CHP’nin bitmeyen nefreti...
Diktatör dedikleri bir kişiyi ancak CHP’li bir kafa tehdit edebilir.
Ülkede bilinen fakat henüz adı konmamış bir kavga var.
İçeride ülkemiz üzerine yoğun psikolojik taarruz gerçekleştirmeye çalışan bir muhalif kafa var.
Özellikle CHP’nin başı çektiği muhalifler, Erdoğan’ı indirmek için ellerinden geleni ve Erdoğan’a karşı her türlü argümanı kullanıyorlar.
Bu ülkede özellikle Sol-partileri oluşturan yapılar yaptığı ve söylediği herşey, cumhuriyet tarihi boyunca elinde patlamış, patlamış ama ülkemize ve milletimize çok acılar çektirmiş.
Yeni CHP diye ortaya çıkan eski CHP kafasına bakın. Yeninin eskisinden tek farkı; eski CHP Ulusalcı ve Kemalistti.
Ama geri kalan bir çok şey aynı.
Mesela halen rahmetli Menderesi hatırlatarak ülke liderini açık açık tehdit edebiliyorlar.
Diktatör dedikleri kişiyi tehdit edebiliyorlar. Bunu ancak CHP’li bir kafa yapabilir.
Ve bu da muhalefetin siyasi argüman kıtlığının bir kanıtıdır.
Şayet bir kişi karşısında ki rakibini alt edemezse alt etmek için bir üst seviyeye çıkar. Üst seviye artık fizikseldir.
Bu tür durumlarda CHP, “sözde” inandığı demokrasiden nefret ettiği fikrini insana aşılıyor.
Bu tür söylemleri rakip partiye oy veren bu halkı yaraladığı gibi, kendi partilerine de oy kaybettiriyor.
Devletimiz bu ülkenin namusudur.
İster sevin ister nefret edin ama devletimizi oluşturan tüm yapılar bu ülkenin namusudur.
Bu milletin hakkını arayan, menfaatini benimseyen bir devlet kadrosu var.
Buna karşın Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıllarca mücadele ettiği terör örgütünün siyasi uzantısı olan ve meclisimizde yer alan legal parti ve partililer var.
Bu parti ve partililer ülke çıkarlarının her daim karşısında bize rakip-düşmanlık yapan tüm iç ve dış yapıların yanında yer alıyor..
Ayrıca, Erdoğan’a ve onun temsil ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk halkına koro halinde küfür ediyorlar.
Çareyi dışarıda arayan legal görünümlü fakat illegal örgütlerin tamamı ile alanen bir biçimde ortaklık yapan parti ya da partililer devletimizi, milletimizi, ekonomi algısını, ülkemizi ve üzerinde yaşayan herşeyi yıpratarak bize düşmanlık yapan ülkelerin tamamına selam çakıyorlar.
“Bakın biz de sizin gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve başını yıpratarak sizin istediğiniz üzere ülkeyi tekrar ele geçirip sizin istediğiniz gibi dizayn edip ve sizin de karşı çıktığınız tüm kazanımları yok sayarak ülkeyi elimizle sizlerin emirlerine amade edeceğiz” tavrı içindeler. (Bunu destekleyen ve medyaya yansıyan bir sürü söylem ve kanıt var. Uzun uzun yazmayacağım.)
Türkiye Cumhuriyeti’nin en çapsız, en beceriksiz, en bağnaz ve kısaca her şeyin en olduğu bir muhalefet anlayışıyla ülke karşı karşıya.
Tabiki hükümeti bir çok hata ve benzeri durumlarda demokrasi çerçevesi içinde eleştirecek lakin nefes alan her bir şeyi eleştiriyorlar.
Türkiye’ye yapılan mega yatırımları, Karadeniz de bulunan enerji rezervleri, terörle mücadeleyi, Doğu Akdeniz-mavi vatanı, Libya çıkarlarımızı, Afrika açılımımızı, Türkiye’nin Suriye’de ki rolünü, Azerbaycan-Karabağ meselesini, Türkiye’nin terörle mücadelede kullanılan silahlarını, 40 sene boyunca insanımızı katleden PKK terör örgütüne karşı yapılan İHA saldırılarına varana dek neredeyse Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kazanımlarına karşılar. Bu kazanımlara ABD, Almanya, İngiltere, Yunanistan, İsrail, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka karşı bir de CHP!!!
Ayrıca bu ülkede ciddi bir Erdoğan karşıtlığı var. Eleştirebilir ve bazı politikalarını sevmeye bilir hatta kendisinden nefret edebilirsiniz.
Fakat lafı evirip çevirip darbe, asma, kapama, tehdit türünden argümanlar arasında ülkenin gerilmesi bir tür politik argüman değildir.
Partiler etrafında partilere gönül vermiş insanları, devlete ve devletine gönül vermiş milletine karşı kışkırtmak, gerçeği, aslı astarı olmayan konuların yalana bulanarak servis edilmesi bu ülkenin piyasalarına, ticaretine, bu ülkenin insanına zarar veriyor.
Bu kavganın neticesinde, ülkemizin ayağına sıkmaktan ve bize rakip-düşman ülkelerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey çıkmaz.