CHP Antalya Milletvekili Nail Kamacı, türbanlı iki kadını meclis gündemine taşıdı
Abone olCHP Antalya Milletvekili Nail Kamacı, AK Parti'li olduklarını savunduğu iki kadının Antalya Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyetine seçildiğini kaydederek, bu kişilerin seçilmesinin vakfın tarafsızlığına gölge düşürdüğünü öne sürdü.
Kamacı, Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Hatice Sütçü ve Emine Katırcı'nın Antalya'da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına seçildiklerini kaydetti. İl Genel Meclisi tarafından seçilen kadınların AK Parti'li olduklarını savunan Kamacı, bu kişilerin seçilmesinin vakfın tarafsızlığına gölge düşürdüğünü savundu.
Parti kimliği olan kişilerin kamusal kaynaklı bir vakıfta çalışmasının vatandaşların devletin yaptığı desteği parti desteği gibi algılamalarına neden olabileceğini kaydeden Kamacı, önergesinde, ''Bu konu ile ilgili bir diğer sorun da söz konusu iki kadının türbanlı olmalarıdır. Muhtelif defalar, içtihat niteliğine ulaşmış yargı kararlarıyla da belirlendiği üzere, kamusal alan niteliği taşıyan yerlerde dini içerik taşıyan türbanla dolaşılması kamu hukukuna uygun sayılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu kişilerin Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfında görevli bulunmaları hukuken de isabetli görünmemektedir'' dedi.
Önergesinde, Sütçü ve Katırcı'nın söz konusu vakfa yönetici olarak seçilmelerinin vakfın siyaseten tarafsız olması ilkesiyle ne derece bağdaştığını soran Kamacı, şu sorulara yanıt istedi: ''Kaymakamlıklara bağlı olarak Türkiye çapında birçok Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı bulunmaktadır. Bunlardan kaç tanesinde herhangi bir siyasi partiye mensup kişi çalışmaktadır? Bu vakıflar hangileridir? İlgili kişiler hangi parti veya partilere mensuptur? Hatice Sütçü ve Emine Katırcı'nın türbanla bu vakıflarda çalışmaları hukuken isabetli bulunmakta mıdır? Eğer bulunmuyorsa idari vesayet makamı olarak herhangi bir denetim işleminde bulunulması düşünülmekte midir? Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakıflarının siyasetten bağımsız kalması için düzenlenmiş herhangi bir mevzuat var mıdır? Antalya'daki olay bu mevzuata uygun mudur?''