BIST 9.420
DOLAR 34,33
EURO 36,24
ALTIN 2.834,89
HABER /  GÜNCEL

CHP'li vekil bu vahşeti belgeleyecek!

Dersim kıyımından kurtulan Hacı Hıdır Ataç, vahşet günlerini bir deftere kaydetti. O defter bu hafta kitap olarak yayımlanıyor.

Abone ol

Dersim tartışmasının önünü açan CHP'li Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, 1938'de katliamdan annesi ve iki kardeşiyle kurtulup iki yıl dağlarda yaşadıktan sonra Sinop'a sürülen Hacı Hıdır Ataç'ın günlüklerini 'Dersim 1938 - Hacı Hıdır Ataç'ın Defteri' ismiyle kitaplaştırdı.

CHP'li Aygün'ün bu hafta okuyucuyla buluşacak olan kitabında 2006'da yaşamını yitiren Ataç'ın ömrünün son 25 yılında tuttuğu kıyım ve kıyım sonrasına dair el yazması anıları ve 70 yeni belge yer alıyor.

Aygün, 2003'te Tunceli'de avukatlık yaparken, bürosunun kapısını Ataç çalar. Ataç, o tarihte 75 yaşına yaklaşmıştır. Aygün'e 100 sayfa tutan anı defterini verir ve "Bir bak bakalım, belki işine yarar" der. Aygün, defteri okuyup bitirince, kendi deyişiyle, "Resmen bir tarih kitabıyla yüz yüze olduğunu" düşünür. Ataç, kitabın çıktığını göremeden, 13 Temmuz 2006'da hayata veda eder. Ardında 80 yıllık çileli bir ömür bırakır.

12 YAŞINDAYDI

Ataç, Dersim katliamının başladığı 1938'de 12 yaşında bir çocuktu. Tunceli merkeze bağlı Roşnek Köyü'ndeki katliamdan kurtulabilen yedi kişiden dördü; kendisi, annesi, ağabeyi, kundaktaki kız kardeşiydi. Tüm akrabaları ve köylüleri Nazımiye'deki Kıl Deresi'nde kırılmışlardı. İki yıl dağlarda saklandılar. Ve 1939'da af çıktığında teslim oldular. Fakat bu kez Sinop'a sürüldüler. Sekiz yıl bu şehirde kaldılar. Ve tarih, 1947'yi gösterdiğinde Tunceli'ye dönebildiler. Ataç, 1971'de Mekke'yi ziyaret ederek hacı oldu. Artık Tunceli'nin 'Hacı Hıdır'ı deniliyordu. Esnaflık yaparak geçirdiği ömrünün sonlarına doğru, 1994'te, köyleri yakıldı. İkinci bir sürgün daha yaşadılar. Bu kez İstanbul'a...

Ataç, son 25 yılını, 1937'den başlayarak, uğradıkları kıyımı, dağlarda geçirdikleri iki yılı, Sinop sürgününü ve sürgün dönüşünü yazmaya ayırdı. Ve yaklaşık 100 sayfayı bulan defterini Aygün'e teslim etti. Aygün, Ataç'ın vasiyetini yerine getirip, defteri kitaplaştırdı. Bu hafta içinde kitap, Dipnot Yayınevi tarafından çıkarılıyor. Aygün şöyle diyor:

"Son çeyrek yüzyılda bütün yaşadıklarını, dağda gördüklerini, mağarada yaşadıklarını, ot yediklerini, soğuktan donmamak için neler yaptıklarını, Sinop günlerini, dönüşte neler yaptıklarını not ediyor. Ben onun vasiyetini yerine getirdim. Beni en çok etkileyen şudur: Sürgüne gidişlerini anlatırken amacını da anlatıyor. Diyor ki, Dersimliler gidecek, inancını ve lisanı unutacak. Bütün proje budur, dedi. Anlamıştı ne yapıldığını."

SAVCILIKTA BİLGİ YOKMUŞ!

Avukat Barış Yıldırım, Tunceli Savcılığı'na 'Bilgi Edinme Hakkı' kapsamında 20 Aralık'ta 2 ayrı dilekçe vererek, Tunceli'de 1937-1938 arasında gerçekleştirilen askeri harekât sürecinde kaç kişinin yaralandığı, gözaltına alındığı, kaç kişiye soruşturma, kovuşturma açıldığı, kaç kişi hakkında mahkûmiyet ve idam cezası verildiği ve bunların infaz edilip edilmediğini sordu. Avukat Yıldırım, diğer dilekçesinde de savcılığa aynı tarihler arasında askeri personele dair 1960 öncesinde herhangi bir soruşturma ve kovuşturma açılıp açılmadığını da sordu. Tunceli Cumhuriyet Savcılığı ise, her iki dilekçe için de 10 Ocak 2012'de aynı cevabı verdi: "Cumhuriyet Savcılığımızca yapılan araştırma sonucu belirtilen hususlar ile ilgili herhangi bir kayıt bulunamamıştır."