BIST 9.916
DOLAR 35,15
EURO 36,57
ALTIN 2.959,84
HABER /  DÜNYA

CHP’DE DİSİPLİNE SEVK EDİLEN MİLLETVEKİLİNDEN SERT AÇIKLAMA

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na yönelik sözleri nedeniyle parti disiplin kuruluna sevk edilen CHP U...

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na yönelik sözleri nedeniyle parti disiplin kuruluna sevk edilen CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Parti hukukuna aykırı olarak beni disipline verenler bazı sorulara cevap vermelidirler” dedi.
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamayla parti disiplin kuruluna sevk edilmesini değerlendirdi. Disiplin kuruluna sevk edilmesini sert sözlerle eleştiren Yılmaz, “CHP’de çeşitli görevlerde olmalarına rağmen ilkelerini aslında benimsemediklerini, CHP’yi dönüştürmeye ve başkalaştırmaya geldiklerini açıkça beyan etmekten çekinmeyenler bilmelidirler ki, CHP her zaman devrimci bir ruhla kendisini yenilemeyi bilmiştir” dedi.
Hafta sonu katıldığı DSP il kongresindeki konuşması nedeniyle bu partiye geçeceği yolundaki yorumlara da tepki gösteren Yılmaz, “DSP il kongresine CHP il yöneticilerimiz ve belediye başkanlarımızla birlikte bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Bu toplantıya Uşak CHP örgütü olarak katılmamıza başkaca bir anlam yüklemek sadece kötü niyetin bir göstergesi olabilir” dedi.
Disipline sevk edilmesinin parti hukukuna aykırı olduğunu ve disipline sevk edilmiş olmasının kendisini CHP ve ilkelerini savunmaktan alıkoymayacağını belirten Yılmaz, “CHP’li olmak cumhuriyet devrimlerine, Atatürk ilkelerine, çağdaş, laik demokratik Türkiye’ye, ülke bütünlüğüne sahip çıkmak demektir. İşte bu nedenlerle beni CHP’li olmaktan ve partimi savunmaktan hiç kimse vazgeçiremez. Yapılan yanlışlıkları, parti içindeki hataları düzeltmek mücadele etmek biz gerçek, CHP’lilerin görevidir. CHP’den vazgeçmek demek Türkiye’den vazgeçmek demektir. İşte bu nedenle biz CHP’liler ülkemize nasıl sahip çıkıyorsak aynı inanç ve ruhla partimize de sahip çıkarız. Direncimiz ve mücadele azmimiz işte buradan gelmektedir” dedi.

