CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Devlet Bahçeli'nin seçim barajına ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendirerek, "Seçim barajı hiç olmamalıdır. Israrla seçim barajı aranıyorsa belki yüzde 3 düşünülebilir. Ama arzu edilen hiç olmaması" dedi.
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Bursa'daki boya fabrikasında meydana gelen patlamaya ilişkin Tezcan, "Ne yazık ki Ak Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de artık iş kazaları, iş cinayetlerine dönüştü. Türkiye bu konuda dünyada 3. Avrupa'da birinci sıradadır. Utanç verici bir tablo. Günde ortalama 6 işçiyi iş kazası altında iş cinayetlerine kurban veriyoruz. Buna yönelik hiçbir ciddi önlemin alınmamış olduğunu görmek hepimizi yaralıyor" diye konuştu. Tezcan, "Barajlı siyaset, seçim, barajlı demokrasi demektir. Barajlı demokrasi de eksik veya olmayan demokrasidir. Seçim barajının olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Seçim barajı hiç olmamalıdır. Israrla seçim barajı aranıyorsa belki yüzde 3 düşünülebilir. Ama arzu edilen hiç olmaması" dedi.
Devlet Bahçeli'den hükümete seçim barajı teklifi!
"BAŞBAKANIN BÖYLE BİR MESELENİN DUYULDUĞU ANDAN İTİBAREN YAPMASI GEREKEN İSTİFA ETMEK"
Tezcan, "Off-Shore cenneti olan belirli bölgelerde şirketler kurduğunu biliyoruz. Vergi kaçırmak için kendi ülkesinde vergi ödememek için çeşitli vergi cenneti denene bölgelerde şirketler kuruluyor. Ne yazık ki Türkiye bu kara tabloda yine bayrağı almış bu tablonun içine hükümetin sayesinde girmiş. Başbakanın çocuklarının Malta'da şirketleri olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin paraya ihtiyacı var ama Başbakanın çocukları ile akrabaları ile 7 göbek sülalesi neredeyse Off-Shore hesaplarında şirket kurduruyor. Hukuki açıdan suç veya değil ayrı bir şey. Ahlaken yanlıştır. Olmaması gereken bir şey. Senin ülkenin paraya ihtiyacı var. Tasarruf denildi. 'Ayşe teyze yastık altındaki parayı getir memleket kurtulsun' dediler . Dolar bozdurdular. Milli mesele gibi açıkladılar. Biri için yerli ve milli diğeri için zembilli kazanç. Başbakanın böyle bir meselenin duyulduğu andan itibaren yapması gereken istifa etmek. Bu anlayış başından beri dini siyasete alet eden bir anlayıştır. Hep itiraz ettik. Millete gelince öbür dünyada cennet vaat ediyorlar, kendi kazançları söz konusu olunca bu dünyada cennet. Cennet belgeleri boşuna değil. Kendi evlatlarına cennet bu dünyada, Malta'da veya başka neredeyse buluyorlar o cenneti. Berbere, pazarcıya, işçiye, emekliye, memura, asgari ücretliye öbür dünyada cennet vaat ediyorlar. Önümüzdeki seçimde inşallah bunların cennet ticaretinin hesabını millet sandıkta soracak. 'Çocuklarıma devletle iş yapmayın' dediğini söyledi. Bugün görüldü ki devletten ihale de almışlar basına düştü. Başbakan soruştursunlar dedi. Savcılar soruşturuşun tamam siyasete de bir soruşturma yapsın. Bugün göreceğiz TBMM'ye meclis araştırma önergesi verdik Off-Shore cennetlerinde kimler hangi kazançları elde etmiş vergi ödememişler bunları göreceğiz. Başbakanın bu Meclis önergesine destek verip araştırmanın başlatılmamasıdır" ifadelerini kullandı.
"EĞİTİM SİSTEMİNİ REZİL ETTİLER. HERKES ŞİKAYETÇİ. İÇİNDEN ÇIKAMIYORLAR. BAKAN İTİRAF EDİYOR"
Eğitim sistemini eleştiren Tezcan, "Eğitim hala ciddi ve esaslı bir sorun olmaya devam ediyor. Komedi gibi. Milli Eğitim Bakanın açıklaması itiraftı. Bakanın sözü niteliksiz de istikrarın tescilidir. Eğitimde AK Parti dönemi niteliksizde istikrar dönemi olmuştur. Değişmesi gereken tek şey Ak Parti hükümetidir. Bu tablo eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacak bir tablo değildir. Bu hükümete oy verenler de rahatsız. Kaliteli devlet okulları yaratacaksınız. Düz liseleri yeniden açmak niteliklerini artırmak zorundasınız. Malta'da şirket sahibi olanın çocuğu ile berberin çocuğu eğitimde eşit fırsatlara sahip olmalı. Eğitim sistemini rezil ettiler. Herkes şikayetçi. İçinden çıkamıyorlar. Çıkmaya çalıştıkça debeleniyorlar. Sonrada dillerine vuruyor bakan itiraf ediyor. Eğitimi böyle bozarsan kitap fuarlarında saldıran magandalar ortaya çıkar. Kitap fuarları artık magandaların saldırı alanına dönüştü. Yaratılan iklimin hiç mi etkisi yok. Herkes biliyor ki var. Bunu dert edinmeyen bir hükümet var. Yazarlara yapılan bütün saldırıları kınıyoruz" açıklamasında bulundu.
"SÖZCÜ DAVASINDA FETÖ'CULUK DEĞİL ATATÜRKÇÜLÜK YARGILANIYOR"
Tezcan, "Sözcü davası utanç verici bir tablo. Ne kadar Atatürk düşmanı varsa Sözcü'nün hedefinde olmuştur. Ne kadar Atatürk düşmanı varsa Sözcü'yü hedef almıştır. Sözcü'den FETÖ'cu çıkarmak ancak ve ancak faşist düzenlerin büyük yalan organizasyonlarına benzer. Sözcü davasında FETÖ'culuk değil Atatürkçülük yargılanıyor. Bu dava Sözcü yazarları ve sahibi için bir onur madalyası olacaktır. İftirayı atanlar için ise tarihte utanç sayfası olarak kalacaktır" dedi.
"DERHAL ENİS BERBEROĞLU TAHLİYE EDİLMELİ"
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu davasına ilişkin Tezcan, "Berberoğlu davası, yargının siyasallaşmasının nasıl tehlikeli sonuçlara götüreceğinin tipik bir örneğidir. Berberoğlu dosyası, ateş topu oldu. Kimse elinde tutmuyor. Siz top gezdirirken Berberoğlu hapiste. Mahkeme kendisini İstinaf Mahkemesi'nin üstünde görmüş. Özel Yetkili Mahkemeler güya kaldırıldı şimdi görüyoruz ki özel imtiyazlı mahkemeler ortaya çıktı. Bu mahkeme, bu gücü bu davayı açtıran iradeden alıyor. Kanunda yazan hükmü tanımıyorum diyecek noktada. Derhal Enis Berberoğlu tahliye edilmeli" diye konuştu.
"ISRARLA SEÇİM BARAJI ARANIYORSA BELKİ YÜZDE 3 DÜŞÜNÜLEBİLİR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin seçim barajına ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendirmesi istenen Tezcan, "Barajlı siyaset, seçim, barajlı demokrasi demektir. Barajlı demokrasi de eksik veya olmayan demokrasidir. Seçim barajının olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Seçim barajı hiç olmamalıdır. Israrla seçim barajı aranıyorsa belki yüzde 3 düşünülebilir. Ama arzu edilen hiç olmaması" dedi.