BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

CHP'li vekilden Diyanet'e ve AK Parti'ye şok sözler!

CHP İstanbul milletvekili, emekli müftü İhsan Özkes İnternethaber'in sorularını yanıtladı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

CHP'nin sağa açılma stratejisini değerlendiren Özkes, "Elhamdülillah sağdan gelmedim" dedi. CHP'deki istifalar hakkında yorum yapan Özkes, CHP üzerin de operasyon yapıldığını iddia etti.

CHP'nin yapması gereken öncelikli iki şeyden birinin halkın inançlarına saygı duyacağını topluma anlatmak olduğunu belirten vekil, ayrıca insanları "kömür aldı, makarna aldı" diye küçümsememek gerektiğini ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in varlıkla imtihanı geçemediğini söyleyen Özkes, AKP'nin dine darbe yaptığını açıkladı. Diyanet İşleri Başkanı'nın Kuran'ı baz alarak fetva vermediği, AKP iktidarının gözlerine bakarak fetva verdiğini söyledi.

İhsan Özkes'in internethaber.com'dan Nesrin Yılmaz'la yaptığı röportaj ve çok konuşulacak açıklamaları şöyle:



unnamed.20150203102117.jpg


-CHP'nin sağa açılmasını nasıl karşılıyorsunuz, CHP bu seçimde de aynı stratejiyi uygulayarak başarıyı yakalayabilecek mi?

ELHAMDÜLİLLAH SAĞDAN GELMEDİM

Ben emekli bir müftüyüm, geçenlerde espri olsun diye söylemiştim ama aslında her esprinin içinde bir gerçeklik payı vardır, Elhamdülillah ben sağdan gelmedim. Aslında sağ-sol Fransız ihtilalinden sonra ortaya çıkan terimlerdir. Türkiye'de sağ ve sol terimleri bundan 20-30 yıl önce gündemdeydi, son yıllarda bu algı bu kadar yoğun değil.

MEHMET GÖRMEZ O SÖZÜ SÖYLEDİ 

Biz Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez yeni başkan olduğunda, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile kendisine hayırlı olsun ziyaretine gitmiştik. Orada ben bu konuyu açtım ve "Türkiye'de sağ ve sol fevkalede bir yanlışlığa sebep oluyor, sağ deyince din gibi, sol deyince ise dine karşı olmak ya da dinsizlik gibi algılanıyor. Kuran'da sağ ve sol terimleri Fransız ihtilalindeki gibi kullanılmamaktadır, tamamen ahiretle ilgili terimlerdir, bu durumda bu tanımlamalar solcuyum diyen insanlara büyük bir haksızlık oluyor ve bu yolla en büyük kötülük işleniyor. Halbuki İslam ilahi bir din, komünizm ve kapitalizm beşeri sistemlerdir, ilahi bir din ne kapitalizmin yanında olur, ne de komünizmin yanında yer alır. Fakat Türkiye'de İslam dini sağcılıkla, kapitalizmle iç içe geçmiş durumda, evli gibi duruyor, beraber yaşıyor, sosyalizm ya da sosyal demokratlık ise din dışına itilmiş ve burada büyük bir haksızlık var. İslam'ı illa bir yere yakın göstermek zorundaysa bu toplum, İslam sağcılığa değil, solculuğa daha yakındır dedim. Eşitlik, hakça paylaşım, özgürlük, adalet, emeğe saygı gibi İslamda var olan kavramlar sosyalizmde de var" diye söyledim. Sayın Mehmet Görmez bu sözlerimde sonra benim sözlerimin doğru olduğunu söyledi ve bugünlerde kaçak sarayla ilgili gündeme gelen Ebu Zerr el Gifari'nin Muaviye'nin karşısına çıkıp: "Eğer sen bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan müsrifsin, eğer halkın parasıyla yaptırdıysan mücrimsin" sözünü söyledi.

