Hatay'daki gösterilerde hayatını kaybeden Ahmet Atakan'ın ölümünün ardından BDP ile CHP "Bunların hesabı sorulmayacak mı?" dedi.
Abone olİNTERNET HABER- Hatay'ın Antakya ilçesinde dün gece ODTÜ protestolarına destek vermek ve 'Gezi Parkı' eylemlerinde vurularak hayatını kaybeden Abdullah Cömert'in faillerinin bulunması için düzenlenen gösteriye polis müdahale etti. Müdahale sırasında 22 yaşındaki Ahmet Atakan hayatını kaybetti.
CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Atakan'ın hayatını kaybetmesiyle ilgili "Biliyoruz, vicdanınız yok sizin muktedirler, kalbiniz yok. Yakıp, yıkıp, göz çıkartıp, can aldığınız yetti artık. Bunların hesabı sorulmayacak mı sandınız" dedi.
"CAN ALDIĞINIZ YETTİ!"
Tarhan yazılı açıklamasında, Ahmet Atakan'ın ölüm sebebi üzerinden rant sağlanmaya çalışıldığını ifade ederek şunları kaydetti: "Biliyoruz, vicdanınız yok sizin muktedirler, kalbiniz yok. Genç ölümleri protesto ederken polis müdahalesi sırasında ölen Ahmet Atakan'ın ölüm sebebi üzerinden bile rant sağlamaya çalışırsınız siz. Üzerine döktüğünüz ağır betonu kaldırmaya, bu ülkenin kangren uzuvlarından, sizlerden kendilerini korumaya çalışan gençleri düşman ilan ettiğiniz, yakıp, yıkıp, göz çıkartıp, can aldığınız yetti artık. Bunların hesabı sorulmayacak mı sandınız? Ateşin düştüğü Ocaklar, sabırların yetmeyeceği o anneler, babalar hepsi kardeşimizdir, ölenlerin hepsi oğullarımızdır artık. ve biliyoruz ki, ruhları şad, mekanları cennet olacak."
BDP: HEDEF GÖZETİLEREK VURULDU
BDP ise, Hatay'daki protestolar sırasında yaşanan ölüm olayının "polis terörünün" geldiği boyutu gözler önüne serdiğini savunurken, "22 yaşındaki Ahmet Atakan'ın başına gaz kapsülünün isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Çok açık görülmektedir ki Atakan da tıpkı diğer ölümlerde olduğu gibi hedef gözetilerek açılan ateş sonucu hayatını kaybetmiştir. Hatay'daki ölüm Gezi direnişinin başladığı günden bu yana polisin yol açtığı 7'inci ölüm olayı olmuştur" açıklamasında bulundu.
BDP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yurttaşların en temel demokratik hakkı olup, bu hakkın kullanımının anayasa ile güvence altına alındığı belirtilerek, "Demokratik eylem ve etkinliklere tahammül aynı zamanda demokratik bir ülke olmanın en temel gereklerinden biridir" dedi.
Bütün çağdaş demokratik ülkelerde hükümetlerin, devletlerin politikalarını protesto etmek isteyen kitlelerin, işçilerin, öğrencilerin, kadınların, çevrecilerin, savaş karşıtlarının özgürce bu eylemlerini gerçekleştirdiği, taleplerini demokratik bir çerçevede dile getirerek, mevcut ülke yönetimleri üzerinde baskı oluşturduğu belirtilen açıklamada, bunun demokrasinin bir gereği olduğu vurgulandı.
"HER ETKİNLİK CAN PAZARI"
"Ülkemizde ise, ne yazık ki bu demokratik hakkın kullanılması bizzat hükümet tarafından engellenmekte, protesto için meydanlara inen kitleler siyasi iktidarın emrindeki emniyet güçlerinin en acımasız, pervasız müdahale ve saldırılarına maruz kalmakta, hemen her etkinlik adeta bir can pazarına dönüşmektedir" denilen açıklamada şöyle devam edildi:
"Arkasına siyasi iradenin ve yargının desteğini alan emniyet güçleri gösterilere müdahaleler sırasında gaz bombası kullanırken kadın, çocuk, yaşlı, genç ayrımı yapmaksızın öldürme amacıyla açıkça hedef gözetmekte ve hemen her etkinlikte ölümlere, çok ciddi yaralanmalara neden olmaktadır. Bugüne değin toplumsal olaylara müdahaleler sonucu yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de kalıcı olarak sakatlanmıştır.
