BIST 9.900
DOLAR 34,12
EURO 38,11
ALTIN 2.879,89
HABER /  GÜNCEL

Çiçek CHP'ye isim taktı

AK Parti ile CHP'nin kavgası Bakanlar Kurulu'na da sıçradı. İktidar içerde CHP'nin muhalefetini masaya yatırdı. Çiçek, içerde konuşulanları bakın dışarı nasıl yansıttı.

Abone ol

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Ana muhalefet Partisi CHP'nin son zamanlardaki muhalefet anlayışını eleştirerek, ''Demokrasi çoğunluğunun hakimiyeti değildir, bunu söylüyoruz, ama öbür taraftan da azınlığın çoğunluğu esir alması ya da muhalefet hakkının kötüye kullanılması da hiç değildir'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, ele alınan konular hakkında bilgi verdi. Toplantıda üzerinde durulan bir konunun, AB müzakere süreciyle ilgili olduğunu, bu konuda Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın kısa birer değerlendirme yaptıklarını, bu değerlendirmelerin süreceğini ifade eden Çiçek, 17-18 Temmuz'da AB Bakanlar Komitesi toplantısı yapılacağını, bu toplantıya ilgili bakanların katılacağını söyledi. Çiçek, toplantıda son olarak TBMM'nin yasama çalışmalarının görüşüldüğünü ifade etti. TBMM'nin, 3. yasama dönemini dün geride bıraktığını, çalışmalarına 1 Ekim'e kadar ara verdiğini anlatan Çiçek, 3 yılın değerlendirmesini rakamlarla yaptı. Çiçek, TBMM'nin 1, 2 ve 3. yasama dönemlerinde, bugüne kadar, 803 yasa tasarısından, 629'unun yasalaştığını söyledi. Çıkarılan yasalardan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri gönderilerin sayısının 36 olduğunu, bunlardan 27'sinin geri gönderme gerekçeleri dikkate alınarak veya aynen TBMM'den geçtiğini anlatan Çiçek, bu dönemde, 304 araştırma önergesi verildiğini kaydetti. Üç yıl içinde, 12 soruşturma önergesi verildiği belirten Çiçek, 2 gensoru önergesinin de Genel Kurul'da karara bağlandığını söyledi.Çiçek, 7 bin 435 yazılı soru önergesi verildiğini, bunlardan 5 bin 147'sının cevaplandırıldığını, bin 573 sözlü soru önergesinden 761'inin yanıtlandığını kaydetti. Çiçek, şöyle konuştu: ''Bütün rakamlara baktığımızda, son 3 yıl içinde TBMM, gerçekten çok yoğun bir çalışma ve çaba göstermiştir. Böylesine yoğun bir çalışma temposunda, içinden geçtiğimiz sürecin, Türkiye'nin ertelenen sorunlarının ve beklentilerinin önemli bir payı vardır. Ümit ediyorum ki önümüzde iki yasama dönemi daha var. Bu iki yasama dönemi içinde, Türkiye'nin öncelikli meselelerini en başa almak suretiyle bu çalışmalar aynı şekilde sürdürülecektir. TBMM Başkanımıza, görev yapan milletvekillerimize, bütün parti gruplarına teşekkür etmek istiyorum'' Çiçek, son günlerde bu çalışmalar sürdürülürken, hükümet ve parti olarak arzu etmedikleri bir gerilim yaşandığını söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: ''Bununla ilgili bir kaç günden beri bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Biz esas itibariyle soğukkanlı bir şekilde, bu değerlendirmelerin aslında belli bir noktada durmasını arzu ediyoruz.Ama anlaşılıyor ki, bu tek yönlü değerlendirmeler devam edince, hükümet olarak da bizim bu yapılan çalışmalarla ilgili birkaç hususu kamuoyu ile paylaşma mecburiyetimiz hasıl olmuştur. Bildiğiniz gibi seçimlere birden çok parti giriyor, her parti seçime girerken programını açıklıyor. 'Eğer beni iktidar yaparsanız, getirmek istediğimiz düzenlemeler bunlardır, sorunları böyle çözeceğim, şu adımları yapacağım, reformları yapacağım' diye... Sonra seçim sonuçları o partiyi iktidara getirirse, seçim beyannamesinde vaat ettiği hususlar hükümet programı haline gelir. AK Parti olarak seçim beyannamesinde yer alan hususları, hem hükümet programı haline getirdik hem de Acil Eylem Planı olarak kamuoyunun bilgisine ve takdirine sunduk. Bizim bu vaatlerimiz, kamuoyu açısından beklentidir. Önümüzdeki seçimlerde bizi değerlendirirken vatandaşlarımız, bu vaatlerimizden neyi yaptık-yapamadık, bunları değerlendirip reyini verecektir. İktidar olarak vaat ettiğimiz hususları, TBMM'nin bilgisine ve güvenine mahzar olmuş hususları, hükümet programına, kalkınma planlarında Türkiye'nin önüne konmuş olan hedefleri ve bunlara ilaveten ulusal programda taahhüt ettiğimiz