CHP Manisa milletvekili Sakine Öz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde internethaber.com'un sorularını yanıtladı.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
2011 seçimlerinde önseçimlerle ikinci sıradan aday olarak Meclis'e gelen Sakine Öz, CHP'nin kadına yaklaşımının eşit yurttaşlık tanımıyla anılması gerektiğini çünkü partide böyle bir ayrımcılık yapılmadığını söyledi.
Kadın kotası tanımlamasının doğru olmadığını, doğru olanın cinsiyet kotası olduğunu belirten Sakien Öz, Meclis'teki kadın vekillerin var olduklarını göstermeleri gerektiğini ifade etti.
Ak Partili kadın vekillerin partide bir söz hakkı olmadığını söyleyen Öz, emek vererek geldikleri yerde kendilerini ikinci plana atan sözlere bile karşılık veremiyorlar, eğer geldilerse geldiklerini belli etmeleri gerekir dedi.
Sakine Öz, şunları söyledi:
Ayrımcılığa son vermek için Meclis’teyiz
Biz kadınların, dillere sinmiş, uygulamalara yansımış fiziksel, sözlü ve cinsel şiddete, baskıya, tacize ve ayrımcılığa karşı çıkan, cinsiyetçi bakış açılarını tümüyle reddederek daha güzel bir ülkede eşit koşullarda yaşamak adına geliştirdiğimiz ısrarlı tavır, gerek sivil toplum kuruluşlarının, gerekse kadın örgütlenmelerinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin dayanışmasıyla zenginleşerek büyümektedir.
Eve kapatılmayan, emeğiyle özgürleşen kadınlar
Ülkemizde, kadınla erkeği eşit görmeyen, kendi varlığını kadınları sınırlamasına borçlu olan, küçük yaştan başlayarak kız çocuklarımızı eve kapatıp geleceklerini karartan, söylemleriyle kadınların çok daha fazla şiddete maruz kalmasına zemin hazırlayan, kadınları ev içi görevlerle sınırlayan politikalar, eşitsizliği derinleştirmekte, yeni kuşaklarımızın yaşama huzurla adım atmasını engellemektedir.
Emeğimiz var, kararda da sözümüz olacak…
Defalarca Meclis kürsüsünde ve bölgemizde ifade ettiğim gibi, bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bir kez daha paylaşıyorum:
Kadınların katledildiği, hatta Mersin, Kocaeli ve Akhisar’da yakılarak, parçalanarak yaşamlarına son verildiği bu vicdan yoksunu düzeni hep birlikte aşacağız. Kadına şiddetin son 12 yılda 14 kat arttığı, ,kadınların işgücüne katılımının hala yüzde 30’larla sınırlandığı, kız çocuklarımızın eğitimden uzak tutulup küçük yaşta evlenmeye zorlandığı ülkemiz, Avrupa Birliği ülkelerinin eriştiği kadın emeği, eğitimi, istihdamı ve fırsat eşitliği düzeyinin oldukça altındadır.
Kadının çalışırsa emek zenginleşecek
Kadınların istihdam olanaklarının büyüyeceği, temel yaşam haklarının korunacağı, aldıkları kurs belgelerinin duvara asılı olmaktan çıkıp girişimciliğe dönüşeceği, kendi emeklerini bir aracı kullanmadan özgürce değerlendireceği, umut dolu yarınlarına kendilerinin karar vereceği bir kamu politikasının ve yerel yönetim anlayışının geliştirilmesi, kadın kimliğinin yaşamın her alanına yansıması için vazgeçilmez değerdedir.
Kadın özgürlüğünün güvencesiyiz
Örgütümüzün kadın haklarına bakışının Meclis’teki sözcüsü olmuş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ön seçimle gelmiş ilk kadın milletvekili olarak gururla ifade ediyorum;
Kadının emeğinin görünür kılınması, gerek çalışma ve eğitim yaşamında, gerekse siyasette kadınların önüne çıkarılan engellerin eşitlik ve dayanışma anlayışıyla aşılmasında, şiddetin ve ayrımcılığın son bulmasında devlete ve toplumumuza düşen görevlerin sözcüsü olmaya, biz kadınların erkeklerle birlikte umut dolu günlere erişmesi adına var gücüyle çalışmaya devam edecektir.