"POLİS TERÖRÜ"
Dün Hatay'daki protestolar sırasında yaşanan ölüm olayı polis terörünün geldiği boyutu gözler önüne sermektedir. 22 yaşındaki Ahmet Atakan'ın başına gaz kapsülünün isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Çok açık görülmektedir ki Atakan da tıpkı diğer ölümlerde olduğu gibi hedef gözetilerek açılan ateş sonucu hayatını kaybetmiştir.
"EMNİYET 7 KİŞİYİ KATLETTİ"
Hatay'daki ölüm Gezi direnişinin başladığı günden buyana polisin yol açtığı 7'inci ölüm olayı olmuştur. Mayıstan bu yana bu ülkede demokratik hakkını kullandığı için 7 kişi emniyet güçleri tarafından katledilmiştir. Yine insan hakları örgütlerinin kayıtlarına göre; bugüne değin 7 bin 832 kişi polisin ağır saldırısı sonucu yaralanmış, 10 kişi gözünü kaybetmiştir. Saldırıların ortak noktası hedef gözetilerek gaz bombası atılması, hedef alarak ateşli silah kullanılmasıdır."
"VALİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ DERHAL AÇIĞA ALINMALI"
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gaz bombalarının kullanılmasını savaşta bile yasaklamasına rağmen, bu silahların bizzat hükümetin talimatıyla bu ülkede hak arama mücadelesi yürüten insanlara karşı acımasızca kullanıldığının altı çizilen açıklamada "Yaşanan bunca ölüm ve yaralanma olayına rağmen polis terörünün dur durak bilmemesi bu sürecin bizzat hükümet tarafından yönetildiğini göstermektedir" tespitinde bulunuldu.
"Demokratik toplumsal muhalefete tahammül göstermemesi, muhalefetin sesinden korkması, demokratik etkinlikleri bastırmaya çalışmasının" hükümetin demokrasiden, toplumsal taleplerden, özgürlüklerden ne anladığını açıkça ortaya koyduğu savunulan açıklama, şu ifadelerle tamamlandı:
"BİR KEZ DAHA HÜKÜMETİ UYARIYORUZ"
"Yaşanan bunca ölüme rağmen gerekli tedbirler almak yerine halen öldürmeye devam eden kamu görevlilerini ödüllendirme yoluna giden hükümet bu tutumu nedeniyle bugüne değin yaşanan tüm ölümlerin ve yaralanmaların bizzat sorumlusudur. Buradan bir kez daha hükümeti uyarıyoruz. Polis terörünü biran önce durdurun, bu ölümlerin sorumlularını derhal yargı önüne çıkartın. Hükümet olarak bu ölümlerin hesabını halka verin. İçişleri Bakanı'na çağrı yapıyoruz: Hatay'da yaşanan bu olay nedeniyle oranın Valisi ve Emniyet Müdürü derhal açığa alınmalı, haklarında yasal işlem başlatılmalıdır.
Barış ve Demokrasi Partisi olarak bu ülkenin bütün meydanlarında direnen, demokrasi mücadelesi veren, hak arayan tüm yurttaşlarımızın yanında olduğumuzu ve bu ölümlerin hesabının sorulması için onlarla birlikte omuz omuza mücadele vereceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.
Şu asla unutulmamalıdır ki, bütün faşizan uygulamalara rağmen bu ülkede hak arama mücadelesi, demokrasi ve özgürlük mücadelesi asla engellenemeyecektir. Demokrasiden, barıştan, özgürlükten, emekten yana olan herkes meydanlarda, alanlarda sesini yükseltmeye, taleplerini haykırmaya devam edecektir.
Yaşamını yitiren Ahmet Atakan'a Allah'tan rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz."