Türkiye'de 1980'den sonra doğan hiç kimseye aşı yapılmadı. Yani 30 milyon gencimiz tehlikede.
Abone olE el Samud füzesi, ne de petrol kuyularının havaya uçurulması... Irak diktatörünün elindeki en büyük silah, biyolojik silahlar. Üretmek için fabrika gerekmiyor, bir laboratuvar yetiyor; virüsün yayılma hızı da korkunç. Hastalıkların başında da çiçek ve şarbon geliyor. Çiçek hastalığı, dünyada 1980 yılından sonra tek-tük vakaların dışında görülmedi. Bu yıldan sonra da, Türkiye gibi pek çok ülkede bebeklere çiçek aşısı yapılmadı. İstanbul Acıbadem Hastanesi'nden Moleküler Genetik Uzmanı Doç. Dr. Tanıl Kocagöz'e çiçek hastalığıyla ilgili her şeyi sorduk... Nasıl bir virüs? Çiçek virüsü, füzeyle atılacak cinsten bir virüs değil... Çünkü ısıya dayanıklı değil. Biraz ısınınca hemen bozulabiliyor. Derin dondurucularda uzun süre dondurularak saklanıyor. Herhangi bir terörist saldırıda nasıl kullanılır? Çiçek virüsü herhangi bir terörist saldırıda bizi bulabilir. İlle de Irak'ta atılması gerekmiyor. Çünkü bu virüs, küçük bir buz kovasında ya da buz kutusu içinde rahatlıkla taşınabilir. Herhangi bir şekilde havaya püskürtebilirler. Havaya parfüm gibi sıkabilir. Örneğin bir alışveriş merkezinde, sinemada, otobüste ya da metroda havaya sıkılan bu virüs bir anda büyük bir salgın başlatabilir. Çiçek aşısının bağışıklığı ne kadar sürer? Türkiye'de 1980 yılına kadar aşı olanlar ömür boyu korunmuştur. Bağışıklık ömür boyu sürüyor. Çiçek aşısı vücutta görülür mü? Çiçek aşısı olup olmadığını ya da tutup tutmadığını anlamak için vücuttaki (genellikle kola yapılmıştır) parlak yara izini görmek gerekiyor. Bu iz yoksa ya aşı tutmadı ya da olmadı demek. Aşı olmayanlar ne yapacak? Olası bir çiçek virüsü saldırısına karşı 1980'den sonra doğan herkesin mutlaka çiçek aşısı olması gerek. Bugün olmasa da, ileride bu tür bir terörist saldırı her zaman mümkün. Özellikle 23 yaşından küçük olanlar ve askerliğini savaş bölgesine yakın yerlerde yapanlar aşılanmalı. Çok bulaşıcı mı? Çiçeğe yakalanan birinin, bağışıklığı olmayanlara bulaştırma olasılığı son derece yüksek... Bir kişi en az 10 kişiye bulaştırabilir. Bu da büyük bir salgının habercisi demektir... Peki nasıl bulaşır? Solunum yoluyla. Virüs koltukaltı, kasık ve boğazdaki lenf bezlerine yerleşiyor. Orada çoğalıyor. 12 günlük kuluçka süresi var. Bu evrede herhangi bir belirti yok. Sonra ateşlenme başlıyor. Deride kızarma ve kabarıklık oluşuyor. Bunlar su topluyor. Patlayıp kanamalı iltihaplara, büyük yaralara dönüşüyor. Ölümcül mü? Bu yaralara başka virüsler yerleşiyor ve çoğalıyor... Bu ikincil enfeksiyonlar öldürücü olabiliyor. Ölüm oranı nedir? İkincil enfeksiyonlar önlenmezse; mikroplar kana karışıp bütün organları tahriş ediyor... Beyni sarıyor, menenjite neden oluyor. İç organlara hasar veriyor. 2 hafta içinde de ölümler başlıyor... Tedavisi var mı? Hastalık kapıldıktan sonra ikincil enfeksiyonlar tedavi edilebiliyor ancak çiçek hastalığının bugüne kadar aşı dışında bulunmuş antibiyotik türü bir tedavisi mevcut değil. Bu hastalığa yakalanıp da kurtulanlarda 'çiçek bozuğu' denilen birtakım derin izler kalıyor. Çiçek aşısı nerede bulunuyor? Hastalığın kökünün kurutulduğuna karar veren BM Dünya Sağlık Örgütü WHO, 1980'de aşı üretimini dondurdu. Bu dönemde WHO bünyesinde 10 yıllık bir stok tutuldu. Atlanta ve Moskova'da her ihtimale karşı virüs bırakıldı. Türkiye bu konuda ne yaptı? Sağlık Bakanlığı bu konudaki soruları yanıtsız bırakıyor. Daha önce 1965-1991 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü WHO'da çalışan ve 1968-1978 yılları arasında WHO'nun çiçek hastalığının kökünün kurutulmasıyla ilgili programı kapsamında Kuzey Afrika'da Zaire'de çalışan Dr. Celalettin Algan, konuyla ilgili olarak Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'ne başvurduğunu ancak bir yanıt alamadığını söyledi. Aşı üretmek için ne yapmak gerekiyor? Vakit var mı? Çiçek aşısı üretebilecek merkezi kurmak ve çiçek aşısı üretebilmek için Türkiye bugün işe başlasa, çiçek aşısı olmayan 1980 ve sonrası genç nüfusun ortalama 30 milyon olduğu düşünüldüğünde Türkiye'nin 5 ila 6 yılda bu kadar insanı aşılayabileceği belirtiliyor. Türkiye'nin WHO'ya başvurup vurmadığı belli değil. Ayrıca, WHO'nun elinde 1980 yılında bırakılan 10 yıllık stokun ne durumda olduğu konusunda bir açıklık yok. Diğer ülkeler nasıl önlem aldı? Dr. Kocagöz, Amerika'nın Pasteur Enstitüsü'nde dondurulmuş aşı örnekleri bulduğu, bu örnekler bozulmadığı için seri aşı üretimine geçildiğini belirtti: 'Amerikan Başkanı Geogre W. Bush, 13 Aralık 2002 tarihinde emir verdi. İlk aşamada 500 bin asker aşılandı. Bu yıldan itibaren tüm ordu mensupları, orduda çalışan sivil personel ve ABD Komuta Merkezi için çalışan başta inşaat firmaları olmak üzere çeşitli şirketlerin çalışanları aşılanmaya başlandı. Sıra diğer vatandaşlara geldi. Fransa'nın ünlü Pasteur Enstitüsü'nden 50 milyon doz satın aldılar. Avrupa ülkeleri de tedbirini aldı.' Kaynak : Star