CHP'nin türban yasağının kaldırılmasıyla ilgili kaygılarına AK Parti'li Kuzu Kürtçe dili örneğiyle yanıt verdi.
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Türbanı biz çözeceğiz” açıklamasından sonra gündeme getirdiği, “Ortaöğretimde de serbest bırakılacak mı? Çalışma hayatında ne olacak?” kaygılarına AK Parti’den yanıt var.
CHP’ye Kürtçe diliyle ilgili yapılan son değişiklikleri örnek gösteren AK Parti’li TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “İleride bunlar anadilde eğitim de ister diye Kürtçe konuşmaya izin vermese miydik?” diye sordu.
İnternethaber'e konuşan Kuzu’ya göre türban konusuna özgürlükler noktasında yaklaşmak gerekiyor. Her konuda olduğu gibi bu özgürlüklerin kullanımında da kötüye kullanım olabilir. Ama kötü amaçla kullanılabilir diye bütün özgürlüğün engellenmesi doğru değil. Özgürlüklerin sınırları yasalarla çizilir.
Bu noktada Kuzu’nun verdiği örnek de dikkat çekici:
“Kürtçe konuşmak istiyorum denildi. Neden konuşmasın? Ama ‘bunlar anadilde eğitim ister, devletin resmi dili olsun ister’ diye o nedenle bu hakkı vermeyelim mi? TRT Şeş açıldı kötü mü oldu. Özgürlükler elden geldiğince genişletilir, yasalarla sınırları çizilir, Kürtçe'yle ilgili talepler noktasında da sınırlar ortada. Siz özgürlüğü verirsiniz, sınırlarını belirlersiniz. Taşkınlık yapanların da üstüne gidersiniz. Çalışanlar bakımından 1935 yılından itibaren uygulanan kurallar var. Onlar geçerlidir.”
YÖK BAŞKANI NE DEMEK İSTEDİ?
Kuzu’ya bu noktada YÖK Başkanı Özcan’ın, üniversitelerde yaşanabilecek baskı karşısında YÖK Başkanı Özcan’ın, “Başı açık öğrencilerin teminatı benim” sözlerini hatırlattık. Kuzu Özcan’ın “teminatı benim” derken yetkisini ima ettiğini belirterek şunları söyledi:
“YÖK Başkanı teminatı benim derken yetkisini söyledi. Bu mahalle baskısına dönüşürse, ben buna zerre kadar ihtimal vermiyorum ama birileri baskı aracı olarak kullanırsa disiplini çalıştırırız demek bu. Disiplin yönetmeliğinde kurallara uymayanlar için kınama, uzaklaştırma hatta atma var. ‘Sen de kapan gelse’ baskı, bunun da cezası olur.”