Kadın kotası değil cinsiyet kotası
CHP'nin kadına bakış açısını değerlendirecek olursak bunu kadına bakış açısı diye değil, insana bakış açısı olarak değerlendirmek gerekir. Ben CHP'deki kadına bakış açısını hep böyle gördüm. Yani CHP kadın-erkek eşitliğine inanmış bir siyasi parti olduğu için bu anlamda eşit gözle baktığını düşünüyorum. Sayısal değer olarak ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmuş olduğu ülkenin bugün gelmiş olduğu değerlere bakarak değerlendirecek olursak yetersiz olduğumuzu Cumhuriyet Halk Partisi gözlemledi ve bunun teşvik edilmesi gerektiğini, kadının biraz daha siyasetin içine çekilmesi gerektiği ile ilgili girişimlere başladı.
Biz buna kadın kotası bile demiyoruz, eşitlik gözüyle baktığımız için cinsiyet kotası diyoruz. Bu kotayla amacımız, siyasete daha çok kadının girmesini sağlamaktı. Ben de siyasete başlarken bu teşvikle başladım. Bir yurttaş olarak eşit olduğumu asla ve asla düşünmeyen briydim. Hem yapı olarak hem de öğrenimim açısından böyleydi ama 2011 seçimlerinde Genel Başkanımızın "kadınların siyaset yapmasını teşvik etmemiz gerekir" sözünden etkilenerek siyasete girdim. O dönem de bu söz beni yüreklendirdi.
Eşit yurttaşlık bilinci
Bölgemde gördüm ki, bütün üyelerimiz "kadına yer vermeliyiz" diyor, bu söz de beni umutlandırdı. 2011 seçimlerinde 45 aday arasından ikinci sırada ve listede iki kadın adayla seçime girdim. Bu açıdan baktığımızda CHP'nin kadına bakış açısını da görmüş oluyoruz. Partimiz kadın erkek ayrımı gözetmeden eşit yurttaşlık bilinciyle siyaset yapan bir partiyiz.
Herkes kişiliğine göre siyaset yapmalı
Bence kadın milletvekili nasıl olmalıdır sorusu bile çok yanlış. Herkes kişiliğine göre siyaset yapmalı ve asla kadın erkeksi, erkek de kadınsı davranışlarla toplumun karşısına çıkmamalı. Bana ilk milletvekili olduğum zamanlarda "masaya yumruğunu vur" diyorlardı. Bunu hep reddettim, "ben kadınlığın vermiş olduğu yumuşak dille siyaset yapacağım" dedim. Bugüne kadar bunu da kendime ilke edindim.
Demek ki AK Partili kadın vekillerin içi boş
AK Parti'nin kadına bakış açısı simgesel. Partideki kadın sayısı değil, o kadınların ne kadar söylemi var buna bakmak gerekiyor. Bir de çalışan, emek veren CHPli kadın vekillere bakmak lazım. Zamanın Başbakan'ı şimdi Cumhurbaşkanı'nın kadınları ikici plana iten sözlerine AK Partili kadın vekillerden bir tepki gelmedi. Oysa ki onlar da oradaki erkek milletvekilleri gibi seçilerek gelmiş insanlar, neden kendilerinin bu denli ikinci plana atılmasına itiraz etmiyorlar, buna hiçbir zaman anlam veremedim, sürekli aşağılanmış olmalarına hiç tepki koymadılar. Demek ki, içi dolu değil, içi boş olarak orada duruyorlar.
Emek vererek geldilerse geldiklerini belli etsinler
CHP'deki kadın vekiller böyle bir sözü asla yutmadılar ve "hak ettiğimiz için buradayız" dediler. Ama AKP'deki kadınlar birisi onların gelmesini istediği için oraya geldiler. Aralarında mutlaka kendi emeği ile gelenler de vardır ama eğer geldilerse geldiklerini belli etmeleri gerekir.