AKP DÖRT GÜÇLE CANAVARLAŞTI

Aslında sol ürkülecek, soğuk durulacak bir sistem değil. Bugün AKP iktidarı iktidar gücünü elinde bulunduruyor. AKP iktidar gücüyle yetinmiyor, devlet gücünü de eline aldı, bununla da yetinmedi, din gücünü eline aldı. "Din benim tekelimde, dini ben temsil ediyorum, dinin bütün temelleri benimle ve benim karşımdakiler hem iktidara, hem devlete hem de dine karşı" baskısını yapıyor. AKP ayrıca kapitalizm gücünü de eline alarak bu dört güçle adeta canavarlaştı.

 YA BENDENSİN YA TOPRAĞIN

AKP, "Ya bendensin ya da toprağın" konumuna geldi. AKP toplumu münafıklaştırıyor. AKP'li olmayanlarda AKP'li görünüyorlar. Mevlana'nın "ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" sözü İslam'ın künhüne uygun bir sözdür. Allah'ın istediği de budur.

unnamed-(2).20150203103342.jpg 

İki gün önce Rize'ye gittim ve orada şunları söyledim:

Bu halk AKP'den bıkmış. AKP kendini zenginleştirmiş, halk gittikçe fakirleşmiş. Peki bu halk buna rağmen hala Akp'ye oy veriyorsa bizimle ilgili de hala tereddütleri varsa sorun nerede?

CHP BU İKİ ŞEYİ YAPMALI 

Birincisi; CHP iktidara geldiği zaman halkın inancına, yaşam tarzına müdahale etmeyeceği garantisini vermeli. Çarşaf giyiyormuş, başörtü takıyormuş. Nasıl giyiniyorsa giyinsin. Biz sosyal demokrat bir partiyiz, bir solcunun, sosyal demokratın insanların kılık kıyafeti ile ne işi olur. CHP iktidara geldiğinde bütün inançlara eşit mesafede olacaktır.

SADAKA ALLAH'IN EMRİ 

İkincisi; seçmenleri makarnaya, kömür oy veriyor diye suçlamak ne biçim bir zihniyettir. Sadakaymış! Sadaka Allah'ın emri! Zengin insan sadaka vermek ister, fakir insan da sadakaya muhtaçsa sadaka almak ister, bunu eleştiremezsiniz. Bugün Türkiye'de 13 milyon kişiye sosyal yardım yapılıyor. Sosyal demokrat olan bir parti iktidara geldiğinde daha fazla kişiye yardım etmesi lazım.

Bugün dünyada en sosyal devlet genel bütçenin yüzde 2'si kadar pay ayırıyor. Bugün Türkiye'de 13 milyon kişiye yapılan yardımın toplam değeri genel bütçe içerisinde yüzde 1 bile değil. Biz iktidara geldiğimizde yardım için kömür alan bilecek ki daha fazla kömür alacak, 200 lira alan 400 lira, 300 alan 600 lira alacak. Yardımların artacağını bilen bu kişiler neden bize oy vermesin! Bizim bunu anlatmamız lazım. CHP siyaset yaparken sağdaki kesimi de kucaklayacak.

-Bu seçimlerden ne bekliyorsunuz, CHP'nin oy oranı ne olacak?

KESİN OLAN AKP'NİN DÜŞÜŞE GEÇTİĞİ 

Kesin olan bir şey var, AKP'nin oyları düşüyor. Cumhurbaşkanının da sokaklara düşmesinin, meydanlarda avaz avaz bağırmaya başlamasının tek nedeni AKP'nin düşüşe geçmiş olmasıdır, bu malumun ilanıdır. AKP'nin düşüşe geçmesi doğal olarak ana muhalefet partisinin bu durumdan kendisini daha iyi ifade ederek ön alması demektir. CHP bunun farkında, şimdi bununla ilgili projeler geliştiriyor, alt yapıyı oluşturuyor ve seçim meydanlarına bir hazırlık yapıyor.

