BIST 9.725
DOLAR 35,22
EURO 36,80
ALTIN 2.979,05
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

CHP'yi Atatürk'ün sözüyle vurdu

CHP'nin direniş çağrısına tepki gösteren AK Partili Çelik Atatürk'ün bir sözünü CHP'ye uyarladı

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik CHP'nin direniş çağrısını eleştirdi. "Sokağa çıkıp yürüseler, arkalarında kendi partilileri bile yürümez büyük bir ihtimalle'' diyen Çelik Atatürk'ün bir sözünü de CHP'ye uyarladı.

Çelik, ''Cumhuriyet, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister. CHP zihniyeti ise fikri statüko, irfanı Ergenekon, vicdanı Dersim katliamını onaylayan bir zihniyettir" dedi. 

Yüksek yargıyı da eleştiren Çelik, ''yargının demokrasi vermeye kalkıştığını'' belirterek, ''Bu yargı, önce 12 Eylül olur olmaz, yüksek yargı başkanının darbeyi yapanların önünde esas duruşa geçmesinin hesabını verecek, ondan sonra bize demokrasi dersi verecek'' dedi.

Çelik, Adana'nın Kozan ilçesinde partisince düzenlenen ''İlçe Danışma Meclisi'' toplantısında konuştu. Çelik, birilerinin, ''Türkiye gelişmiş bir demokrasiye, ileri bir demokrasiye sahip, bunun değerin bilelim'' dediğini hatırlatarak, şunları söyledi:

''Kuşkusuz, bunun değerini en çok biz biliyoruz. Fakat bugün bunu söyleyenler, başka ülkelerle Türkiye'yi mukayese ederek bize ders vermeye kalkanlar, şunu unutuyorlar. Geçmişte eğer AK Parti iktidara gelmeseydi, AK Parti iktidarıyla birlikte bu demokratikleşme adımları atılmasaydı, aslında Türkiye'de seçimler yapılmasına rağmen, Türkiye'nin demokratik standartları, cumhuriyet standartları o ülkelerden bir gömlek ileride sayılabilirdi.

Sadece şeklen seçimler yapılmasına rağmen, diğer birtakım demokratik süreçler yerine getirilmesine rağmen, Türkiye'nin standartlarına baktığınızda, 2002'den önce, bugün Mısır'daki ve toplumsal olaylarla anılan diğer yerlerdeki uygulamalardan farksızdı. Şimdi birileri diyecekler ki; bu mukayese edilir mi? Cumhuriyet Halk Partisi 'ben halkı direnişe çağırıyorum' diyor. Birilerini direnişe çağırmak için arkasında halk olması lazım. Sokağa çıkıp yürüseler, arkalarında kendi partilileri bile yürümez büyük bir ihtimalle.''

27 NİSAN BAŞARILI OLSAYDI MISIR OLURDUK

''Bu halk ne zaman yürürdü?'' diye soran Çelik, şöyle devam etti:
''Türkiye'de 28 Şubat ve 27 Nisan başarılı olsaydı, asıl o zaman Mısır'daki yürüyüşler burada olurdu. 28 Şubat süreci başarılı olsaydı, tasfiye edilmeseydi, kendi kafasına göre bir dikta rejimi kursaydı, 27 Nisanda verilen muhtıraya karşı başbakanımız, hükümetimiz ve partimiz dik durmasaydı, 27 Nisan muhtırasıyla varılmak istenen yer, Türkiye'deki demokrasiyi akamete uğratma çabası başarılı olsaydı, Türkiye'de öyle bir düzen kurulsaydı, işte bir gün gelirdi, o düzenin boğuculuğundan kurtulmak için halkımız o düzene karşı yürüyüşe geçerdi. Dolayısıyla burada mukayeseyi yanlış yapıyorlar.''

CHP'YE İLGİNÇ BENZETME

Çelik, CHP'ye eleştirisini sürdürdüğü konuşmasında, Atatürk'ün, ''Cumhuriyet, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister'' sözünü anımsatarak, şunları kaydetti:

''Cumhuriyet, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister. CHP zihniyeti ise fikri statüko, irfanı Ergenekon, vicdanı Dersim katliamını onaylayan bir zihniyettir. Bu zihniyet bize demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Bugün Türkiye'deki bazı olayları başka ülkelerle mukayese edenler, 'AK Parti diktatorya kuruyor, Türkiye'de tek adam rejimine doğru gidiliyor' diyenler, kendi geçmişlerine baksınlar.''

ÖNCE YARGI GEÇMİŞİN HESABINI VERSİN

Çelik'in eleştirilerinden yargı da payını aldı. Çelik, ''yargının demokrasi vermeye kalkıştığını'' belirterek, ''Bu yargı, önce 12 Eylül olur olmaz, yüksek yargı başkanının darbeyi yapanların önünde esas duruşa geçmesinin hesabını verecek, ondan sonra bize demokrasi dersi verecek'' dedi.

Çelik, şunları kaydetti:
''Bu yargı 27 Nisan'da neden sessiz kaldığının hesabını bu millete verecek, ondan sonra bize demokrasi dersi verecek. Bunlarla hesaplaşmadan, bunlarla yüzleşmeden böyle, fikri statüko, irfanı ergenekon, vicdanı adaletsizlik mantığıyla demokrasi dersi vermeye kalkarlarsa, o zaman bu millet 'adalet mülkün temelidir' diyen yüksek prensibin yüksek yargıda temsil edildiğinden şüphe etmekte haklıdır.

Bugün bir dava 10 sene sürerse, daha sonra suçlu birisi zaman aşımından dolayı serbest bırakılırsa, bu ülkede adaletin mülkün temeli olduğuna inanan kalmaz. Adaletsizliğin mülkün temeli olduğu yerde de zulüm olur. Biz bu zulme karşıyız ve bizim hükümetimiz ve partimiz milletin hiçbir alanda zulüm görmemesi için elinden gelen her iradeyi göstermeye, meşru sınırlar içerisinde, milletten aldığı yetkiler içerisinde sonuna kadar kararlıdır.''