CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’li üyeler Süheyl Batum ile Atilla Kart’ın tartışmalarına ilişkin, “G...
Abone olCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’li üyeler Süheyl Batum ile Atilla Kart’ın tartışmalarına ilişkin, “Görüş farklılığı olması kadar doğal bir şey yoktur. Ben hiçbir sakınca ve sorun görmüyorum. Buradan bir kriz üretilemez” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 33. yıldönümü nedeniyle 12 Eylül Darbesi ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, darbenin yıldönümünde ne askeri darbelerin ne de sivil darbelerin olmadığı bir Türkiye arzusunda olduklarını söyledi. Türkiye demokrasisinin artık askeri darbe tehlikesinin bulunmadığını, fakat sivil darbe olmadığını ve olmayacağını söyleyemediklerini ifade eden Akif Hamzaçebi, “Demokrasiyi sadece sandıktan çıkan çoğunluk iradesine indirgeyen, özgürlükleri çoğunluk iradesine feda eden bir anlayışın yarattığı tehlike vardır. Türkiye demokrasisinin aşması gereken en önemli meselesi budur. AK Parti bugüne kadar sergilediği hükümet anlayışında demokrasiyi sadece sandıktan ve çoğunluk iradesinden ibaret görmüştür. Arkasındaki parlamento çoğunluğuna, yüzde 49.8’lik oy oranına dayanarak geri kalanın isteklerini hiçe sayan bir hükümet anlayışı sergilemektedir” diye konuştu.
“USTA BELGESELLERİNDE SANATÇI OYNATMAK YETMİYOR”
Demokrasilerde devletin ortak iyiyi gerçekleştirmenin örgütü olduğunu söyleyen Hamzaçebi, “Onu gerçekleştirmek için sadece sandıktan çıkan iradenin görüşleri yetmez, karşısındaki konumlanmış olan azınlığın dikkate alınması gerekir. Tayip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de böyle bir demokrasi anlayışı yoktur. En son yaşadığımız olay, Mehmet Ali Alabora’nın bir programı sonlandırılmıştır. ‘Benim istediğim gibi program yapmazsan programına son veririm’ diyen bir anlayış. ‘Usta’ belgesellerinde sanatçıları oynatmak yetmiyor, toplum sizi seviyor demek değildir, isterseniz Hollywood yıldızlarını koyun, toplumda itibarınız yoksa o sanatçılar size o desteği sağlayamazlar” şeklinde konuştu.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ
YÖK’ün İlahiyat Fakültelerinin müfredatına müdahale etmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve suç işlendiğini söyleyen Hamzaçebi, “YÖK’ün 12 Eylül kurumlarından birisidir. Üniversitelerin özerkliğini, akademik özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir. AK Parti uzun zaman YÖK’ü reforma tabi tutma, üniversitelerin özerkliğini sağlama, akademik özgürlüğünü gerçekleştirme yönünde topluma sözler verdi. YÖK Başkanı ne zaman ki hükümet tarafından atanmaya başladı, Başbakan YÖK’ü reforma tabi tutma, üniversitelerin özerkliğini sağlama, akademik özgürlüğünün önündeki engelleri aşma sözünü unuttu. 12 aylık sözün üzerinden 12 yıl geçti, şimdi YÖK bir ilke imza atarak İlahiyat Fakültelerinin müfredatına müdahale etti. Bu 12 Eylül dönemi yöneticilerinin, darbeyi gerçekleştirenlerin, darbe sonrasında oluşan YÖK’ün başındaki yöneticilerin dahi aklına gelmemiş bir uygulamadır. YÖK ilk kez İlahiyat Fakültelerinin müfredatına müdahale etmiştir. YÖK’ün bu kararı YÖK Yasası’na ve Anayasa’ya aykırıdır. Burada Anayasa’ya karşı, YÖK Yasası’na karşı bir darbe söz konusudur. Türkiye’de bu YÖK yönetiminde, bu hükümetin tayin ettiği yönetimde bu hükümet anlayışında bilim tehlikededir. Bilimsel özerklik tehlikededir. Burada bir kötü niyet vardır” ifadelerini kullandı.
YÖK’ün bu müdahalesi ile bir takım derslerin kaldırıldığını belirten Hamzaçebi, “Felsefeye giriş, felsefe tarihi, sosyolojiye giriş, psikolojiye giriş, eğitim ve bilimsel araştırma yöntem ve teknikleri dersleri kaldırılıyor. ‘İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin bunlara ihtiyacı yok’ diyorlar. Din psikolojisi, din eğitimi, din sosyolojisi derslerinin saatlerini azaltıyor. Kelam ve İslam mezhepleri tarihini birleştirip saatlerini azaltıyor, İslam sanatları ve dini musiki derslerinin saatlerini azaltıyor. Felsefe sorgulamak demektir. Felsefeyi dışlamak öğrencinin sorgulama analiz yeteneğini ortadan kaldırmak demektir. Bu anlayış felsefeyi, aklı İslam dininin karşısına koyan bir anlayış demektir. İslam tarihinde çok büyük felsefeciler var. Felsefe bilen İslam bilginleri var. Felsefeye, akla düşman bir hükümet vardır. Bu karar gerici bir anlayışın eseridir. Bu karar gerici bir anlayışın eseridir. Bu karar Anayasa’ya, YÖK Yasası’na aykırıdır, YÖK suç işliyor” açıklamasında bulundu.
SÜHEYL BATUM VE ATİLLA KART’IN TARTIŞTIKLARI İDDİALARI
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda Atilla Kart ile Süheyl Batum arasında tartışma çıktığı yönündeki iddiaları ve parti içinde bir ayrışma olup olmadığı yönündeki soruları cevaplayan Hamzaçebi, “Büyütülen bir konu var. Böyle şeyler olabilir. CHP’yi temsil eden ya da başka bir partiyi temsil eden üyeler arasında görüş farklılığı olması kadar doğal bir şey yoktur. Ben hiçbir sakınca ve sorun görmüyorum. Buradan bir kriz üretilemez. ‘CHP üyeleri arasında sorun var, kriz var’ şeklindeki yaklaşımı doğru bulmuyorum. Bunu hemen Meclis Başkanı’na götürüyorlar. Sanki sorun buradaymış gibi bir algı oluşturuluyor. AK Parti’nin Anayasa’nın 40 maddesini kilitlemiş olan Başkanlık önerisi halan masada duruyor. En son söyledikleri ‘sizin ilk 3 madde ile ilgili görüşlerinizi görelim ona göre çekeriz ya da çekmeyiz.’ Bu bölüm dururken Süheyl Batum’un farklı düşüncesi nedeniyle sorunun merkezi yapmayı doğru bulmuyorum. Anayasa yapıyoruz elbette tartışmalar olur, üye salondan çıkabilir, gelebilir. Herkes birbirini iknaya uğraşıyor. Uzlaşma Komisyonu’nda elbette partiler temsil ediliyor, herkes görüşünü söyleyecek” dedi.
SURİYE POLİTİKASI
Türkiye Suriye konusunda açıkta kaldığını söyleyen Hamzaçebi, “Hükümet yeniden değerli yalnızlığı ile baş başa kaldı. Cenevre görüşmelerinin başarıyla sonuçlanmasını, bölgemizde bir savaşın olmamasını elbette arzu ederiz. Savaş olur biter Türkiye Suriye ile yüzlerce yıl komşuluk yapacak, dertleri bize kalır. Sayın Başbakan bunları maalesef göremiyor. Yanlış yoldan dönmeyi bir erdem olarak görmüyor maalesef“ ifadelerini kullandı.
(İHA)