Halk da bunun farkında ve CHP'ye çok iş düştüğünü söylüyor. Bütün partilerin seçmenleri bu konuda bize destek veriyor ve CHP'nin bir sorumluluk alarak buna göre hareket etmesini bekliyor. Zaten CHP'nin yönetimi de bunun farkında. Dolayısıyla önümüzdeki seçim bu anlamda bir değişimin sinyalini veriyor.

Biz yakında açıklayacağımız projelerle, vizyonumuzla 77 milyonu kucaklayacak politikalarımızla ciddi bir başarı elde edeceğiz.

-CHP'de bir istifa furyası var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, bu istifaların nedeni nedir?

CHP ÜZERİNDE OPERASYON

Son 5-6 aylık olayları okuduğunuz zaman CHP üzerinde bir operasyon olduğunu, bu operasyonun da 2015 seçimlerinde yine AKP'yi iktidar yapmaya yönelik olduğunu gözlersiniz. Ama CHP de, halkımız da bu oyunu bozacaktır. 

-Diyanet İşleri Başkanı'nın 1 milyonluk arabaya binmesine ne diyorsunuz, İslam bunu nasıl karşılar?

MEHMET GÖRMEZ VARLIKLA İMTİHANINI KAYBETTİ 

Diyanet İşleri Başkanı'nın lükse ve israfa düşkünlüğü öteden beri görüyorum. Hatta varlıkla imtihanını kaybettiğini söyledim. Bunu laf olsun diye söylemedim, elimde doneler var. Hac paralarından Diyanet İşleri Başkanı'nın oturacağı dairenin 400 bin lira harcanarak tadilatının yapıldığını belgeledim. Benim bunu gündeme getirmemle Diyanet İşleri Başkanı o eve taşınmaktan vazgeçti ancak o evi konuk evi olarak kullandığına dair söylemler var. Bir dairenin devlet konuk evi olarak kullanılmasına da kargalar güler. Tahmin ediyorum, kendi misafirlerinin kullandığı bir daire.

HİÇBİR KURUMDA BU KADAR İSRAF YOK 

Son yıllarda, müftüler toplantısı, Diyanet'in toplantıları, din görevlilerin toplantılarının hepsi 5 yıldızlı otellerde yapılıyor. Diyanetin devasa binaları var, her birinin salonları var, belediyelerin salonları ücretsiz olarak o salonları kullanabilir. İddia ediyorum, hiçbir kurumda diyanette olduğu kadar israf yok.

-Neden bu kadar israf peki, bunu neye bağlıyorsunuz?

DİNİ BAZ ALAN BUNU YAPMAZ 

Kapitalizm ve din gücü acımasızlığa dönüşüyor. Simit almakta zorluk çeken vatandaşın parasıyla Diyanet har vurup harman savuruyor. Dini, Kuran'ı ve sünneti baz alan bir Diyanet İşleri Başkanı bunu yapmaz.

-Neyi baz alıyor?

BUGÜN PEYGAMBER YAŞASA O SARAYA GİTMEZ 

Mehmet Görmez, AKP iktidarının tarzını ve tavrını Diyanet'e taşıdı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların yaşam tarzını Diyanet'e taşındı. Diyanet'in olması gereken yaşam tarzı onlara gitmedi, onların yaşam tarzı, israfı, gösterisi, şaşası, debdebesi Diyanet'e yansıdı. Bugün peygamber yaşasa o malum saraya da Diyanet İşleri Başkanlığı'na da gitmezdi.

-Taraflı mı buluyorsunuz Diyanet İşleri Başkanı'nı?

 GÖRMEZ, İKTİDARDAKİLERİN GÖZLERİNE BAKARAK FETVA VERİYOR

Nasıl taraflı bulmam! Diyanet İşleri Başkanı, "Hırsızlık kötü bir şeydir ama maneviyatı çalmak çok daha kötü bir şeydir" dedi. Ben de sözlüğü açıp bir daha baktım; "insanın iç dünyasıyla ilgili olan şeyler"demekmiş, moral de bunun içinde. Bir kişinin moralini bozmuşsanız hırsızlık yapmaktan daha kötü bir şey yapmışsınız deme ki. Bir Diyanet İşleri Başkanı böyle bir şey söyleyebilir mi, ama söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Kuran-ı Kerim'e bakarak değil, iktidardakilerin gözlerine bakarak fetva veriyor, elektriği oradan alıyor.

