Amerika'nın Deniz Baykal'ı CHP'den uzaklaştırmak istediği iddia ediliyor. Yazar Ahmet Taşgetiren de ABD'nin "Ilımlı İslami Sol"u CHP'ye getirmek istediğini yazdı.
Abone olCHP'nin 1 Mart tezkeresinde Amerikan politikalarına karşı durması teorisyenleri harekete geçirdi. Bir iddia da Yeni Şafak yazarı Ahmet Taşgetiren'den geldi. Taşgetiren "Ilımlı - islami - sol" un CHP'ye getirilmek istendiğini savundu.
ABD Büyükelçisi Edelman, bugünlerde bir basın toplantısı yapsa ve orada kendisine bir soru sorulsa:
-Sayın Büyükelçi, CHP'nin içi ile oynadığınız iddiaları var. Baykal'a göre Sarıgül'ü CHP'nin içine siz salmışsınız. Sarıgül de Kurultayda Baykal'ın ABD ile ilişkilerini açıklayacak. Ne diyorsunuz?
ABD Büyükelçisi de şu cevabı verse:
-Biz hiçbir ülkenin içişleri ile ilgilenmeyiz. Hele bir partinin kongresi ile asla. Kaldı ki biz sayın Baykal'ı severiz.
Ertesi günkü gazetelerde bu olay "ABD Büyükelçisi 'Biz Baykal'ı severiz' dedi" şeklinde çıksa, bunun CHP Kurultayındaki etkisi ne olur?
Herhalde herhangi bir etkisinin olmayacağı söylenemez. Çünkü CHP olağanüstü Kurultayı, olağanüstü bir şekilde grupların Amerika ile ilişkilerine kenetlenmiş bulunuyor.
Aslında işin mahiyeti, polemiğe yansıyanlardan daha derin bir meseleyi ihtiva ediyor: CHP'nin kimliği hadisesini...
Rivayet o ki, Amerika CHP'nin bir kimlik revizyonu geçirmesini istiyormuş, yeni CHP kimliğinin de "ılımlı - islami - sağ" olarak nitelendirilen AKP'nin öteki kutbunda, yani "ılımlı - islami - sol" muhtevada olması öngörülüyormuş. Amerika diyormuş ki:
"Türkiye gerçekliği budur. Radikal, laik, Jakoben söylemlerin zamanı geçti. Bununla iktidar yüzü göremeyeceğiniz de açık. Ilımlılaşın. Sonra Türkiye Müslüman bir toplum. İslam'la ilişkilerini toplum ortalamasına uygun hale getirin. Eh, sağ dolu olduğuna göre siz de solda yer alın. İkili bir yapı doğsun, Biriniz giderseniz ötekiniz gelirsiniz. Bu ılımlı yapı bizim Müslüman bir ülke ile ilişkilerimiz için de uygundur."
Bu formül kolayca teşhis edileceği gibi ABD'nin İslam coğrafyası için öngördüğü var sayılan "Ilımlı İslam" formülünün Türkiye - CHP özelindeki "sol versiyon"undan ibaret. Amerikanca baktığınızda İslam'ın sağı olabileceği gibi solu da olabilir!
Bu formül beklendiği gibi CHP'nin bir kanadından ve asker - sivil bürokrasinin bir kesiminden de büyük tepki çekiyor. Formülde bilhassa Amerika'nın "İslam ihracı" gibi bir komplo görülüyor ve "laik duyarlılık"a tosluyor. (Hoş, bu formüle islami bir tepki de yok değil. Orada da "Ilımlı İslam" İslam dünyasının ehlileştirilmesi arayışının ürettiği bir formül çerçevesinde tepkiye layık bulunuyor. Hiç şüphesiz, üzerinde durulmaya değer. Ayrıca İslam'ın ılımlısı ılımsızı, sağı solu olur mu meselesini tahlil de başka bir yazının konusu.)
Ancak şu anda konumuz Amerika - CHP ve ılımlı - islami - sol.
Aslında burada akla gelen bir soru şu:
-Acaba Amerika CHP'yi neden böyle bir formüle sevketmek istiyor?
Bu sorunun farklı açılardan iki cevabı olabilir:
-CHP'nin radikal, jakoben, laik yapısı, onu Amerikan aleyhtarı politikalara sürüklüyor. 1 Mart'ta da bu sebeple tezkere aleyhine tavır koydu. Oysa ılımlı - islami - sol olursa bu karakteri değişir ve uzlaşması daha kolay bir parti haline gelir.
-CHP'nin radikal jakoben laik yapısı ile, asla iktidar olamayacağı anlaşılmıştır. Çağımız laikliğin daha ılımlı hale geldiği, inanç özgürlüklerinin öne çıktığı bir çağdır. Onun için CHP'nin laiklikle ilgili duruşu ılımlı hale gelmeli, Türkiye Müslüman bir ülke olduğu için İslam'ı önemsediği öne çıkmalı ve ezilenlerden yana sol bir çizgi ile de mahrumiyet içindeki toplum kesimlerine ulaşmalı... bu CHP için iktidar yolunu açabilir, böylece siyasi alternatif oluşur ve sistem rahatlar....
Her iki hesabın da Amerika'ya ait olduğunu farzeden bir komplo teorisi ile yola çıkarsak, ilginç bir durumla karşılaşırız. İkinci formül CHP'nin toplumla ilişkilerini daha rasyonel çerçeveye oturtmayı öngörüyor, dolayısıyla CHP'ye iktidar olma umudunu veriyor. Bu ihtimal karşısında akla hemen "Amerika bunu ister mi?" sorusu geliyor. Birinci ihtimal ise, ABD'nin "ılımlı - islami - sol" formülü ile "CHP radikalizmi"nden kurtulma hesabını yansıtıyor. CHP radikalizminden kurtulmak demek de onu iktidara taşımakla eş anlamlı oluyor. Yani ABD, her iki halde de CHP iktidarını öngörmüş oluyor.
İlginç değil mi?
CHP'liler ise buna karşı çıkıyor. Peki bu karşı çıkışın anlamı ne? Herhalde şu:
-CHP radikal, jakoben, laik çizgiden vazgeçemez. İslam'la yakınlaşma bir siyasi parti olarak bizim işimiz değildir. Sol muhtevayı ılımlı ve islami niteliklerle buluşturma gibi çabayı da anlamlı bulmuyoruz. Bunun bedeli hiç iktidara gelememek olsa bile bu noktadan geri adım atamayız.
CHP iktidar olamıyor. Oy kaybediyor.
CHP'yi kurtaracak formül, ılımlı - islami - sol formülü müdür, bu formül Amerikan patentli bir formül müdür, bunlar tartışılacak.
Ama artık herkes, bütün bu işlerin, CHP'nin kimliğini yeniden tanımlama zarureti ile karşı karşıya geldiğinin işareti olduğunu görüyor. Soru:
-CHP halkla nasıl buluşacak?
-Halkın kimlik değerleri ne?
-CHP için nasıl bir kimlik restorasyonu gerekiyor?
Kaynak:yenisafak.com.tr