CHP Lideri Kılıçdaroğlu, laikliğe takılıp kalınmamasını istedi, yoksulluğa dikkat çekti. İşte yeni söylem...
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da sanayicilerle biraraya geldi, sorunlarını dinledi. Konuşmasının büyük bölümünü ekonomiye ayıran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin laiklik hassasiyetine dikkat çekti, burada "takılıp" kalınmamasını istedi. Kılıçdaroğlu'na göre Türkiye "sosyal hukuk devleti" elden gidiyor!
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, her şeyin temelinin hukuk olduğunu belirterek, güçler ayrılığı ilkesinin güçlü olduğu toplumda demokrasinin gelişeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Eğer güçler ayrılığı ilkesinde zedelenme varsa, 'güç benim ve ben tekim' derseniz orada hiçbir şey sağlıklı gelişmez. Orada sorunlar olur ve o sorunlar başka sorunlara neden olur” diye konuştu.
ENERJİ YATIRIMINA DİKKAT ÇEKTİ
2023'ün Türkiye'sinde kişi başına gelirin 20-25 bin doları bulması için ülkenin bir eksiğinin bulunmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerjide her yıl 3,5 milyar dolarlık yatırım yapmak zorundayız. Geriye dönüp baktığımızda, 8 yılda hangi tarihte ne kadar enerjiye yatırım yapıldı? Ekonomik kriz olmasaydı enerji kesintileriyle karşı karşıya olacaktık. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yasa tasarısı parlamentonun tozlu raflarında bekliyor. Israr ediyoruz, 'getirin' diye, gelmiyor. Niçin gelmiyor? Kendimiz üretmek, kendimiz yapmak zorundayız. Enerji bağımlılığımızı en azından rahat aşabileceğimiz oranlara indirgemek zorundayız.”
“YOKSULLUĞUN SÜREĞEN KILINDIĞI...”
Bugüne kadar alışık olduğumuz "laiklik elden" gidiyor söylemlerinin dışına çıkarak ilk kez "laikliğe takılıp kalınmamasını" isteyen Kılıçdaroğlu, yoksulluğa dikkat çekti Türkiye'de sosyal hukuk devletinin elden gittiğini iddia etti. İşte Kılıçdaroğlu'nun o ilginç sözleri:
“Anayasa'da var ya, 'Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir'... Biz laikliğe takılırız ve orada kalırız. Asıl elden giden sosyal hukuk devleti... Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal hukuk devleti olduğuna kimse beni ikna edemez. Sadaka dağıtan bir devlet, sosyal hukuk devleti olamaz. Yoksulluğun süreğen kılındığı ve siyasi otorite tarafından sömürü alanı haline getirildiği bir devlet sosyal devlet olamaz. Sosyal devlette kişinin onuru vardır, yoksulun da onuru vardır. Sosyal devlette yurttaşın devletten hak isteme yetkisi vardır. Hak arama vardır, hayatı sorgulama vardır.
Biz sosyal devleti güçlü kılıyor muyuz? Hayır. O zaman düşünmemiz gerekir. Sadece laikliğe takılıp kalmayacağız. Önce insanın karnı doyacak. Karnı doyacak ki komşusunu düşünsün, karnı doyacak ki komşusu dışında mahallesini, Türkiye'yi düşünsün, televizyon izlerken Afrika'daki açları düşünsün. Önce insanımızın karnını doyuracağız. Nasıl? Sanayiyle, üreterek... Üreteceğiz ki herkesin karnı doysun.”