İZMİR'in Menemen İlçesi Belediye Başkanı CHP'li Serdar Aksoy hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan işlem başlatıldı. İŞte Aksoy hakkındaki suçlamalar...
Abone olMenemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan işlem başlatıldı. Menemen Cumhuriyet Savcılığı, Menemen Belediye Başkanı CHP’li Serdar Aksoy hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla fezleke hazırladı. Dosya savcılığın kanaatinin ardından işlem yapılmak üzere İzmir Cumhuriyet Savcılığına havale edildi. İzmir Cumhuriyet Savcılığına havale edilen fezleke, Menemen Cumhuriyet Savcısı Korhan Ayberk Güven tarafından hazırlandı.
'Terörle Mücadele Kanunu gereğince...'
Yapılan açıklamada, "Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakkında ihbar ve şikayetler üzerine haberde geçen konuşması nedeniyle, Cumhuriyet Başsavcılığımızca terör örgütü propagandası yapmak suçundan işlem başlatılmış olup, terörle mücadele kanunu gereğince toplanan delillerle beraber evrak fezlekeye bağlanarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. İşlemler orada yürütülecektir" denildi.
Kongredeki konuşmasında neler söylemişti?
Serdar Aksoy'un ocak ayında CHP Menemen İlçe Başkanlığı kongresinde yaptığı konuşmanın soruşturma açılmasına neden olduğu belirlendi. Aksoy, "Bir zat çıkıyor TV canlı yayınlarında soruyor. 'Siz kimsiniz?' diyor. 'Sen kimsin?' diyor. Biz kim miyiz? Söyleyeyim; biz Cumhuriyet Halk Partilileriz. Biz vatanseverleriz. Biz düzgün babayız. Biz ‘dostun bir gülü bana yeter’ diyen Pir Sultan Abdal’ız. Biz Serez’in esnaf çarşısındaki Şeyh Bedrettin’iz. Torlak Kemal’iz. Biz Ege dağlarında Osmanlı zulmüne direnen Yörük Ali’leriz. Biz sürgündeki Nazım Hikmet’iz. Sürgündeki Yılmaz Güney’iz. Biz sürgündeki Ahmet Kaya’yız. Biz Eskişehir sokaklarında sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ız. Biz kim miyiz? Biz Sivas’ta, Maraş’ta katledilen canlarız. Biz Başbağlar’da katledilen insanlarız. Biz Uğur Mumcu’yuz, Bahriye Üçok’uz. Biz Kim miyiz? Biz Kızıldere’de öldürülen Mahir’iz. Biz kim miyiz? Biz Diyarbakır cezaevinde ser verip sır vermeyen İbrahim’iz. Biz kim miyiz? Biz; 6 Mayıs 1972 de altındaki sehpayı kendisi itekleyip şehit düşen Deniz Gezmiş’iz. Soruyor muhterem canlı yayınlarda ‘siz kimsiniz?’ diye. Biz; Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sözlerinin soruşturmanın dayanağı olduğu öğrenildi.
THKP-C ve TKP/ML liderlerini ve eylemlerini övmek
Savcılık değerlendirmesinde şu ifadeler yer aldı:
"Şüphelinin 19/01/2020 tarihinde Menemen Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleşen CHP Menemen İlçe Kongresi’nde yapmış olduğu konuşmasında silahlı terör Örgütü THKP-C ve TKP/ML’nin liderleri ve eylemlerini öven ifadelerin bulunduğu bu tür İfadelerin ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmayacağını tartışmak gerekirse, müdahale kanunlarla (CMK 100 vd. ve TMK 7/2) düzenlenen ve Anayasa'nın ifade özgürlüğünün düzenlediği 26. maddenin 2. fıkrasındaki Milli Güvenlik Kamu Düzeni kapsamında bu ifadelere müdahale edilmesinin meşru olduğu, detayları dosya içeriğinden de görülecek şüphelinin 19/01/2020 tarihinde Menemen Belediyesi Düğün Salonu'nda gerçekleşen CHP Menemen İlçe Kongresi'nde yapmış olduğu konuşmada, bunun anında müdahalenin demokratik toplumda gerekli olup olmadığını tartışmak gerekirse şüphelinin 19/01/2020 tarihinde Menemen Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleşen CHP Menemen ilçesinde yapmış olduğu konuşmanın örgüt liderlerini meşrulaştırmak sureti ile bu kişilerin ve destekçisi üyelerinin eylemlerini övmek ve desteklemek sureti ile şiddet çağrısı niteliği taşıyabileceği bu ifade ve eylemlerin demokratik bir toplumda korunmaması gerekliği hem Anayasa Mahkemesi hem Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi kararlarında hüküm altına alındığı gözetildiğinde bu tür eylemler ifade özgürlüğü kapsamında korunmayacağı, şüpheli Serdar Aksoy’un yukarıda açıklandığı THKP-C ve TKP/ML silahlı terör örgütlerinin kurucularını övmek suretiyle yasa dış silahlı terör örgütleri olan THKP-C ve TKP/ML terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü, bu yöntemlere teşvik etmek suretiyle propagandasını yaptığı, bu paylaşımların içeriğinde, iltifat ve övgü sözleri içeren kelimelerin kullanılmasıyla terör örgütü ve üyelerinin yüceltilmesi göz önünde tutulduğunda bu konuşmanın şiddete teşvik ve tahrik, terör eylemlerini haklı göstermek amacını taşıdığı,
Mahir Çayan'ın kurucusu olduğu örgüt halen faal
Dosya içerisinde bulunan emniyet müdürlüğü yazısı ve dosya kapsamına göre şüphelinin konuşmaları içerisinde adı geçen Mahir Çayan’ın kurucusu olduğu THKP-C Devrimci YOL Devrimci Hareket-Devrimci Gençlik adlı silahlı terör örgütünün halen faal silahlı örgütlerden olduğu, Öğrenci Kolektifleri adlı oluşumunda bu örgüt güdümünde hareket ettiği,
O dönemde devletin güvenlik güçleriyle çatışmaya girdikleri
konuşmada adı geçen kişilerin ilgili dönemlerde devletin güvenlik güçleriyle silahlı çatışmalara girdikleri, bu nedenle şüphelinin meşrulaştırma ve övgü içeren sözlerinin terör ve şiddeti teşvik edici nitelikte olduğu, Mahir Çayan’ın bahsi geçen örgütün kurucusu olarak örgüt ile bütünleşmiş olduğu, konuşmada adı geçen TKP/ML terör örgütü ve sözde kurucusu olan ve Tunceli ili kırsal alanında silahı olarak faaliyet göstermekteyken çıkan çatışmada yaralı olarak ele geçirilen İbrahim Kaypakkaya’yı sözde lider olarak kabul eden, kurulmaları itibari ile çok sayıda eylemleri bulunan MLKP, MKP/HKO, TKP/ML-TiKKO KONFERANS, KP/İÖ olmak üzere TKP/ML felsefesini ve ideolojisini benimseyen ve devam ettiren terör örgütlerinin örgütsel faaliyetlerine silahlı olarak devam ettikleri, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu,
İfade özgürlüğü olarak değerlendirilmesi mümkün değil...
Bu sözlerin Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 10. maddesine göre ifade açıklaması olarak değerlendirilemeyeceği, anlaşıldığından yukarıda anlatılanlar ışığında ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla şüphelinin eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince üzerine atılı THKP-C ve -TKP/ML silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işediği, eylemin şüpheli tarafından gerçekleştirildiği ele geçen ve yukarıda detaylandırılan delillerle de sabit olduğu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır."