CHP'li Rıza Türmen 'Hem Ulusalcı Hem Solcu Olamazsınız' dediği açıklamasında kendi partisine dönük çarpıcı eleştirilerde bulundu...
Abone olCHP İzmir Milletvekili ve eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, “CHP’nin hedefi çağdaş sosyal demokrasi olmalı. Hem ulusalcı hem solcu olamazsınız.” dedi.
CHP İzmir Milletvekili ve eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, BirGün sinden Sebahat Karakoyun ve Yaşar Aydın’a Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında partide gidilen kurultay hakkında açıklamalarda bulundu. "CHP’de 4-5 yıldır yenilenme anlamında önemli yol kat edildi. Yola nereden başlandığına bakarsanız gelinen noktanın ne kadar önemli olduğunu görürsünüz. Değişim yavaş oldu diyebilirsiniz. Ama bu da tarz meselesi." diyen Türmen, CHP'nin sosyal demokrasinin evrensel değerlerine varması gerektiğini vuguladı.
İşte röportajdan çarpıcı bölümler:
DEĞİŞİM YAKALANMALI
Dünya, Türkiye hızla değişiyor. Bu değişimi yakalayamıyorsanız yok olursunuz. CHP için değişim daha da önemli. Türkiye’nin en eski partisi. Eski kalmamak için daha çok değişmesi lazım. CHP bunu 1946, 1960’ların ortası, 70’lerde yaptı. Şimdi de yeni bir değişim hamlesine ihtiyaç var. Hukuk, iletişim, gündelik yaşam o kadar hızla değişti ki. Egemenlik anlayışı bile değişti. 1923 yıllarındaki egemenlik anlayışı ile şimdiki anlayışı değil. Uluslararası normlara uymak için egemenlik anlayışınızdan feragat ediyorsunuz. Tek tipçi ulus devlet anlayışından, farklılıkları kabul eden başka bir ulus devlet anlayışına geçiyorsunuz. CHP’nin söyledikleri o zaman için doğruydu. Devletin kurucu partisiniz ama aynı zamanda sosyal demokrat bir partisiniz. Sosyal demokrat partiler statükonun değişimini savunur. Cumhuriyetin temel ilkeleri tabii ki yerinde duracak. Onun üzerinde yeniyi kurmalısınız. Biz Cumhuriyeti kurduk ama yeni cumhuriyet fikrini geliştiremedik.
AKP'DEN KÜRTLERE ÖZGÜRLÜK ÇIKMAZ
CHP’in söylediği önemli şeylerin hayata geçmesi için politik bütünlük önemli. Türkiye demokratikleşmeden Kürt meselesi çözülemez. Türkiye diktatörleşirken Kürtlere özgürlük gelmez. Onun için AKP’den Kürtlere özgürlük çıkmaz. Ama bilinmelidir ki Kürt meselesi çözülmeden de demokrasi olmaz. Tüm baskıcı kanunların arkasında Kürt meselesini görürsünüz. Kimsenin dışlanmadığı bir yurttaşlık tanımını oluşturmanız gerekiyor. Otoriter bir laiklikten uzaklaşıp demokratik bir laiklik anlayışına ulaşılmalı.
AKP İLE MÜCADELE İKTİDAR MÜCADELESİ DEĞİLDİR
Size özgü olan şeylerle uluslararası sosyal demokrasinin doğru karışımını yapmak zorundasınız. Kabul edelim ki Türkiye, İspanya ve İngiltere değil. Sosyal demokrasinin birtakım ortak noktaları var. Serbest piyasayı reddetmez. Ama serbest piyasanın topluma şekil vermesine izin vermez. Birey önemlidir. Sadece sınıf çatışması yoktur. Ama sınıf çatışması hala var. İşte Soma’da yaşadıklarımız. Sosyal demokrasinin liberallerden farkı bireyi toplumdan atomize etmez.
AKP ile mücadele, iktidar mücadelesi değil düzen mücadelesidir. AKP’nin ‘’Yeni Türkiye’’si yaşamak istediğimiz Türkiye değil. Bir diktatör tarafından yönetilen, otoriter, küflenmiş bir demokrasi anlayışına dayanan, çoğunlukçu, vahşi bir neo-liberal anlayışa dayanan, özgürlüklerin sınırlandığı bir Türkiye. Biz bu düzene karşı başka bir düzen getirmek istiyoruz… Nasıl bir Türkiye istiyoruz ? Uluslararası standardı yakalayan, özgürlükleri isteyen, farklılıklara yer veren, katılımcı, çoğulcu, hukukun hakim olduğu bir düzen... Kendi ‘’yeni’’nizi söylemek zorundasınız. Duvarın öbür tarafına onlara benzeyerek değil, onlara kendinizi anlatarak ulaşmalısınız.
ULUSALCI VE SOLCU OLUNMAZ
CHP’nin hedefi çağdaş sosyal demokrasi olmalı. Hem ulusalcı hem solcu olamazsınız. CHP bu yönde önemli adımlar attı. Aradaki sıkıntılar geçiş döneminin sıkıntıları. CHP değişti ve değişmeye devam edecek. Bu yaşadıklarımız doğum sancıları. Bu tartışmaları da olumlu biliyorum. Bu tartışmalarda ortak analize varmak, bunu halka indirmek lazım. Yeni bir siyaset anlayışı ve vizyonu getirmek lazım. Onun için yeni kadrolara da ihtiyaç var.
KURULTAY ŞANS OLACAK
Kurultay ile birlikte yeni bir yapılanma ile seçime girmek iyi olur. CHP’de değişim isteyen çok kuvvetli bir damar var. Değişime olan talep giderek çoğaldı. Şimdiye kadar yapılandan daha radikal söylem ve vizyon ortaya çıkarması lazım. İdeoloji ile uygulamalar paralel olmalı. Bir hayal sunuyorsanız bunun, insanlara dokunması lazım.