tasarının 36 kişilik bir komisyon tarafından hazırlandığını belirtti.
 
Çiçek, ''biz karanlıkta birşey yapmadık. Tasarıda ne varsa herkesin bilgisi
var. Temmuz ayında tasarı metne dönüştürüldüğünde bu madde vardı''
diye konuştu.
 
"Adam suçunu inkar etmedi ki"

Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin Öcalan'ın yeniden yargılanması talebinin reddine ilişkin kararını da değerlendiren Çiçek, kararı henüz okumadığını ancak bildiği kadarıyla ilgili mahkemenin başvuruyu aldığını, dosyayı getirttiğini ve savcılığın görüşü doğrultusunda bir karar verdiğini söyledi.
 
Çiçek, ''mahkeme dosyayı açtı, karar vermesi için dosyayı açması gerekiyor. Sonuçta yeniden yargılamanın fayda getirmeyeceğini söyledi. Çünkü yeni TCK o kişi bakımından lehe hüküm getirmiyor. Öcalan için çıkış yolu olması mümkün değil. Adam suçunu inkar etmedi ki. Zaten etse ne olacak herkes biliyor'' dedi.