CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, MHP liderinin Bahçeli'nin erken seçim çıkışıyla ilgili ağır bir ithamda bulundu.
Abone olCHP Grup Başkanvekili Engin Altay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, anayasa değişiklik teklifinin Meclis Genel Kurulundan geçmemesi halinde seçim olacağı açıklamasını, "Bahçeli'nin açıklamasında da anlıyoruz ki Bahçeli bir an önce saraya yaver olmak arzusuyla yanıp tutuşmaktadır." diye değerlendirdi.
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel, TBMM Genel Kurulunda dün yaşanan kavgaya ilişkin parlamentoda basın toplantısı düzenledi.
Altay, dün gece AK Parti'nin demokrasiye tahammülsüzlüğünün, tatsız görüntülerle bir kez daha tescil edildiğini savundu. Altay, bütün ülkelerde, özellikle demokrasilerin geliştiği ülkelerde, demokrasinin aynı zamanda bir tepki ve protesto rejimi olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un, anayasa değişikliği teklifinin Genel Kurulda geçmemesi halinde seçim olacağı açıklamalarına işaret eden Altay, "Bu açıklamalar gösteriyor ki, bizim haftalardır iddia ettiğimiz gibi AKP ve MHP milletvekilleri, bir erken seçim baskısı, tehdidi altında, kanla kurulan, savaş yöneten, tam bağımsızlığımızı elde eden, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıran milli iradenin tek ve yegane tecelligahı TBMM'yi işlevsizleştiren, sembolik hale getiren teklif için milletvekillerinin erken seçim baskısı altında açık açık evet oyu verdirildikleri bir kez daha tescillendi." şeklinde konuştu.
Altay, dün gece görüşülen anayasa değişiklik teklifinin 5. maddesinin TBMM'nin denetim yetkisini, bütçe hakkını ortadan kaldırdığını, kanun koyma hakkını bir bir kişiye ortak kıldığını savundu.
AK Parti'ye, TBMM'nin varlık nedenini ortadan kaldıran bu teklifin gece saat 02.00- 03.00 yerine, en azından vatandaşların izleyebileceği bir ortamda yapılmasını teklif ettiklerini anlatan Altay, ancak gece yarısı görüşmekte direndiklerini öne sürdü.
Altay, bu direnmeye dayalı olarak, Özel'in madde üzerindeki konuşmasından sonra dünya parlamentolarında da sıkça kullanılan demokratik tepki haklarını, belli, makul sürede kullanmak üzere, TBMM kürsüsünü, milletin kürsüsünü ve bu kürsünün özgürlüğün korumak, kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla kürsü etrafında toplandıklarını, 5 dakikayı geçmeyen, alkışlı protesto eylemini ortaya koymak istediklerini anlattı. Altay, "Bizim kürsü işgalinin, demokratik tepki hakkımızın, kürsüyü kırarak, kürsüde bulunan hatibi ve onun yanındaki milletvekillerine, çoğunluk şımarıklığı ve üstünlüğüyle hücum ederek, TBMM'yi yere deviren AKP milletvekilleri dün gece siyasi eşkiyalığın yeni örneğini sergilediler." dedi.
FEDA ETTİĞİN KOLTUK
Altay, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın'ın, bu tartışmalardan sonra TBMM İçtüzüğü'nün 68. maddesine göre işlem yapması gerekirken, önerge üzerindeki konuşma hakkını engelleyerek oldubittiyle önergeleri oyladığını öne sürdü.
Açık oylamaların anayasa ve içtüzüğe aykırı olduğunu dile getirdiklerini anımsatan Altay, "Bunların derdi açık oylamadan ziyade, rejim düşmanlığını açık etmekmiş. Sayın Başbakan, Meclisteki konuşmasında 'Bir değil bin Ali feda olsun, koltuk feda olsun' dedi. Sayın Başbakan, sen nereye feda olursan, ister sarayın ihtirasına, ister AKP'nin kirli emellerine feda ol. Ama feda ettiğin koltuk, milletin koltuğudur. Feda edilen koltuk değil, ülkemizin demokrasisi, parlamenter sistemdir." görüşünü savundu.
Altay, AK Parti'li bir grup başkanvekilinin, CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet'e fiziki müdahalesinin asla kabul edilemeyeceğini vurguladı.
