Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Kemal Anadol'a yazdığı mektuba, CHP'li Muharrem İnce karşı mektupla cevap verdi. İnce, oğul Erdoğan'a bir çağrıda bulundu.
Abone olCHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a mektup göndererek, ''mağduriyet'' konusunu TV kanallarında tartışmaya çağırdı. İnce, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Bilal Erdoğan'ın CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'a mektup göndererek, 'Yüz binlerce genç arasında ben şanslı azınlıktayım' dediğini hatırlatarak, ''Bu tezi işleyerek sanırım 2. mağdur Erdoğan rolünü benimsetmek istemişsiniz'' dedi. Grup başkanvekillerinin, parlamentoda genel başkanın vekili olduğunu ve Kemal Anadol'un Bilal Erdoğan'ın muhatabı olamayacağını ifade eden İnce, mektubunda şunları kaydetti: ''Kemal Anadol, olsa olsa babanızın muhatabı olur. Bu yüzden size yanıt vermemesini çok doğal karşılıyorum. Ben de bir milletvekili olarak babanızın partisine mensup milletvekillerinin muhatabıyım. Ancak bu ülkede yıllarca öğretmenlik yapmış birisi olarak, kendisini mağdur hisseden her gence yardım etmek ve onları muhatap kabul etmek zorunda olduğumu düşünüyorum.'' Türkiye'de ortaöğretim kurumlarında 3 milyon 39 bin 449 öğrencinin okuduğunu belirten İnce, bunların 1 milyon 102 bin 394'ünün mesleki ve teknik liselerde okuduğunu, imam hatiplilerin sayısının ise yalnızca 97 bin olduğunu belirtti. İmam hatip mezunlarının ilahiyat fakültesine girerken ek puan aldığını ancak diğer meslek liselerinde okuyanların aynı branştaki bir fakülteye girmek istediklerinde bu haktan yararlanamadıklarını anlatan İnce, şöyle konuştu: ''Bu gençler gerçekten mağdur. Siz ise hepsini istiyorsunuz. Tümünü isteyip, alamamanın bir mağduriyet olmadığını düşünüyorum. Sizin babanızla ben, hemen hemen aynı maaşı almaktayız. Bilindiği üzere, başbakanla milletvekili arasında ciddi bir maaş farkı yoktur. Bu ülkede insanlar 300 milyon lira ile geçinirken, bizlere ödenen para aslında oldukça yüksektir. Ancak siyasetin kendine özgü harcamalarının olduğu ise ayrı bir gerçektir. Geçen yıl, oğlum ÖSS'ye girdiğinde Bilkent Üniversitesi'ni tercih etmek istediğini söyledi. Verdiğim yanıt şu olmuştu: 'Benim bir tek çocuğum var, seni en iyi yerde okutmak isterim. Ancak Bilkent 5 yıl, yarın erken seçim olur da kazanamazsam yıllık 8 bin doları ödeyemem. Bu nedenle devlet üniversitesine gideceksin.' Oğlum da öyle yaptı ve şu anda İzmir'de devlet üniversitesinde okuyor. Sizin babanızın iseüç çocuğunu Amerika'da okutması gerçekten takdire şayandır. Sanırım, benim arkadaş grubum olan öğretmenler, esnaflar, şoförler, doktorlar, muhasebeciler, avukatlar yeterince yetenekli değiller. Babanızın sizi çok seven arkadaşlarının olması konusunda gerçekten çok şanslısınız.Sizin önereceğiniz bir TV kanalında, sizin önereceğiniz gün ve saatte bu konuyu sizinle tartışmaktan mutlu olurum.'' İnce, siyasetçilerin ailelerinin bu tür polemiklere girmesinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine de ''Doğru bir üslup değil. Geçmişte bunun çok kötü sonuçlarını gördük. Bilal bey bu mektubu babasına sormadan yazmamıştır sanıyorum. Babasının olumlu yanıtı üzerine yazmıştır. Dolayısıyla suç varsa babasındadır''