BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  GÜNCEL

CIA Türkiyede ne yapıyor?

CIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar düzenlediğine ilişkin imalar ABD başkanını gerdi.

Abone ol

Gizliliği kaldırılan tutanaklarda, 1976'da Beyaz Saray'da dönemin ABD Başkanı Ford'la buluşan ana muhalefet lideri Ecevit, "CIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar düzenlediğini" ima edince, Ford'un, "Böyle bir şeye izin vermem" diye cevap verdiği belirtiliyor

İÇERDE NELER OLUYOR?

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 1973-76 dönemine ait arşivlerinin önemli bir bölümünün gizlilik kayıtlarını kaldırdı. Haşhaş ekimi yasağı, Kıbrıs Harekâtı ve ardından gelen silah ambargosu nedeniyle iki ülke arasında yaşanan sorunlu ilişkiler hakkında önemli bilgilerin yer aldığı kayıtlarda, 12 Eylül darbesine giden sürecin ilişkilere nasıl yansıdığı da görülüyor.

Kayıtların ilginç bir bölümü, dönemin ABD Başkanı Gerald Ford ile ana muhalefet partisi CHP'nin lideri Bülent Ecevit arasında 29 Temmuz 1976'da Beyaz Saray'da yapılan görüşme ile ilgili. Ecevit bu görüşmede Ford'a, "Seneye yapılacak seçimde çoğunluğu alırsam Kıbrıs'ta çözüm konusunda bir planım var" diyor. Zabıtlara göre, iki liderin baş başa görüşmesi sırasında Ford, "İçeride (Türkiye'yi kastederek) neler oluyor?" diye soruyor. Tutanaklara göre iki lider arasındaki diyalog şöyle:

FAİLLER KORUNUYOR

Ecevit
: Aşırı sağ partilerden dolaylı olarak destek alan bir terörist yapı var. 50 kadar öğrenci öldürüldü ve failler korunuyor. Bizdeki muhafazakâr partiler demokrasiye inanmıyor. Ordunun sıkıntılı durumlarda müdahale etmek gibi -iyi ya da kötü- bir geleneği var. Ama şükürler olsun ki ordunun şu durumda müdahale etmeyeceğini söyleyebilirim.
Dürüst olacağım, bazı kişiler CIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar yaptığını düşünüyor.
Ford: Bu tip şeyler benim onayımdan geçmesi gerekir. Böyle bir izin vermedim ve vermem.
Ecevit: Sözünüze güveniyorum. Söylemekte tereddüt ettim, ama biliyorsunuz bu tip olaylar bir noktada kontrolden çıkabiliyor.
Ford: Bana kayıtlara geçmesi için fırsat verdiniz. Bu tip haberlerin hiçbir doğruluğu yok.

İSTİHBARAT PERFORMANSI

Toplam 873 sayfadan oluşan arşivlerde yer alan en ilginç belgelerden biri olan, ABD istihbaratı tarafından hazırlanarak dönemin CIA Başkanı William Colby'ye sunulan "Ocak 1975" tarihli raporda, Kıbrıs krizi, ABD istihbarat kuruluşlarının performansı açısından değerlendiriliyor.

CIA HAREKATI ÖĞRENMİŞ

Raporda, hazırlıkları 15-20 Temmuz arasında yapılan Türkiye'nin 1'inci Barış Harekâtı'nin ise ABD istihbaratı tarafından "günü bile belirlenerek" Dışişleri Bakanlığı'na iletildiği, ancak bu bilginin kendisine ulaşmadığını ileri süren Dışişleri Bakanlığı'nın önlem almaması yüzünden Türkiye'nin müdahalesinin engellenemediği kaydedildi.

Raporda, Türkiye'nin 1-15 Ağustos arasında sürdürdüğü 2'nci Barış Harekâtı'nın hazırlıklarının ise ABD istihbaratı tarafından tespit edilemediği, dolayısıyla bunun da önlenemediği ifade edildi.

DEMİREL ECEVİTLE KOALİSYONU REDDEDİYOR

ABD arşivlerindeki yazışmalara ve belgelere göre, Türkiye Haziran 1975'te ABD'ye ambargo kalkmadığı sürece ülkedeki ABD üslerini kapatacağı ültimatomunu veriyor. ABD temmuz başına kadar süre istiyor ve bu arada Kongre'den Türkiye lehine bir karar çıkartmak için pazarlıklara başlıyor. Bu süre içinde Türkiye'nin, arşivlerde adı gizli tutulan iki önemli üssü tamamen boşalttırdığı istihbarat kayıtlarında geçiyor. Yine aynı kayıtlara göre, durumdan endişelenen İsrail'in Washington büyükelçisi bile Kongre nezdinde devreye giriyor.
31 Temmuz 1975'te Helsinki'de bir kez daha bir araya gelen Ford ve Demirel'in görüşmesinde Kissinger, "Bir sonraki seçimde Ecevit-Demirel koalisyonu Kıbrıs sorununun çözümü için iyi olur" deyince, Demirel, "Bunun olmayacağını söyleyebilirim" diye kesip atıyor.

AMERİKAN SİLAH AMBARGOSU

Nixon'ın görevden ayrılması ve Gerald Ford'un Başkan olması ile birlikte Türkiye'ye uygulanan askeri ambargo ilişkilerde gündemin ilk sırasına oturuyor. Kıbrıs sürecinde en çok devrede olan isim Henry Kissinger, Ecevit hükümetinden sonra göreve gelen AP liderliğindeki koalisyonda Dışİşleri Bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil'le çok uzun süren pazarlıklar yürütüyor.
5 Şubat 1975'te Amerikan Kongresi'nden geçen silah ambargosu Ford yönetimini de zor durumda bırakırken, bir NATO zirvesi için 29 Mayıs 1975'te Brüksel'de Başkan Ford'la buluşan Demirel, "90 ülkeye silah satıyorsunuz. Tito bile sizden askeri malzeme alıyor. Biz alamıyoruz. Böyle dostluk mu olur? Kırk adet F-4 savaş uçağı satın aldık. Yirmisekiz tanesi parasını ödediğimiz halde teslim edilmiyor. New York ve Houston'da 100 bin ton askeri malzememiz duruyor, aylardır depo parası ödüyoruz" diyerek sert çıkıyor.
Demirel ambargonun Amerikan karşıtlığına yaradığını söylüyor ve "bu gruplar komünizmin uzantısıdır, başarılı olmamaları için uğraşıyorum" diyor.

ÇAĞLAYANGİL: KIBRIS'TA YÜZDE 35 BİZE YETER

Kıbrıs'taki Türk ve Rum liderleri Denktaş ve Klerides'in buluşması için iki tarafı teşvik eden ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, "öğrencim" dediği Ecevit'in onaylamadığı bir çözümün çok zor gerçekleşeceğini düşünüyor ve dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'le görüşmesinde, "Biraz toprak tavizi verin, iki kesimli çözüme karşı tarafı ikna edelim" diyor.
Çağlayangil, "Biz yüzde 35'e ikna oluruz, ama Yunan tarafı yüzde 25'e çekilmemizde ısrar ediyor" yanıtını veriyor. 23 Eylül 1975 tarihinde New York'ta yapılan görüşmenin zabıtlarına göre, Kissinger, "Ya Ada'daki 30 bin asker ne olacak?" diye soruyor. Çağlayangil de, "Sonsuza kadar orada kalacak değiller" yanıtını veriyor.

BÜYÜKELÇİDEN DARBE UYARISI

Kıbrıs müzakereleri sonuçsuz bir biçimde devam ederken, Ankara'daki ABD Büyükelçisi William Macomber 5 Kasım 1975'te gönderdiği telgrafta, "Ülkede ekonomik durum çok kötüye gidiyor, rezervler azalıyor, öğrenci hareketleri şiddete dönüşüyor. Akıllara ilk gelen soru asker acaba ne zaman müdahale eder?" diye yazıyor.

Kaynak: Milliyet -Ahu Özyurt