İlk kavgada, bir iktidar milletvekilini darp ettiği algısı yaratan yayınların, yanlış, yanlı olduğunu ileri süren Altay, bu tartışmalarda grup başkanvekillerine müdahale edilmeyeceğini söyledi. Altay, olayları yatıştırmaya gitmişken, AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz'ın kendisini merdivenlerden aşağı iteklemesinin kabul edilemeyeceğini belirtti. Altay, "Ben de insanım, doğal olarak kendimi korumak amacıyla bana dokunamayacağını söyleyerek, kendisini kendimden uzaklaştırdım." ifadesini kullandı.
Altay, Bahçeli'nin dünkü açıklamasından, "Bahçeli'nin bir an önce saraya yaver olmak arzusuyla yanıp tutuştuğunun" anlaşıldığını ileri sürdü.
REHİN ALINDI
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, CHP'nin tek arzusunun, daha sakin, soğukkanlı bir şekilde televizyon yayınının olduğu saatte 5. maddenin görüşülmesini ısrar ettiklerini söyledi.
AK Parti'nin, gerilimle anayasa teklifini Meclisten geçirmek ve gerilimle referanduma götürmek istediğini savunan Gök, "Onlar açısından terör, ekonomi bir kenarda. Ekonomi kötü, terör almış başını gidiyor, şehitler geliyor, iktidara ne gam... Varsa yoksa başkanlık." dedi.
Bahçeli'nin, 1 Kasım 2016'da başkanlık sistemini tartışmaya açmasından sonra Türkiye ekonomisinin 277 milyar lira fakirleştiğini, her maddenin geçişinin dolara yansımasının 10 kuruş olduğunu iddia etti.
Gök, "Teklif buradan geçmezse seçim olur" diyen Bahçeli'nin mantığının, MHP milletvekilleri üzerinde tehdit oluşturduğunu öne sürerek, Şentop'un bugünkü açıklamasıyla bunun daha da netleştiğini belirtti. Gök, Bahçeli'nin, ya seçim ya başkanlık ikilemi arasında rehin alındığını iddia ederek, MHP tabanının ve milletvekillerinin, bu oyunu bozmaları gerektiğini dile getirdi.
CHP'li Gök, iç mihrakların dün Meclisi bombaladığını, tahrip ettiğini savundu.
KANIMIZI İÇMEYE GELDİLER
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AK Parti yetkilileri ve bakanlardan dün görüştüklerini, 5. maddenin görüşülmesinin ertesi güne bırakılması istediklerini anlattı.
Özel, yapılan yanlışları anlattıklarını, ardından toplumda bu konudaki farkındalığı artırmak, AK Parti'nin kaptı kaçtı anayasasıyla ne yapmaya çalıştığını gözler önüne sermek için dünya parlamentolarında da olduğu şekilde belli süre kürsüde bulunacaklarını ifade ettiklerini söyledi. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir gün önce kendi kendilerine, kulisimize gelip çayımızı içmek isteyenlerin, bu sefer kanımızı içmeye geldiklerini gördük. Hunharca, vahşice, vandalca ve gözlerinde büyük bir kin, nefretle saldırıyorlardı. Oysa ki o gözler, 15 Temmuz günü, kendilerinin besleyip, büyüttükleri Meclise, halkımıza, parlamentomuza saldırırken Meclis kapısından içeri girip, Meclisin çalışacağını, demokrasinin yanında olduğumuzu söylediğimizde müteşekkir gözlerle bize bakanlar, alkışlayanlar dün kin, nefret dolu gözlerle bize saldırdılar. Dün AKP, barışçıl eylem yapan CHP Grubu'na karşı son derece acımasızca bir saldırı gerçekleştirdi. Üzüntümüz büyüktür, yaralanan arkadaşlarımız oldu. Bu Mecliste duyulmayacak sözler, ortaya konmayacak davranışlar oldu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin'in yaralanmasından fevkalade üzüntü duyduk. Milletvekillerimiz dünkü görüntülerden dolayı son derece üzgün. Ancak herkes şunu bilmeli ki AKP'nin dün yaptığı CHP'ye saldırmak, CHP'nin kürsünün etrafındaki milletvekillerini yaralayacak, darp edecek şekilde yumruklarla oraya saldırması, tamamen suç üstü yakalanmış olan, bunun mahcubiyeti, korkusu, telaşı içinde olanların, suçluların telaşıdır. Biz kürsüyü tutarken 300 kişi o kürsünün kırılmasına, yerinden sökülmesine neden oldu. Esas fikirleri de o kürsüyü, milletin sözünü, hakkını oradan söküp saraya götürmekti."