BIST 9.627
DOLAR 35,24
EURO 36,70
ALTIN 2.963,86
HABER /  GÜNCEL

CHP'den Erdoğan'a MİT sorusu

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Alaattin Çakıcı hakkındaki soruşturmada bazı MİT mensuplarıyla ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklama yapmasını istedi.

Abone ol

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Alaattin Çakıcı hakkındaki soruşturmada bazı MİT mensuplarıyla ilgili olarak gündeme gelen iddialarla ilişkin olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklama yapmasını istedi. Anadol, ''AKP'nin partizanlıklarının asla MİT'e bulaşmaması gerektiğini, ülkenin en önemli istihbarat biriminin asla partizanlığa, partizanca kadrolaşmaya tahammülü olmadığını'' söyledi. Kemal Anadol, TBMM'de düzenlediği gazetecilerle sohbet toplantısında, Çakıcı soruşturmasıyla bağlantılı olarak gündeme gelen bazı iddialara değindi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Çakıcı soruşturmasında adı geçen Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya hakkındaki iddiaları içeren dosyayı, Birinci Başkanvekilliği'ne gönderdiğini anımsatan Anadol, hukuksal sürecin başladığını bu aşamada konuyla bir değerlendirme yapamayacağını kaydetti. Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak şu ortaya çıkıyor, gerek MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un gerek emekli MİT mensuplarının açıklamalarını, resmi veya gayri resmi, MİT adına ya da şahısları adına yapılan bu açıklamaları izlerken ülkenin en önemli istihbarat kuruluşunun geçmişte çok büyük yanlışlar yaptığını saptamış bulunuyoruz. Adeta yasalar hiçe sayılmış, kanun kaçakları, hakkında kesin hüküm bulunan suçlularla doğrudan ilişkiye girilmiş; hatta sayın Atasagun'un son açıklamasına göre 1998'e kadar Alaattin Çakıcı ile irtibat devam etmiş. Sayın Atasagun 1998'de MİT'in Çakıcı ile irtibatının kesildiğini söylerken, şahsı adına Çakıcı ile konuşan halihazır MİT mensuplarının olduğu da ortaya çıkıyor. Böyle bir kuruluşun Yargıtay'la zaman zaman ilişkilenmesi de demokratik hukuk devletinin pek izin vermeyeceği şeyler.'' Anadol, MİT'in demokratik, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışır biçimde çalışmasını istediklerini belirterek, ''İnsanlar arasında fark gözetmeksizin, belirli ideolojilere angaje olmaksızın çalışmasını istiyoruz'' dedi. ''BUZDAĞININ ÜSTÜNÜ GÖRÜYORUZ'' AK Parti iktidarı döneminde bu konuyla ilgili bir kuşkusunu dile getirmek istediğini kaydeden Anadol, THY ve TCDD ile ilgili eleştirilerinin ardından her iki kurumun başına da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapmış kişilerin atandığını söyledi. Anadol, ''Şimdi MİT'i eleştiriyoruz. İstanbul Belediyesi'nin zabıta teşkilatının MİT'in yönetici kadrosu olmasından, Tayyip Bey'in güvendiği zabıta teşkilatının yeniden yapılanma gerekçesiyle MİT'in başına getirilmesinden de kuşku duyduğumu belirtmeden geçemeyeceğim'' diye konuştu. Kemal Anadol, bir gazetecinin söz konusu iddialarla ilgili açıklamasında MİT Müsteşarı Atasagun'un ''Gideceğim varsa da gitmem'' ifadesini kullandığını anımsatarak, buna ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine şunları söyledi: ''Ne olduğumu tam bilmiyoruz. Biz buzdağının üstünü görüyoruz. Acaba bir yeni kadrolaşma mı söz konusu? Onun için mi birtakım olaylar daha çok su yüzüne çıkıyor? Sayın Müsteşar bunu mu kastediyor, bilemiyorum. Ama tekrar söylüyorum. Daha önce espri olsun diye söyledim. Ülkenin en önemli istihbarat biriminin asla partizanlığa, partizanca kadrolaşmaya tahammülü yoktur. Eski yanlışların yeniden tekrarlanması ülkemize, demokrasime, hukuk devletine zarar verir.'' ''BAŞBAKAN AÇIKLAMALARDA BULUNMALI'' Anadol, Hükümet'in basına yansıyan iddialarla ilgili olarak sessiz kaldığının belirtilmesi üzerine de ''Aslında sessiz kalması gereken muhalefet, olayı izliyoruz çünkü. Konuşması gereken kim, MİT kime bağlı? Doğrudan Başbakan'a bağlı. Konuşması gereken Sayın Başbakan'dır, iktidardır. Sayın Başbakan'ın işin idari ve siyasi boyutuyla ilgili olarak, vatandaşı rahatlatacak açıklamalarda bulunması lazım'' yanıtını verdi. Bir gazetecinin ''Demokratik laik hukuk devleti olan Türkiye'nin en önemli istihbarat örgütü olarak bu yapıya ters düşmemesi gerektiğini belirttiniz. MİT bu yapıya ters mi şu anda?'' sorusuna da Anadol, ''Alaattin Çakıcı ile ilişki kurmak bu yapıya ters'' diye karşılık verdi. Çakıcı'nın üzerinden emekli MİT mensubu Faik Meral'in pasaportunun çıktığını anımsatan Anadol, ''Sayın Müsteşarın söylediğine göre MİT'in Çakıcı ile 1998'e kadar ilişkisi kesinleşmiş oluyor, 1998'den sonra da gayri resmi biçimde, şahısları adına Çakıcı ile temas eden yetkililer var. MİT'in bilgisi dışında bu ilişkileri düzenliyorlarsa haklarında dava açılması lazım'' dedi. Kemal Anadol, söz konusu iddialarla ilgili olarak MİT ve Yargıtay başkanlarının çelişkili açıklamalar yaptıklarının anımsatılması üzerine de şöyle dedi: ''Hukuksal açıdan düğmeye basılmıştır. Bunun sonuçlarını beklemeden, kimin yalan söylediği, kimin söylemediği konusunda değerlendirmede bulunmak yanlış olur. Şu anda duyduğumuz kuşkuyu belirtmekle yetiniyoruz. Böyle önemli bir kuruluşun bu tür ilişkilerini, zaman zaman hukuk dışına çıkan uygulamaları üzüntüyle karşılıyoruz. Doğrudan Başbakanlığa bağlı olduğuna göre asla AKP'nin şimdiye kadar yaptığı partizanlıkların buraya bulaşmamasını istiyoruz. Yeni hatalar yapmasınlar ve Başbakan bu konuda açıklama yapmalıdır.''