“BENİ DİSİPLİNE VERENLER BU SORULARA CEVAP VERMELİ”
Parti hukukuna ve kamuoyu vicdanına aykırı olarak kendisini disipline verenlerin bazı sorulara cevap vermesi gerektiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
“Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu büyük önder Atatürk için ‘soykırım yapılmasına izin vermiştir’ diyen, Kurtuluş Savaşı için ‘Ege’de Rumlara etnik temizlik yapılmıştır’ diyen, PKK’lı teröristlere ‘iyi çocuklar’ demesine tepki gösteren milletvekili arkadaşlarına ‘ulusalcı-kafatasçı, kafasız’ gibi sözlerle basın önünde hakaret eden Hüseyin Aygün neden disiplin kuruluna sevk edilmemiştir? Bu söz ve eylemler parti programına ve ilkelerine aykırı değil midir? Basın önünde ve attığı tweetlerde ‘CHP’li değilim, ancak CHP milletvekiliyim’ diyen Faik Tunay neden disiplin kuruluna sevk edilmemiştir? Bu söz ve eylemler parti program ve ilkelerine aykırı değil midir? Geçen yıl gazetelere de yansıyan Wikileaks belgelerinde, ‘gölge CIA’ olarak adlandırılan Stratfor’a ilişkin belgelerde Tr 705 koduyla ‘PKK ateşkesleri hakkında bilgi veren ana Kürt kaynağı’ olarak nitelendirilen, yine Wikileaks belgelerinde Amerikan Konsolosluğu tarafından ‘Uzun zamandır konsolosluk irtibatı’ olarak bilgi aktardığı belirtilen, ABD’ye gittiğini ve ABD’nin Kürt sorununun çözümlenmesi için hazırladığı planlarını bildiğini açıkça ifade eden Sezgin Tanrıkulu anti emperyalist bir Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın sonucunda kurulmuş olan CHP ilkelerine aykırı davranan bir kişi değil midir? Sezgin Tanrıkulu ile Stratfor’un bağlantısını kuran Emre Doğru TÜSİAD’ı zan altında bırakmamak için temsilcilikten istifa ederken, Sezgin Tanrıkulu’nun hiçbir şey olmamış gibi CHP Genel Başkan Yardımcılığını devam ettirmesi doğru mudur? Yine Ergenekon davasına şikayetçi sıfatıyla müdahil olup, daha davanın başında görevdeki hiçbir asker tutuklu olmadığı halde ‘Görev başındaki askerlere de dokunulacağını’ asker-sivil her düzeyde örgütlenmiş bir yapı olduğunu iddia ettiği Ergenekon örgütünün üzerine gidileceğini açıkça beyan etmekten kaçınmayan Sezgin Tanrıkulu’nun kaynağını açıklayamadığı bu bilgi ve şüpheli ilişkileri parti program ve ilkelerine aykırı değil midir? Kapalı Grup toplantısında Şevki Kulkuloğlu tarafından kendisine bu sorular sorulduğunda ‘haddinize değildir bunları sorgulamak’ sözlerini sarf edip, bu hakaretamiz sözlere karşı itiraz ettiğimde ise benim üzerime fiili saldırıda bulunmak üzere yürüyen Sezgin Tanrıkulu’nun bu söz ve eylemleri parti program ve tüzüğüne aykırı değil midir? CHP program, tüzük ve ilkelerine bu denli aykırı sözler söyleyen, eylemlerde bulunan bu kişiler sorgulanmazken, bu ağır parti suçlarının üzeri örtülürken, bu olayları sorgulayan ve bu kişilerin partiye zarar verdiğini ifade eden milletvekillerinden birisi olarak benim disiplin kuruluna sevk edilmemin anlamı nedir?”

“CHP’NİN İLKELERİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİM”
CHP’nin ilkelerini, değerlerini savunmak, bu değerlere aykırı davranan kişileri sorgulamak suç olarak nitelendiriliyor ise bu suçu işlemeye devam edeceğini de belirten Yılmaz, “Ben 12 eylül 1980 darbesinde 17 yaşında işkencelerden geçmiş, her an kim vurduya gidebilecekken tesadüfen yaşayan bir devrimciyim. l988’den bu yana önce SHP de, sonra CHP’de parti içi demokrasi mücadelesi veren, önseçim olmadığı için aday olmayı reddeden, örgütü defalarca görevden alınan, direniş ruhunu sonuna kadar sürdüren bir ilin milletvekiliyim. 1999’da CHP baraj altında kaldığında, yüreği parçalanan partililerimizle birlikte, ilçe başkanı olarak partiyi ayağa kaldırmak için olağanüstü mücadele veren Uşak’ın milletvekiliyim. İşte bu nedenlerle CHP ve ülkeme sahip çıkmak için çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için Atatürkçü, laik demokratik çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin savunucusu bir kadın olarak nereden gelirse gelsin hür türlü baskıya karşı sonuna kadar direneceğim. CHP’de çeşitli görevlerde olmalarına rağmen ilkelerini aslında benimsemediklerini, CHP’yi dönüştürmeye ve başkalaştırmaya geldiklerini açıkça beyan etmekten çekinmeyenler bilmelidirler ki, CHP her zaman devrimci bir ruhla kendisini yenilemeyi bilmiştir. Atatürk’ün çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmaktan kastettiği işte bu devrimci değişim ruhudur. Ancak hiç kimsenin gücü CHP’yi altı okta simgelenen ilkelerinden laik, demokratik ve çağdaş Türkiye’den, ülke bütünlüğünden vazgeçirmeye yetmez. CHP dönüştürülemez,başkalaştırılamaz” dedi.
(İHA)