hususları yasalaştırmaya mecburuz. Hükümet olarak belki hiçbir iktidarda görmediğimiz açık yürekliliği buradan veya muhtelif platformlarda ifade etmeye çalıştık.'' ''HER İSTEDİĞİMİ YAPARIM MANTIĞI İÇİNDE HAREKET ETMEDİK'' Çiçek, 3 Kasım seçimleri sonunda önemli bir sayısal çoğunluğa sahip olmalarına rağmen, 3 yıllık yasama dönemi çalışmalarında anamuhalefet partisinin katkısını hep arzu ettiklerini, doğrusu pek çok çalışmada bu katkılarını gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bunu da hiç saklamadan, hem Meclis kürsüsünden, hem buradan yaptığımız açıklamalarda, hem de değişik platformlarda, bu katkılarını açıkça ifade ettik, hiçbir komplekse kapılmadık, bundan dolayı da teşekkürlerimizi ifade ettik. Yine de bugüne kadar olan katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Son zamanlarda yaşananlarla ilgili olarak bazı şeyleri söylememiz lazım. Biz iktidarız, elbette Meclis'te çoğunluğumuz var. Ama şunun idraki içindeyiz, demokrasi bir çoğunluk rejimi değil tek başına... Benim çoğunluğum var, her istediğimi yaparım mantığı içinde hareket etmedik. Mümkün olduğu kadar, her kesimin, özellikle de muhalefet partisinin, hatta milletvekillerinin teker teker katkısını arzu ettik. Buna da çıkardığımız yasalar tanıklık etmektedir. Pek çok konuda, her gelen olumlu teklifi açıklıkla bu düzenlemelerimize yansıttık. Ama bir taraftan 'demokrasi çoğunluğun hakimiyeti değildir' bunu söylüyoruz, ama öbür taraftan da azınlığın çoğunluğu esir alması ya da muhalefet hakkının kötüye kullanılması da hiç değildir. Son 10 yılı aşan bir süreden buyana Meclis'te yaşanan hususlara baktığımızda, anamuhalefet partisi, hükümete belli şeyleri, 'ya bunu yaparsınız, yapmadığınız takdirde biz de elimizden geleni yaparız' tarzında, çok da demokratik olmayan, ama çok da sürpriz de olmayan, geçmişte benzerlerini yaşadığımız, hatta gittikçe de itibar kaybeden bir üslup içerisinde, partilerinin kongre süreci başlamış olması nedeniyle dikkatleri dışarıya çevirmek gibi bir düşünceyle de olabilir, olabildiğince ortam gerilmekte, akıl almaz bir yaklaşım içinde hükümet ve iktidar suçlanmaktadır.'' ''...BİR KISIM YERLERİ GÖREVE ÇAĞIRAN ÜSLUP'' CHP'nin yasama çalışmalarını engelleme faaliyetlerine tutanakların şahit olduğunu belirten Çiçek, 55 maddelik bir yasa tasarısı görüşülürken, sadece madde numaraları değiştirilerek aynı önergenin tekrarlandığını ve yasaların çıkarılmasının engellenmek istendiğini kaydetti. ''Bu yasalar, toplumun önemli bir kesiminin beklentisi olan yasalardır. Türkiye'de yapısal değişimi gerçekleştirecek olan yasalardır'' diyen Çiçek, şöyle konuştu: ''Evet, demokrasi, çoğunluğu olanın her şeyi yapması değil, ama muhalefet hakkının kötüye kullanılmasını da bir engelleme olarak anlamak son derece yanlıştır. Bunun ötesinde, adeta sanki demokrasi,rejim tehlikedeymiş gibi, çok aşırı dozda, yüksek bir tonla, bir kısım yerleri göreve çağıran, bir kısım kuruluşların beyanları ile kendi beyanları arasında paralellik kurmak suretiyle o kurumları da tartışma konusu haline getiren, tartışmanın içine çeken bir üslup son zamanlarda muhalefetin söylemine egemen olmuştur. Bunu çok doğru bulmadığımızı, bir kısım devlet kurumlarını yerli yersiz tartışmanın içine çekeceğini, bundan en evvel o kurumların zarar göreceğini ifade etmek istiyoruz. Cumhuriyetin hiçbir kurumu, ne benim partimin, ne de anamuhalefet partisinin yan kuruluşu değildir, paralelinde değildir, destekçisi değildir. Ama, bir kısım kendi görüşlerine o kuruluşu veya falanca kuruluşu şahit göstererek, bir anlayış içinde muhalefet yapılmaya kalkışılırsa, o takdirde devletin kurumlarını iş yapamaz hale getirir, karar veremez hale getirir ya da kendi iradeleriyle vermiş oldukları kararların üzerine gölge düşürür. Meclis'in çalışmalarına ara verdiği bu dönemde, herkesin bu durumu soğukkanlı bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirten Çiçek, ''Geçmişte bu üslup çok kullanılmıştır. Meselelere hep böyle yaklaşılmıştır. Ama bu, muhalefet yapana da hiçbir şey kazandırmamıştır, hele bu yoldan gideni kimse iktidar yapmamıştır'' dedi.