İzmirli avukatlar CIA'ya Kenan Evren ile ilişkilerini sordu. CIA'dan 'Mantıksız araştırmalar yapamayız' yanıtı geldi
Abone olİzmir Barosu avukatlarından Senih Özay, Yahya Murat Alpaslan ve Baha Coşkun, İÜ senatosuna, 6 Haziran 2011'de Evren'e verilen 'fahri profesörlük ve doktora' unvanının geri alınması için başvuruda bulundu.
Üniversiteden yasal süre içinde cevap gelmeyince konu mahkemeye taşındı. Radikal'in haberine göre; 3 avukat, bu başvuruyu yaptığı sırada, Evren ile ilgili hazırladıkları 10 soruluk bir dilekçeyi de CIA, ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Savunma Bakanlığı ve Amerikan Büyükelçiliği'ne gönderdi.
Avukatların dilekçelerinde darbe kadrolarının ABD'de eğitim görüp görmediği, sertifika verilip verilmediği gibi sorular yer alıyordu.
İlk cevap, Amerikan Büyükelçiliği'nden geldi. Büyükelçilik, "Alıcı adı bulunmadığından bu tür yazışmaların Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yapılmasını" isteyerek dilekçeyi geri çevirdi. Ardından CIA'dan da yanıt geldi.
CIA'DAN İLGİNÇ YANIT
Bilgi edinme hakkı kapsamında dilekçeyi gönderdikleri CIA'nın Bilgi Koordinatörlüğü'nden gelen cevapta şu ifadeler yer aldı:
"Bilgi Edinme Yasası, hükümetin kayıtlarına kamuya ulaşma imkânı sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Yasanın koşullarına göre federal makamlar, özel bir taleple ilgisi olup olmadığını anlamak için materyal üzerinde mantıksız araştırmalar yapmak, sorulara yanıt vermek ya da kayıt tutmakla yükümlü değildir."
DARBE BİLANÇOSU |
* TBMM ve partilere kilit vuruldu. * 650 bin kişi gözaltına alındı. * 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. * 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. * 7 bin kişi için idam cezası istendi. * 517 kişiye idam cezası verildi. 50 kişi idam edildi * 388 bin kişiye pasaport verilmedi. * 30 bin kişi 'sakıncalı' diye işten atıldı. * 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. * 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. * 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. * 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. * 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. |
Avukat Senih Özay, işin peşini bırakmayacaklarını belirterek Radikal'e şu açıklamayı yaptı: "Ankara'daki savcı, Evren ve arkadaşlarını takipsizlikle geçiştirmeyip iddianameye taşımak istiyor. Bize, bu işi gündemde tutmak, hukukun inşası düşüyor. Bu nedenle darbeyi azmettiren olarak ABD ve NATO'yu bulduk. Başkanlarına 'Bizim çocuklar işi bitirdi' dediler. Öyleyse 'bizim çocuklar nasıl oluşur' dedik ve araştırdık. ABD'de darbe yapıcı eğitim okulunu bulduk. Orada 'bizim' subay, polis şefi, bankacı, eğitilmiş adamlarımız olabilir diye düşündük ve sorduk. Büyükelçilik 'alıcı' belirtmediğimizi söyledi. CIA ise 'O kadar evrak inceleyemem, yönetmeliğimde yetkim var' dedi."
TEK SORU SORACAKLAR
Amerikalı avukatlardan itiraz hukukunu öğrenmeye çalıştıklarını anlatan Özay, "Şimdi talebimizi tek bir soruya indireceğiz. Bu okullarda eğitilen subay, polis şefi ya da sivil kimseler olup olmadığını soracağız. Yine reddedilirsek devamında Amerika'daki idare mahkemesinde dava açıp konuyu mahkemeye taşıyacağız" dedi.
'OUR BOYS DİD İT'
12 Eylül sırasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze, darbe haberini Başkan Jimmy Carter'a "Our boys did it (bizim çocuklar becerdi)" cümlesiyle vermişti.
Darbedeki ABD rolü konusunda tartışmalara neden olan bu olay, Mehmet Ali Birand'ın 12 Eylül adlı kitabında açıklandı. Henze daha sonra bu sözlerin Birand'ın uydurması olduğunu iddia etti. Ancak Birand 1997'de görüşmenin kayıtlarını yayımladı.