BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

CHP'de inanılmaz skandal!

KGM'den atılan eylemciler, CHP'li belediye yönetimiyle görüşmek istedi. Ancak bu imkansızdı. Çünkü...

Abone ol

Pazartesi günü CHP Kadıköy İlçe Örgütü'ne bir arkadaşımı ziyaret etmek için gittim. İlçe yönetiminde olan arkadaşımla görüşmek için odaya girdiğimde, üç gencin CHP'lilerle tartıştığını gördüm. Arkadaşıma, "Hayrola ne oluyor? Sorun ne?" diye sordum. Gençlerin partiye getirdikleri yazılı kağıdı elime tutuşturdu. Kağıtta, Kadıköy Belediyesi'ne bağlı, Kadıköy Gençlik Merkezi'ndeki (KGM) işlerinden atıldıklarını, CHP'li olan belediye yönetiminin bu işten sorumlu olduğu yazıyordu. Gençler, Kadıköy'ün CHP'li Belediye Başkanı Selami Öztürk'le konuşmayı ve işlerine geri alınmayı istiyorlardı. Parti yönetimi, gençlerin isteklerini dinledikten sonra, "KGM'de yaşananları biz de eleştiriyoruz. Sizin işten atılmanızı da onaylamıyoruz. Ancak yapacak bir şeyimiz yok" cevabını verdi. Gençler ise, "Belediye yönetimi sizin elinizde. Orada yaşananlar doğal olarak sizi de bağlıyor" dedi. Gençler buna ek olarak, "Biz Belediye Başkanı Selami Öztürk'le görüşmek istiyoruz. Aksi taktirde burayı terk etmeyeceğiz" sözlerini de ifade etti. Parti yönetimi ise, "Yapabileceğimiz birşey yok, çünkü Selami Öztürk buraya gelmez. Belediye yönetimi de gelmez. Sizin muhatabınız biz değiliz. Muhatabınız belediye yönetimi" cevabını verdi. Ayrıca aynı konuşma esnasında, "Partinin üst düzey yöneticileri Silivri'de kamptalar. Partinin seçime hazırlanma stratejisini konuşuyorlar. Birçok partili Silivri'de. Genel Başkan da orada" denildi. Gençler bunun üzerine, "İyi ya, madem hepsi bir arada, sorunu daha çabuk çözerler. Siz bizim burada olduğumuzu bildirin. Aksi taktirde, burayı terk etmeyeceğiz.Belediyeden yetkililer gelene dek, burada kalacağız" dedi. Bu sözlerin üzerine, gençler yan odaya geçti, kapıları kilitledi ve üzerinde "Adalet İstiyoruz" yazan pankartı pencereden sarkıttı. İşgal 'resmen' başlamıştı. Tam o sırada, yoldan geçen bir polis ekibi bunu görünce, durumu telsizle merkeze bildirdi. Kadıköy CHP'nin önünde bir anda polis yığınağı oluştu. Birkaç polis parti binasına geldi ve durumu öğrendi. CHP Kadıköy Yönetimi, şikayetçi olmadıklarını, içeride bulunanların 'misafirleri' olduğunu söyledi. Polis de bunun üzerine tutanak tuttu ve yöneticilere imzalattı. Polis ekipleri, partililerin bu tavrı üzerine, binanın önünü boşalttı. Ancak CHP yönetimi içeride çaresiz bir şekilde kaldı. Çünkü, eylemciler CHP'li belediye yönetimiyle görüşmeden, binadan ayrılmayacaklarını söylüyordu. Zar zor ikna edilen eylemciler, odadan çıktıktan sonra, CHP'nin içinde bulunduğu acı gerçek de deşifre oldu. İşgali duyan CHP'li belediye yetkilileriyle, parti yönetimi arasında uzun süredir bir gerginlik yaşandığı anlaşıldı. Ve bu gerginlik öyle bir noktadaydı ki; Kadıköy Belediyesi yöneticileri, partileri işgal edildiği halde, "partiye gelmeye tenezzül bile etmiyordu." Çünkü, son İl Başkanlığı seçiminde, Kadıköy İlçe Örgütü, başta Selami Öztürk olmak üzere, belediye başkan yardımcılarını 'kongre delegesi' olarak seçmemişti. Bu sebepten dolayı, CHP'li belediye yönetimi ile, CHP Kadıköy İlçe Örgütü yöneticileri "konuşmuyordu." Bu yüzden eylemcilerin "Belediye yönetimi buraya gelsin" istekleri havada asılı kaldı. Bir yönetici, bu isteği sık sık tekrarlayan eylemciye, "Yahu kardeşim adamlar aylardır partiye bile gelmiyor. Siz çağırınca mı gelecekler?" demek zorunda kaldı. Bu bir itiraftı. Hem de acı bir itiraf... İşte İstanbul'un en büyük ilçelerinden biri olan Kadıköy, böyle yönetiliyordu. Başkan Selami Öztürk, Başkan Yardımcısı Mustafa Demircan, Gürsel Tekin 2.5 milyon nüfusu olan Kadıköy'ü, partilerine uğramadan yönetiyordu. Parti yöneticisinin bu itirafı, Selami Öztürk'ün başkanlık anlayışını, yönetim biçimini de ortaya koyuyordu. Çünkü, Selami Öztürk, il kongresinden önce de Baykal'ın yanına gitmiş, "Beni seçmiyorlar, beni istemiyorlar" diyerek Kadıköy İlçe Örgütü'nü şikayet etmişti. Ancak Baykal, odasında 3.5 dakika tuttuğu Öztürk'e "Yapabileceğim birşey yok" demiş, geri yollamıştı. Dün CHP'de yaşanan işgalin en önemli noktası işte buydu. Kriz anında bile partiye gelmeye tenezzül etmeyen partililer, ilk seçimde iktidara aday olduklarını hala iddia ediyordu. Henüz parti içindeki sorunları bile çözememiş bir CHP'nin Kadıköy'deki 'küçük bir olay'da bile ortaya koyduğu "kriz yönetimi" önemli bir göstergeydi. CHP, Kadıköy'de yaşanan bu işgalle birlikte ortaya çıkan "krizi yönetemedi." Sanırım CHP'li yöneticilerin şapkalarını önüne koyup yeniden düşünmeleri gerekiyor. Zira, Türkiye gibi sürekli olarak krizlerle yüzyüze kalınan bir ortam, CHP'lilerin bu lüksünü kaldıracak durumda değil... Ülke yönetmek, ülke yönetmeye talip olmak şakaya gelmez. Kadıköy işgali, bunun en güzel örneğidir... BARIŞ YARKADAŞ