Türkiye 17 Aralık 2004'ten sonra AB konusunda ikiye bölündü. Bir görüşe göre AB faydalı, diğer bir görüşe göre AB Türkiye'nin zararına. CHP, bu konulara parmak bastı.
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, ''Avrupa Birliği konusunun Meclis'te görüşülmesi için en kısa sürede genel görüşme önergesi vereceğiz'' dedi. Türkiye'nin, 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile masaya oturup 4 şart öne sürmesi gerektiğini ifade eden Öymen, şöyle konuştu: ''Bu şartlardan biri ucu açık müzakere kalkmalı. Hedef tam üyelik olmalı. Sürekli kısıtlamalar ve farklı uygulamalar kalksın. Güney Kıbrıs'ı, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti olarak tanımıyoruz. Biz bu şartları öne süreceksek Avrupa ne diyebilir. Koskoca Türkiye'yi ret edebilir mi?'' Onur Öymen, 17 Aralık 2004 tarihinden sonra ülkede yaşatılmak istenen bayram havasının gerçeği yansıtmadığını savunarak, ''Ancak, biz geçmişte çok daha büyük zorlukları aştık. Lozan'da, Hatay'da, Kıbrıs Harekatı'nda, Kardak krizinde bütün dünya bize karşıydı. O zamanlar ağır devlet adamları vardı. En büyük eksiğimiz ağır devlet adamlarının olmayışı'' görüşünü dile getirdi. Toplantıda gazetecilerinde sorularını yanıtlayan Öymen, AB üyesi ülkelerin, üye olmak isteyen bir ülkeyi 63 kez veto etme hakkına sahip olduğunu belirtti. Öymen, şunları kaydetti: ''AB üyeliği oy birliği gerektiriyor. Türkiye, Güney Kıbrıs'ı kabul etmezse, Rumların 63 defa veto etme hakkı var. Rumların kabul etmemesi sonucu AB'ye giremeyebiliriz. Bu konuda bir engel de Fransa'dır. Fransa anayasasını değiştirerek konuyu referanduma getirmek istiyor.''
ÖNCEKİ HABERLER
