CHP Sözcüsü Haluk Koç, partideki muhaliflerin kurultay talepleriyle ilgili açıklamalarda bulundu: İmzaları toplayabilirsiniz
Abone olCHP Sözcüsü Haluk Koç, muhalif milletvekillerinin kurultay için imza toplamalarını engelleyecek adımlar atılmayacağını söyledi.
Koç, gerekli imzaların sağlanması durumunda 'kurultayın toplanacağından kimsenin şüphesi olmasın' dedi.
CHP Sözcüsü Haluk Koç, düzenlediği basın toplantısında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na istifa ve kurultayı toplama çağrısı yapan muhalif milletvekillerini hedef aldı.
AK Parti’de siyasi bir bulanıklık yaşandığını ve buna odaklanılması gerektiğini söyleyen Koç, ancak partilerinin içinden yükselen sesler nedeniyle ve bir kısım medyanın da desteğiyle, CHP’nin konuşulur hale getirildiğini söyledi.
Bu noktada muhalif milletvekillerine yüklenen Koç, 'çatı aday' stratejisine yönelik bazı eleştirler olduğunu ancak geniş bir uzlaşıya dönük bu stratejinin genelde doğru bir siyasi tavır olarak değerlendirildiğini belirtti.
Bunun dışında ikinci yolun, her siyasi partinin kendi adayıyla seçime girmesi olduğunu belirten Koç, 'çatı aday' stratejisini eleştirenlerin, bu yol tercih edildiğinde de bu kez 'ortak aday' vurgusu yapacaklarından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini belirtti. Koç, "Siyasi çıkar peşinde koşuluyor" değerlendirmesinde bulundu.
"DAHA YÜKSEK OYLA SEÇİLECEKTİ"
"Kendi adayımızla ikinci tura kalınırdı tezini savunanalara" seslenen Koç, "Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan, ikinci turda daha büyük oy yüzdesiyle seçilecek, ilk tur unutulacak ve o oy oranını fiili başkanlık rejimine geçiş için kullanacaktı. Bunlar hesaba katılmıyor" şeklinde konuştu.
"İMZALAR YETERSE KURULTAY TOPLANIR"
"Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına destek vermeme, alanda sorumluluk almama ve katılımın azalması yönünde tercihte bulunanlar, eleştiriden önce kendi tavırlarını sorgulamalılar" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Öncelikle, bugün 'hesap soruyoruz' diye ortaya çıkanlardan hesap sorulmalı. CHP’de bu süreçte eksiklikler, organizasyon kusurları da olabilir. Ama CHP’nin bu seçimlerde ortak aday ve geniş siyasi mutabakakat arama tavrı, iyi niyeti ve siyasi fedakarlığı teslim edilmelidir.
CHP, kuralları, tüzüğü ve ilkeleri olan bir siyasi partidir. CHP yönetiminin, kendilerine göre taleplerle ortaya çıkanlara karşı tavrı nettir. Hiçbir yönetici, Genel Başkan başta olmak üzere, kurultay çağrısı yapılacak ise delegelere ‘imza vermeyin’ telkininde bulunmayacaktır. İstedikleri imzaları topladıklarında, hiçbirinin kurultayın toplanacağında endişesi olmamalıdır. CHP kendi siyasi beklentilerini öne alarak siyaset yapma tarzına asla izin vermeyecektir.
Özetle CHP, kendi stratejisinin ve seçim sonuçlarının, özeleştiri dahil, değerlendirmesini yapacak; tartışmaların AKP’den uzaklaşıp kendi içine çekilmesini engelleyecek siyasi stratejiye sahiptir..."
"YARIŞMA HAKLARINI ELLERİNDEN ALMAYIZ"
Koç, muhalif milletvekillerinin istifalarının beklenip beklenmediği, imza sayısına ulaşılmasının zor göründüğü ve bu durumda Genel Başkan’ın bir kurultay çağrısı yapma ihtimali üzerine yöneltilen soruya da, "Başından itibaren engel çıkaranların dayandıkları bir güç vardır. Toplasınlar bu gücü, ortaya çıksın, siyaseten şekillensin... Genel Merkez olarak bunu değerlendiririz ama hiç kimsenin yarışma hakkını elinde almayız" yanıtını verdi.
İSTİFA TARTIŞMASI
Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildikten sora istifa etmesi gerektiği yönündeki tartışmalarla ilgili de konuşan Koç şunları kaydetti:
"Recep Tayyip Erdoğan’ın, hükümler çerçevesinde mevcut sıfatıyla AKP kongresini yönetmesi söz konusu değildir. Bu bağlamda Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirak ettiği AKP yetkili organlarının tesis ettiği tüm işlemler hukuken yok hükmünde olacak. Kongrenin tüm sonuçlarıyla birlikte yok sayılması ortaya çıkacak. Başbakan olarak tesis edeceği tüm işlmeler de yok hükmünde olacaktır... Bu noktada TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e de bir hukuk görevi düşüyor.
Dün Konya Milletvekili Atilla Kart, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na süreçle ilgili başvuruda bulundu ve bugün de ek dilekçeyle başvuruyu güçlendirecek. Bundan sonra başsavcılığın net hukuki bir değerlendirme yapması gerekir. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin ilk adımda Anayasa’nın temel hükümlerini hiçe sayması, daha ilk günden bunu yapması, Anayasa’yı takmayarak tek adam rejimine giderek devlet ve rejim krizinin kapısını açmaktadır. Bu üstümüze vazifedir çünkü hukukun üstünlüğü savunuyoruz..."