Chp’nin yeni şarkısı; paramparça…
Herhangi bir kurum kendi içindeki sorunlarla boğuşurken dışarıda ne olup bittiğine kafa yoramaz.
Herhangi bir kurum kendi içindeki sorunlarla boğuşurken, dışarıda ne olup bittiğine kafa yoramaz.
Bu genel kural CHP için de geçerli.
Belki iddialı bir cümle olacak ama kısa Ankara turunda CHP’nin yeniden “kurultay” sarmalına girdiğini gördüm.
Milletvekilleri rahatsız, Genel Başkan Yardımcıları umutsuz, teşkilat daralmış.
Tek sorun “Dersim” değil elbette ancak Dersim tartışması bardağı taşıran son damla. Ak Partinin de kaşımasıyla “Dersim” tartışması CHP’deki bölünmeye ayna tuttu.
Ankara’da “Parti politikalarını televizyonlardan, gazetelerden öğreniyoruz” sözleriyle serzenişte bulunan önemli milletvekillerini dinledim, “partide otorite yok, nazik lider otorite boşluğu doğuruyor” diyen parti yöneticileriyle konuştum.
Milletvekilleri , CHP’nin var olan potansiyelinin harekete geçirilememesinden de şikayet ediyor, temel tartışmalarda parti politikalarının kendilerine anlatılmamasından da. Öyle ki; “önemli tartışmaların olduğu günlerde meclise arka kapıdan girmeye çalışıyor, gazetecilere görünmeden genel kurula gidiyorum” diyenler bile var.
Konuşup sonradan ortaya çıkacak parti politikasıyla ters düşebilirim endişesi de etkiliymiş, o milletvekillerinin kameralardan kaçmasında, partide her kafadan çıkan ses, ya da sonradan değiştirilen görüşler de.
Parti yöneticilerinin de benzer eleştirileri var, ancak bu kez eleştiriler, isim verilmese de, doğrudan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na.
Kılıçdaroğlu ”nazik bir insan, iyi bir insan ama bu karakter özellikleri iyi bir lider olmak için yeterli değil” sözleri en dikkat çekeniydi, bir de liderlerini “ağaca takılıp ormanı görmemekle” eleştirenler var.
Ama şurası kesin. Seçimlerin üzerinden altı ay geçmeden CHP’de yine kurultay hesapları yapılmaya başlandı.
Bir grup milletvekili Deniz Baykal’ın etrafında kümelenmiş.
Bir grup Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün genel başkanlığını hayal ediyor.
Bir grup yeni isim arayışında.
Bir grup ise kendi geleceklerini Kemal Kılıçdaroğlu’nun geleceğine endekslemiş durumda.
Ama herkes rahatsız.
Ve bu rahatsızlık CHP’nin ülke sorunlarına ilişkin eleştirilerinde sesinin gür çıkmasına en büyük engel.
Kimse “muhalefete yeterince yer vermiyor diye gazeteleri televizyonları suçlamasın”, tek başına…
İç meselelerini çözemeyen bir CHP’nin söyledikleriyle dışarıda heyecan yaratması zaten beklenemez.
CHP’de de iç meseleler bitmez…
twitter.com /yavuzoghan