-Son zamanlarda kadına yönelik ayrımcılık içeren açıklamalar yapılıyor. 6 yaşındaki çocuğun evlenmesinden tutun da kadının kahkaha atması birilerini rahatsız ediyor, kimisi hamile kadın sokağa çıkmasın diyor, kimisi en güzel kariyer anneliktir diyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

AKP'YE EN ÇOK KADINLAR OY VERİYOR 

AKP'ye oy verenlerin analizini yaptığınız zaman en çok hanımlardan destek gördüğünü görüyorsunuz. Halbuki AKP döneminde en çok mağdur olan, en çok aşağılanan, horlanan, ezilen de hanımlardır. Küçük yaştaki evlilikler, kadın cinayetleri, boşanmalar ve kadın istihdamındaki azalmalar en fazla AKP döneminde ortaya çıkıyor.

ONLARA SÖMÜRÜLDÜKLERİNİ ANLATMAMIZ LAZIM 

Buün gerek Soma'da, Ermenek'te meydana gelen ölümlerde nerdeyse hepsinin ailelerindeki kadınların başörtü olduğunu görüyorsunuz. Bugün sigortasız olarak çalışan, merdiven altında çalışan, hiçbir yasal tutanağı olmaden çalışan kadınların büyük bir çoğunluğu yine AKP'ye oy veriyor ve yine çoğunluğu başörtülü. İşte bütün mesele burada! Biz bu kesimlere onların sömürüldüğünü, onların ezildiğini, siyaseten kullanıldığını ortaya koyup, onların asıl savunucularının biz olduğumuzu onlara hissettirmek ve inandırmak durumundayı, bizim böyle bir sorumluluğumuz var.

İKTİDAR KORKUSU ALLAH KORKUSUNU AŞTI 

AKP iktidarı dine darbe yaptı, yani dini vesayet altına aldı. Bunu da dindarlık söylemleriyle yaptı. Bugün din özgür değil. Adam (Egemen Bağış) "bu bakara iyi makara, her cuma bir ayet sallıyorum" diyor, başka bir adam Cumhurbaşkanı Erdoğan için; "Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var" diyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bir ses çıktı mı, hayır çıkmadı. Herhangi bir din adamından, cemaatlerden, tarikatlardan ses çıktı mı, hayır çıkmadı. Bunun anlamı, din özgürlüğünün olmadığıdır ve insanların iktidar korkusu Allah korkusunu aşmıştır demektir. Onun için hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet haram mı helal mi tartışması yapan "din adamları" var.

İSLAM'IN ESASLARINA DARBE VURULMUŞTUR 

1400 yıllık İslam'ın ortaya koyduğu sütunlar yıkılıyor ve Müslümanlığı da kimseye kaptırmayanlar da bu yıkım ekibinde görev alıyor. İslamın genleriyle oynandığı gibi doğrudan İslam esaslarına da bir darbe vurulmuştur.

AHİRETTE PARA DEĞİL İMAN GEÇERLİ 

Bu dini yıkım operasyonunda yer alanlara şunu hatırlatmamız lazım; ahirette para değil iman geçerli. Gerçekten de bunu yapan insanlarda ahiret inancı var mı yok mu. Böyle bir olayı aklın kabul etmesi çok zor. Çünkü yüzyıllardır oluşturulan o güzel İslam'ın içi boşaltılıyor ve içine islâmda olmayan şeyler konuluyor ve böylece sözde islamı savunan ahlaksız Müslüman tipler öne geçiyor ve siz bunlara karşı koyduğunuz zaman da, iktidara, devlete, dine karşı olmakla suçlanıyorsunuz. Rahmanilik görüntüsü altında şeytani bir düzen var.