CHP'ye kapatma davası açılacağı yönündeki haberler üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı açıklama yaptı.
Abone olYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan "CHP ile Halk TV arasında ilişki olduğuna dair bilgi ve belgelere ulaşıldığında da yapılacak değerlendirme sonucu yasal gereği yapılacaktır" açıklaması yapıldı.
Taraf muhabiri Mehmet Baransu'nun Halk TV'nin CHP'ye ait olduğuna dair delillerin bulunduğu yönündeki yazısı üzerine başlayan tartışmalara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da katıldı. Bilindiği gibi RTÜK ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre bir parti TV kuramıyor ve ortak olamıyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP ile Halk TV arasında ilişki olup olmadığına dair bilgi ve belgelere ulaşıldığında yasal gereğinin yapılacağını belirterek, Başsavcılığın siyasi parti kapatma davalarını açma konusunda yönlendirildiğine ilişkin yazı, haber, yorum ve düşünce açıklamalarını kınadıklarını, Başsavcılığa yapılan saldırıların, kabul edilemez ve kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme amacına yönelik bir nitelikte görüldüğünü bildirdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosundan yapılan yazılı açıklamada, bir gazetede yer alan “CHP'ye Kapatma Davası” başlıklı köşe yazısında yer alan iddialar nedeniyle açıklama yapılarak, kamuoyunun aydınlatılmasında fayda görüldüğü belirtildi.
Anayasa Mahkemesince bir siyasi partinin Anayasa'nın 68, 69. ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. maddelerine aykırı eylemlerde bulunması halinde kapatılmasına karar verilebileceği anımsatılan açıklamada, bu maddelerde yazan hallerin dışında kalan siyasi parti eylemleri nedeniyle kapatma davası açılamayacağı gibi kapatma kararı da verilemeyeceği kaydedildi.
Herkesin basit bir araştırma ile bu bilgilere ulaşmasının mümkün olduğu kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ancak bu araştırmadan kaçınılarak Anayasal bir kurum olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik bu tür iddiaların hiçbir hukuki dayanağı ve izahı bulunmamaktadır. Yanlış ve isabetsiz yorumlarla sonuçlara varma gayretleri kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup kabul edilemez niteliktedir. Asıl amacı doğru ve gerçek haber yapmak olan basın mensuplarının basın meslek ilkelerini göz ardı ederek haber niteliği taşıyan konuları olduğu gibi aktarmak yerine, içeriği ve sonucu tamamen yanlış şekilde topluma gerçek dışı bilgi vermelerinin basın özgürlüğüyle de izahı mümkün değildir.
Zira yazıda geçen Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri AŞ (Kanaltürk) ile CHP arasındaki ilişki ile ilgili olarak 21 Nisan 2008 günlü ve 6 sayılı Basın Bildirimizde de açıklandığı üzere Anayasa'nın 69 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 61-77 maddeleri uyarınca siyasi partinin mali denetimi kapsamında görüldüğünden yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderildiği de kamuoyunun bilgisi dahilindedir.
BELGELERE ULAŞILDIĞINDA YASAL GEREĞİ YAPILACAKTIR
Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili kararı ise 08 Temmuz 2008 gün ve 26930 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış bulunmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, CHP ile Halk TV arasında ilişki olduğuna dair bilgi ve belgelere ulaşıldığında da yapılacak değerlendirme sonucu yasal gereği yapılacaktır. Cumhuriyet savcılarının yürüttüğü soruşturmalarda ve açtığı davalarda hiçbir organ, makam, merci veya kişilerden emir veya talimat almayan, tavsiye ve telkinlerle hareket etmeyen bağımsız bir kurumdur. Hukuki bilgi birikimleri bulundukları makam ve Anayasa ile yasaların verdiği yetki ve görev gereği hiçbir kimsenin yönlendirmesine, yardımına ve desteğine ihtiyacı yoktur.
YÖNLENDİRME YOK
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi parti kapatma davalarını açma konusunda yönlendirildiğine ilişkin yazı, haber, yorum ve düşünce açıklamalarını kınıyor, hukuk devletinin de güvencesi olan Başsavcılığımıza yapılan saldırıları kabul edilemez ve kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme amacına yönelik bir nitelikte görüyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını yıpratmaya yönelik, basın özgürlüğünün sınırlarını ve basın meslek ilkelerini yok sayan gerçek dışı haberler izlenmekte olup gerektiğinde yasal yollara başvurulmaktadır.”
BARANSU'NUN YAZISI GÜNDEM OLDU
Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu'nun hafta başında yazdığı CHP ve Halk TV ilişkisini konu edinen yazısı gündeme oturmuştu. Baransu yazısında "Bunun belgelenmesi durumunda siyasi parti hakkında kapatılma davası açılabiliyor. Halk TV’nin CHP’ye ait olduğuyla ilgili şu an savcıların elinde yeterince belge var. Soruşturma devam ettiği için de yeni belge, bilgi ortaya çıkabilir" diye yazmıştı.
PARA TRANSFERLERİ KAYITLARA GİRDİ
Ergenekon soruşturması kapsamında teknik takibe takılan konuşmalarda Halk TV'nin CHP'nin malı olduğuna dair deliller olduğunu iddia eden Baransu, iddiasını şu sözlerle devam ettirmişti:
"Soner Yalçın ve ekibi, CHP’ye ait olan Halk TV’yi satın almak için Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin, Deniz Baykal, partinin mali işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş ve birçok CHP’liyle görüştü. Bu görüşmelerin büyük bir bölümü de telefonda gerçekleşti. Yalçın, Ergenekon soruşturması kapsamında dinlendiği için tüm görüşmeler mahkeme kararıyla dinlemeye takıldı. İşte bu görüşmelerde, Halk TV’nin, partinin malı olduğuyla ilgili çok sayıda delil ele geçirildi. Hatta, Güneş’in Halk TV adına yaptığı bazı para transferleri de kayıtlara girdi. Kağıt üzerinde televizyon Baykal’ın kayınbiraderine ait görünüyordu ama mahkeme kararıyla dinlenen telefon kayıtlarında bunun tam tersini ortaya koyan yüzlerce belge ve bilgi ele geçirildi."