Meclis'te milletvekillerinin sözlü soru önergelerini yanıtladı Cemil Çiçek. Herkesin vekil dokunulmazlığına yönelmesine itirazı vardı bakanın. Bir de itiraf da bulundu.
Abone olAdalet Bakanı Cemil Çiçek, yasalarla kamu görevlilerine getirilen ayrıcalıklar nedeniyle yargılama açısından zorluklarla karşılaşıldığını belirterek, bu konuda Anayasa'nın 129. maddesi de dahil genel bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda, milletvekillerinin sözlü soru önergelerini yanıtlayan Çiçek, adalette yeni bir yapılanma sürecinde olduklarını, günün koşullarına uygun ve ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte adliye binaları oluşturulurken kamunun elindeki bina ve arazilerden yararlandıklarını belirtti. Türkiye'de geçmişte hemen her ilçede bir cezaevi kurulduğunu, 2 hükümlü için 5 gardiyan ve 13 jandarma görevlendirilen cezaevlerinin, hükümlülerin rehabilitasyonu ve topluma yeniden kazandırılmasında hiçbir işlevleri olmadığını anlatan Çiçek, dünyadaki yönelime de paralel olarak bu işlevlerin daha sağlıklı yerine getirileceği bölge cezaevlerine yöneldiklerini ifade etti. Ağır ceza ve diğer mahkemelerin açılmasında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun belirlediği kıstasların esas alındığını kaydeden Çiçek, ağır ceza mahkemesi kurulması için yılda 300 ağır ceza dosyasının, sulh ceza mahkemesi kurulması için de bu mahkemede görülecek nitelikte bin dosyanın gelmesi gerektiğini anlattı. KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI Kamu görevlilerinin farklı yargılama sürecine tabi olmalarına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Çiçek, birtakım imtiyaz ayrıcalıkların Türkiye'de hep tartışıldığını, kendisinin de bu konunun üzerinde durduğunu belirtti. ''Türkiye'de demokrasi maalesef imtiyazlar üzerine kurulmuştur. Herkes kendisine göre bir imtiyaz tesis etmiş. Bunun sonucu olarak da özellikle yargılama faaliyetleri açısından bazı zorluklarla karşı karşıya kaldığımız ortadadır'' diyen Adalet Bakanı Çiçek, şöyle konuştu: ''Kamuoyu açısından baktığımızda Türkiye'de imtiyaz denilince, eğer öyle kabul ediliyorsa sadece milletvekilliği dokunulmazlığı üzerinde duruluyor. Halbuki milletvekili dokunulmazlığı kişinin ismine verilmiş imtiyazlar, teminatlar, ayrıcalıklar değildir, görevin gereğidir. Milletvekillerinin her türlü endişeden baskıdan ve benzeri şeylerden azade olarak tam bir vicdan huzuru içinde görevlerini yapabilmeleri adına verilmiş bir husustur.'' AYRICALIKLARIN DÜZENLENMESİ Çiçek, genelde tartışmaların milletvekillerinin dokunulmazlığı çerçevesinde yapılması nedeniyle yargılama açısından diğer imtiyaz ve ayrıcalıkların kamuoyunun bilgisinde olmadığını, bu konuda yazı yazanların bile bu imtiyazları bildiklerini zannetmediğini söyledi. Yargılama açısından yasalarla tanınmış ayrıcalıkların yeniden düzenlemesi düşünüldüğü takdirde, Anayasa'nın 129. maddesi de dahil genel bir düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Çiçek, ''Bunlar yapılmadan mesele sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı çerçevesinde tartışıldığı takdirde, bütün olumsuzlukların, yolsuzlukların sorumlusu siyaset yapan insanlarmış gibi kamuoyunda yanlış imaj söz konusu oluyor'' diye konuştu. Çiçek, sivil ve askeri yargı mensupları da dahil olmak üzere kamuda görev yapan kimi görevlilere yargılamada özel yöntemler getiren yasaları tek tek saydığı konuşmasında, ''Bu ayrıcalıklar nedeniyle en fazla sıkıntıya maruz kalan bizatihi yargının kendisidir'' görüşünü dile getirdi. CUMHURBAŞKANI'NIN AFFETTİĞİ HÜKÜMLÜLER Adalet Bakanı Çiçek, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in affettiği mahkumlarla ilgili bir soruyu yanıtlarken de göreve geldiğinden bu yana Sezer'in 252 hükümlünün cezasını kaldırdığını bildirdi. Cezası kaldırılan yasadışı MLKP ve Dev-Sol örgütlerine üye 2 kişinin, yeniden cezaevinde olduğunu da belirten Çiçek, Cumhurbaşkanı'nın bir hükümlünün cezasını kaldırmasının belli bir prosedürü bulunduğunu, sağlık kurulu raporu, sabıka kaydı gibi belgelerin arandığını ifade etti. Cemil Çiçek, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın toplam 17, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de 93 hükümlünün cezasını kaldırdığını anımsattı. Çiçek, adalet teşkilatının şu an 19 bin personel açığıyla çalıştığını, bu açığı diğer kamu kurumları ile özelleştirme kapsamına alınmış kuruluşlardan nakledilecek personel ve özelleştirme mağduru diye bilinen ve şu anda işsiz olanlarla kapatmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. ŞAHİN'İN YANITLARI Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerinin sözlü soru önergelerini yanıtladı. Özelleştirme nedeniyle işini kaybeden vatandaşların durumunu düzeltme için bir karar alındığını ve uygulamaya geçildiğini anımsatan Şahin, bugüne kadar iş istemiyle 8 bin 628 ''özelleştirme mağduru''nun başvurduğunu bildirdi. Bu başvuruların geçen hafta Devlet Personel Başkanlığı'na geldiğini bildiren Şahin, bir ay içinde bu personelin Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın taşra teşkilatlarında işe başlayacaklarını umduğunu söyledi. Bakan Şahin, bir soruyu yanıtlarken amacına uygun olarak çalışmadığı için iki vakfın dağıtıldığını bildirdi.