BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

CHP'den Meclis Başkanı'na suçlama!

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "4 eski bakanla ilgili fezlekelerin saklanması yoluyla milli iradenin hiçe sayılmasının, TBMM Başkanı'na yakışmadığını" söyledi.

Abone ol

 Altay, "Bu şekilde Meclis Başkanı, adı yolsuzluğa karışmış bakanlara, bir nevi suç ortaklığı yapmıştır" ifadesini kullandı.

Altay, dört eski bakanın dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik TBMM Başkanlığı'na ulaşan fezlekelere ilişkin parlamentoda basın toplantısı düzenledi.

Altay, gazetecilerin çabası sonucu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in 6 gündür sır gibi sakladığı gerçeği, dört eski bakana dair fezlekelerin Meclis'e ulaştığını, bugün açıklamak zorunda kaldığını söyledi.

Meclis Başkanı'nın, bu şekilde anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne aykırı fiil ve tutumda bulunduğunu, içtüzüğün 14. maddesinin 10. fıkrasını çiğnediğini, 51. maddesini ihlal ettiğini savunan Altay, milli iradeye bundan daha büyük bir saygısızlık yapılamayacağını öne sürdü.

MECLİS BAŞKANI SUÇ ORTAKLIĞI YAPMIŞTIR

Altay, Türkiye'nin aylardır konuştuğu 4 bakanla ilgili fezlekelerin saklanması yoluyla milli iradenin hiçe sayılmasının, TBMM Başkanı'na yakışmadığını ifade etti. Altay, ancak "Anayasanın 138. maddesi öldü" diyen Meclis Başkanı'ndan başka bir tavır da beklemediklerini belirterek, "Bu şekilde Meclis Başkanı, adı yolsuzluğa karışmış bakanlara, bir nevi suç ortaklığı yapmıştır. Yolsuzluklara kendisini siper etmiştir, itibarına halel getirmiştir" diye konuştu.

Altay, içtüzüğün 51. maddesini okuyarak, 28 Şubat, 1 Mart ve 3 Mart'ta "Gelen kağıtlar" listesinin Meclis'te yayınlandığını söyledi. Altay, 16 Haziran 1992'de eski sağlık bakanı, eski devlet bakanı hakkında Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca hazırlanan iki ayrı dosyaya dair Başbakanlık tezkerelerinin, milletvekillerinin tetkik ve takdirine açılmasının uygun mütalaa edildiğine dair Başkanlık tezkeresi bulunduğunu belirtti.

Meclis Başkanı'nın gelen kağıtları önce incelemeye, süzgece almaya, rafine ettikten sonra açıklama görevinin bulunmadığını ifade eden Altay, bu yönüyle Meclis Başkanı'nın açıkça görevini kötüye kullandığını, milli iradeyi hiçe saydığını iddia etti.

Altay, Meclis Başkanı'nın, anayasa ve içtüzükle kendisine verilmeyen bir görevi icat edemeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

KENDİSİNE YAKIŞANI YAPMAMIŞTIR 

"İnceletiyorum diye bir yetkisi, görev tanımı yoktur. İçtüzüğün kendisine verdiği görev tanımı, resmi tezkerelerin cumartesi ve pazara rastlamadığı, Meclis tatilde olmadığı takdirde derhal yayınlamasıdır. Milletvekilleri üzerinden, milli iradenin tetkikine, bilgisine bunun sunulması gerekirdi. Bu fezlekeler, ilk bakanlığa gelip geri giden birinci fezleke mi yoksa içi boşaltılmaya çalışılmış ikinci fezleke mi biliyoruz. Fezlekelerin üzerinde oynandığıyla ilgili kamu vicdanında ciddi kuşku var. Ancak her şeye rağmen TBMM Başkanı, kendine yakışanı yapmamıştır. Recep Tayyip Erdoğan, oğluna paraları sıfırlatırken Meclis Başkanı'na da itibarını sıfırlatmıştır. Meclis Başkanı'nı, önce hukuk adamı diye bilirdik. Gerçi geriye dönük uygulamalarına baktığımızda Meclis Başkanlığı'ndan çok parlamento ile ilişkilerden sorumlu yürütme organı üyesi gibi davrandığına tanıklık edeceğimiz örnekler var. Bu fezlekelerin, derhal, bugün milletvekillerinin tetkikine açılması, gelen kağıtlarda duyurulması lazım."

Altay, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıp çağırmayacaklarına ilişkin bir soru üzerine, bunu öncelikle Meclis Başkanı'nın yapmasını arzu ettiklerini vurguladı. Altay, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmanın mümkün olduğunu ancak 184 olan toplantı yeter sayısına matematiksel olarak ulaşılmasının mümkün görünmediğini söyledi. Altay, "Bu konuda Meclis Başkanı'nın ön alması, kendisinin çağırması olasılık. Ama çağıracağına ihtimal vermiyoruz" dedi.