CHP'li vekil darbeci komutan gibi konuşursa...
Galiba sonunda CHP'lilerin mantığını çözmeyi başardım! Birilerini ezebildikleri sürece sorun yok!. Ama ezemedikleri zaman, ezildiklerini düşünüp "Bu ülkede özgürlük yok" diye bağırıyorlar.
Galiba sonunda CHP'lilerin mantığını çözmeyi başardım!
Birilerini ezebildikleri sürece sorun yok!. Ama ezemedikleri zaman,
ezildiklerini düşünüp "Bu ülkede özgürlük yok"
diye bağırıyorlar.
Bunun son örneğine önceki gün şahit oldum.
CHP'li bir grup milletvekili TRT Genel Müdürü Şenol Göka'yı
ziyarete gidiyor! Gidiyor ama Şenol Göka'nın bu ziyaretten haberi
yok! Çünkü giden ekip kendisinden randevu alma gereği bile
duymamış.
Göka onların TRT binasına giriş yaptığı saatlerde vefat eden iki
eski TRT sanatçısının cenaze namazında...
CHP'li heyet Göka'nın TRT binasında olmadığını öğrenince
asabileşiyor. Başlarındaki Levent Gök isimli milletvekili, önüne
gelene fırça atmaya başlıyor.
Kendilerini karşılayan personel, "Genel Müdür gelinceye
kadar sizi ağırlayalım" diyor ama kendi kendine celallenen
heyeti sakinleştirmek ne mümkün!
İçlerinden bir milletvekili Göka'nın makam odasının kapısına
dayanıp zorlamaya başlıyor. Kapı açılmayınca, "Ben bu
kapıyı kırarım" diyerek vandallık örnekleri
sergiliyor.
Haber vermiş olmalılar ki Şenol Göka bir süre sonra nefes nefese
TRT'ye geliyor.
Kendisine yakışan bir nezaketle konuklarına
"Hoşgeldiniz" diyor ama hoşgeldiniz dediği
misafirler terörist yakalamış gibi etrafını sarıyor. "Ben
iki eski sanatçımızın cenaze namazındaydım" diyerek
meramını anlatmaya çalışıyor ama dinleyen kim!
Gelen cevap: "Bize cami ağzıyla konuşuyorsun!"
Meyhane ağzıyla konuşsa sıkıntı olmayacak herhalde..
Hakir görmeler, küçük düşürmeye çabalamalar, argo konuşmalar
birbirini izliyor. Ancak Şenol Göka edebinden ve adabından zerre
ödün vermiyor.
Misafirliğe nasıl gidileceğini dahi bilmeyen konuklarını odasına
davet ediyor. Çay kahve faslı sürerken bile ağır hakaretler havada
uçuşuyor.
Gezi olaylarında polislerin anasına avradına küfreden Levent Gök
isimli milletvekili TRT'ye niye geldiklerini anlatmak için ayağa
kalkıyor ve konuşmaya başlıyor.
Parmağıyla Şenol Göka'yı işaret edip, "Arkadaşlar bu TRT
Genel Müdürü'nün olduğu dönemde...." diyerek bir kez daha
kendisini aşağılama yöntemini seçince ipler kopuyor.
Göka bu bayağılığa rağmen "Efendim "Bu"
diye hitap edemezsiniz" diye nezaket gösterince
Levent Gök çıldırıyor. "Sen burada Genel Müdürlük
yapmayacaksın" diyerek elindeki dosyayı masaya
çarpıyor.
Sonrası tam bir darbe havası!
Eskiden darbe olduğunda askerin TRT binasını ele geçirmesinden
ilham almış olacak ki çevredeki çalışanlara "Boşaltın
burayı" diye bağırmaya başlıyor.
E tabi devir eski devir olmayınca bir süre sonra kendileri enseyi
kaşıya kaşıya odayı boşaltıp gitmek zorunda kalıyor.
Görüntüleri izlerken 7 Haziran seçimlerinden sonra yürütülen
koalisyon çalışmaları aklıma geldi. "Acaba bunlar koalisyon
ortağı olsaydı tavırları nasıl olurdu?" diye düşündüm.
Sahi konumuz özgür basındı değil mi?
Ve CHP'nin bu vekilleri de özgür basın havarileriydi yanılmıyorsam!
Hürriyet'in kırılan camını Kabe'nin etrafında döner gibi ziyaret
edip elleyen, "Özgür basın susturulamaz" diye nara
atan özgürlük savaşçılarımız!
Yahu bu ne acizlik arkadaş! İnsan izlerken kızsın mı yoksa
hallerine acısın mı karar veremiyor vallahi...
Bir gün özgür basın diye yırtınır, ertesi gün TV kanalı basıp Genel
Müdür'ün kapısını kırmaya, kendisini darbeyle indirmeye
yeltenirler.
Mesele TRT olunca canları çıkar. Ama söz konusu PKK medyası, ihanet
haberleri üreten Cumhuriyet, rezillikte dibin de dibini gören Halk
TV olunca toz kondurmazlar.
Neymiş efendim?
TRT'de Atatürk'e hakaret eden yayınlar yapılmış. Yapılmışsa git
RTÜK'e. Zaten adamlar ahaber ve Kanal 24'i karartmak için fırsat
kolluyor.
TRT'yi de araya katarlar işte, fırsat bu fırsat!
Bastığın kurum halkın vergileriyle kurulan bir kurum.
"Kırarım" dediğin kapı, halkın kapısı. İlla bir
kapı kırmak istiyorsan halkın kapısını değil, Halk TV'nin kapısını
kır!
Milletvekili olmak hiç kimseye vandallık yapma izni vermiyor!
TRT gibi bir kuruma gireceksin, kurumun en tepesindeki isme
hakaretler edip kapıları kırma tehditleri savuracaksın. Yetmeyecek,
"Seni bu koltuktan kaldıracağım" diyeceksin!
Daha üslubunu düzeltememiş bu isimler Türkiye'yi düzeltmeye talip
oluyor düşünsenize!..
Hani yayınlarından şikayet ettikleri TRT'nin eski halini bilmesek
haklı diyeceğiz. O TRT'ki bir zamanlar sabahları sağından kalkanı,
yolun sağ tarafından yürüyeni bile ekrana çıkarmıyordu.
Ekrana çok çıktıklarında pek de güzel şeyler anlatıyorlar da
sanki...
Laiklik, Kemalizm ve Atatürk. Bir de kurultaylarda birbirlerine
yumruk sallamalar!
Anlattıkları başka ne varsa!...
Neyse...
Sanırım bu tür baskınlar önümüzdeki dönemlerde de olacak. Çünkü
adamlar seçim kaybede kaybede nereyi basacaklarını şaşırdılar.
Genel Müdür Şenol Göka beyefendiyi uyarıyorum!
Lütfen ileride yaşanması muhtemel bu tür baskınlar için şimdiden
önleminizi alın. Benim tavsiyem, Diriliş Ertuğrul ekibini kapının
önüne dizin!
CHP'liler Osmanlı kıyafeti gördüğü an, bir daha TRT'nin sokağından
dahi geçmez, emin olabilirsiniz.
Diriliş Ertuğrul deyince aklıma geldi...
Sahi yeni bölümünün yayınlanmasına kaç saat kaldı?