CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıklayan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, yine iddialı açıklamalarda bulundu.
Abone olCHP kurultayında Kılıçdaroğlu'na rakip olan İnce, kongrede 700'ün üzerinde oy alacağını iddia etti.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, "Ben, CHP 1999'da seçim barajına takıldığında, sabaha kadar ağlarken, Sayın Genel Başkan, DSP'de milletvekili olmak istiyordu." sözleriyle rakibine yüklendi.
İnce, 5-6 Eylül tarihlerinde yapılacak CHP olağanüstü kurultayı öncesi, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Gençlik yıllarından beri kurultayların bir parçası olduğunu ifade eden İnce, gerek gençlik kollarında bulunan, gerek kurultay delegesi, ilçe yöneticisi, il başkanı, gerek milletvekili olarak, kurultay atmosferini bildiğini söyledi.
İnce, partinin her kademesinde bulunduğunu dile getirerek, "Hazırım. Sokak hazır, millet buna hazır, halkımız hazır, partinin tabanı hazır. Salonda kurultay delegelerinin de hazır olduğunu düşünüyorum" dedi.
Heyecanlı olduğunu belirten İnce, CHP'yi alternatif yapmak, iktidar yapmak, AK Parti'yi yenmek için heyecanlı olduğunu anlattı. İnce, bunun, parti içi yarıştan kaynaklı değil, Türkiye'yi yönetme heyecanı olduğunu kaydetti.
GENEL MERKEZ OLANAKLARINI KULLANARAK OY TOPLANIYOR
İnce, kurultayda kaç delegenin imzasıyla aday gösterileceğini ve kaç oy alacağını düşündüğüne yönelik soru üzerine, 700'ün üzerinde oy alacağını düşündüğünü belirtti.
İmza ile oyun aynı olmadığını bu kurultayda ilk kez herkesin göreceğini dile getiren İnce, bunun ilçe ve il kongrelerinde de sayısız örneklerinin bulunduğunu söyledi. İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Baktığınızda toplanan imza ile alınan oy birbirine hiç uyuşmamaktadır. Bu kez ise burada bir rekor olacak. Sayın Genel Başkan, topladığı imzanın üçte birini, ben topladığım imzanın 3 katını alacağım. Bunu herkes görecek. Birtakım baskılarla, birtakım Genel Merkez olanaklarını kullanarak imza toplamanın sandıkta oya yansımayacağını, vicdanı olan insanların vicdanıyla oy kullanacaklarını biliyorum.
Bazı isimler var, bu isimleri PM'ye taşımak istiyorlar. Bunları çarşaf liste ile taşımaları mümkün değil. Bu işleri bilen bir arkadaşları olarak, kurultay delegeleri uyarıyorum. O isimleri çarşaf listeyle PM'ye taşıması mümkün değil. Bu delege onu seçmez. Demek ki Genel Başkan seçildikten sonra blok liste hazırlıkları var. Buna karşı arkadaşlarımın kulaklarının delik olmasını istiyorum. Eğer o isimleri, -12. maddeden üyeler var-, onları PM'ye taşımayı planlıyorlarsa, çarşaf listeden bu kişilerin seçilmesi mümkün değil. Demek ki Genel Başkan seçildikten sonra blok liste özlemlerini dile getirecekler. Delegelerimizin de blok listenin karşılarına dayatma olacağını, tüzük değişikliklerinin bir dayatma olacağını, bu dayatmaya genel başkanlık seçiminde çok güzel bir cevap vereceklerini düşünüyorum. Çarşaf listeyi savunuyorum. Ama öyle isimler gündeme geliyor ki bu isimlerin çarşaf listeden çıkması mümkün değil. Bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok. Demek ki blok liste hazırlıklarını o kişilerden çıkarıyorlar."
ANAHTAR LİSTE SUNACAĞIM
Kendisinin PM listesinin nasıl olacağı soru üzerine İnce, anahtar liste sunacağını kaydetti.
İnce, genel başkan seçildikten sonra, partinin bütün kesimlerini kucaklayan, kapsayan, gençlerden, kadınlardan, yeni yüzlerden oluşan bir listeyle çıkacağını belirtti.
Kurultay delegelerinden, "Genel Başkan mı yoksa tüzük mü büyük" sorusunu kendilerine sormasını isteyen İnce, tüzüğün, Genel Başkan'dan daha büyük olduğunu kaydetti.
İnce, Genel Başkan'a göre değil, tüzüğe göre Genel Başkan olması gerektiğini belirterek, önce tüzük değişikliği yapılmasını, sonra Genel Başkan seçimi olmasını önerdi.
İKTİDAR OLMAYI UNUTMUŞ
İlk olarak Genel Başkanlık fikrinin ne zaman oluştuğunun sorulması üzerine İnce, şunları kaydetti:
"Hükümet programında, 'yolsuzluklarla mücadele ettik' deniliyor. Yolsuzlukları kapatmak için mücadele ettiler. HSYK'yı değiştirdiler, dosyaları yok ettiler, bu yolsuzluk dosyalarını kapatmak için mücadele ediyorlar. Türkiye yangın yerine dönmüş, Türkiye'nin sınırları bitmiş, 1,5 milyon Suriyeli sokaklarda aç sefil geziyor, 49 vatandaşımız rehin. Türkiye'de bunca sorun varken CHP, umut olamıyor, iktidar alternatifi olamıyor. Sokakta bekleyin, sokaktan geçen 100 kişiye her ilde sorun, 2015 seçimlerinde Sayın Kılıçdaroğlu'nun başbakan olma, AKP'yi yenme, oyunu yükseltme ihtimalini gören bir Allah'ın kulu var mı? Bunu vicdanıma soruyorum, oyları yükseltme ihtimalini görmüyorum, çevreme soruyorum, arkadaşlarıma, öğrencime, çocuğuma soruyorum, görmüyorlar. Herkesin vicdanına sesleniyorum, böyle bir ihtimal var mı? Böyle bir ihtimal görmüyorum. Onun için bu partiyi seçeneksiz bırakmak istemiyorum.
Sayın Genel Başkan, 2010'da Genel Başkan olduğunda, 'yüzde 40 yapamazsam istifa ederim'. Bugün, 'Anlamlı bir oy düşmesi olursa istifa ederim' diyor. Yani iktidar olmayı unutmuş. Ben ise iktidar olamazsam giderim, ilk iki seçimde partiyi birinci parti yapamazsam, hatta ilk seçimde, 10 ay sonraki seçimde AKP'yi 330'un altına düşürüp, Türkiye'yi tehlikeye sokmamak lazım. Çünkü bunlar başkanlık sistemini getirecek. Sayın Kılıçdaroğlu ile devam edersek, 23-24'lerde oy alırız, eğer böyle alırsak AKP 367'yi geçer, AKP geçerse anayasayı değiştirir, anayasayı değiştirirlerse başkanlık sistemi gelir. Ondan sonra CHP'de kimin genel başkan olduğunun hiçbir önemi yok. Türkiye'ye bunu anlatmaya çalışıyorum. Köprüden önceki son çıkıştır bu. Türkiye'deki son seçimdir. Eğer bu seçimde bunları durduramazsak, vah benim ülkemin haline. Eğer insanlar, 'Sayın Kılıçdaroğlu, bunu durdurur' diyorsa, diyecek bir şey yok. Ben inanmıyorum durduracağına."
1 AY İÇİNDE ÖRGÜT DİSİPLİNE OLACAK
Muharrem İnce, bunların, bir disiplinsizlik olayı olmadığını kaydetti.
Disiplinin, inanç birliğiyle, hedef birliğiyle, alternatif olma iddiasıyla, örgütü motive etmekle olacağını belirten İnce, 1 milyon 200 bin üyenin gönlüne, "Biz iktidar olacağız, Sayın Genel Başkanımız Başbakan olacak" düşüncesini sokmakla disiplin sağlanacağını anlattı.
İnce, sopa göstererek disiplin olmayacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ne sopası, ne disipliniymiş. Ben partiyi iktidar yapmak istiyorum. Bu disiplinsizlik değil. Bu partiyi seviyorum. Bu partinin gençlik kollarında tuvaletlerini yıkamışım, bayraklarını asmışım, partinin baraja takıldığı gün il başkanlığını yapmışım, tek başıma çelengimi alıp, partiye gidip koymuşum. Ben, 1999'da parti baraja takıldığında sabaha kadar ağlarken Sayın Genel Başkan, DSP'de milletvekili olmak istiyordu. Ben disiplinsiz değilim. Ben bu partinin, has evladıyım, harbi evladıyım, çekirdekten gelmiş evladıyım. Yazık oluyor, bir diktatöre, bir faşiste yeniliyoruz. Geliyor geliyor, seni yeniyor. 2010'da, 2011'de, 20014 yerel seçiminde, cumhurbaşkanlığı seçiminde yenmiş. Ben yenilsin istemiyorum. Ortak aklı kullanmak, bilimden yararlanmak, örgütü ayağa kaldırmak istiyorum. Bu disiplinsizlik değil ki. 'Disipline veririm'. Sopa göstermekle disiplin olmaz. 'Seni disipline veririm' diyerek sınıfta çocukları tehdit ederseniz, o sınıf sizi dinlemez. Sınıf sizin bilginize, öğretmenliğinize hayran olacak. Kendinizi hayran ettireceksiniz. Ben genel başkan olduğumda, bu örgüt disipline olacak. Emin olun 1 ay içinde örgüt disipline olacak. Çünkü ben onlara iktidar olma ruhu vereceğim. Sizin genel başkanınız iddiasına onları inandıracağım. Disiplin öyle sağlanır. Yoksa sen başarısız ol, 'başarısızsın' diyenleri, 'seni disipline veririm' diye tehdit et, yok böyle bir şey. Kimi veriyorsunuz disipline, verseniz ne olur? Kuştan korkan darı ekmez. Yola girmişiz. Banazlı Koca Haydar Pir Sultan Abdal ne diyor, 'dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.' Ben bir yola girmişim."