"Türban sorununu biz çözeriz" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu yeni PM üyesinin görüşleri ile türbanda ezberi bozuyor.
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in Swissotel'deki toplantıda CHP'ye yönelik acımasız sözleri nedeniyle "dayak yemiş gibi olduk" yorumu yaptığı din sosyologu Muhammet Çakmak Parti Meclisi üyesi olduktan sonra da çıkışlarını sürdürdü.
Başörtüsü yasağını Türkiye'nin ayıbı olarak nitelendiren Çakmak, "Üniversitede bilim yapmaya gelen bir kız çocuğuna sen başını örttüğün için bilim yapamazsın demek ilkelliktir. Bu sorunu ancak CHP çözer. Bu ilkelliği biz kaldıracağız" dedi.
Çakmak'ın türbanla ilgili bu çıkışının yanı sıra bir başka sorumluluğu ise İstanbul Swisotel'de yapılan buluşmanın bir benzerinin Doğu'da organize edilmesi. Ocak ayında Van'da yapılacak toplantının hazırlıklarını yapan Çakmak, "Bölgenin sorunlarını içeren, Türkiye'nin önemli entelektüellerinin ve bölgenin kanaat önderlerinin katılacağı bir toplantı yapacağız. Gidip kardeşlerimizi dinleyeceğiz. Akademisyenlerin, entelektüellerin birikimiyle bir büyük, yüksek aklı oluşturacağız" dedi.
CHP Parti Meclisi'ndeki en farklı isimlerden biri olan Çakmak İmam Hatip Lisesi mezunu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitiren Çakmak'ın adı bir ara AK Parti milletvekili adayı olarak, bir başka zamanda DYP adayı olarak çıktı. Şimdi onu CHP PM üyesi olarak gördük. Çakmak'a bu harekete katılma nedenlerini ve bir ilahiyatçı olarak CHP'nin türbanla ilgili yaklaşımına yönelik değerlendirmelerini sorduk. Çakmak'ın internethaber'in sorularına yanıtları şöyle oldu:
- Sizi CHP'nin Swissotel'deki toplantısında CHP'ye dayak atan isim olarak tanıdık. Yaptığınız eleştirilere karşı Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında bir umut gördünüz mü?
Benim PM üyesi olmam bu değişimle alakalı. Ben bunu genel başkanın bu konudaki kararlılığını, yakın çalışma arkadaşlarının CHP'yi halka değdirme, halkla birleştirme istencini gördüğüm için destek vermenin insani, ahlaki bir görev olduğunu düşünerek PM üyeliği teklifini kabul ettim.
- Teklif genel başkandan mı geldi?
Tabi. Kemal Bey'in davetiyle oluştu. Ben de ailemle görüştüm ve kabul ettim. Böyle bir süreçte Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve modernleştiren bir partinin bu dinamik-yaratıcı geleneğin üzerinde yeniden bir büyük fışkırış yaratacağına dair zaten bir inanç taşıyordum. Tarih beni haklı çıkardı. Bu yeni kadro, genel başkanın bu yeni dizaynı aynı zamanda benim Swiss Otel'de kendilerine sunduğum manifestin hayata geçtiğini gösteriyor ki bu bir bilim adamı olarak da heyecan verici. Doğru yerde olduğumu, doğru yerde durduğumu görüyorum. CHP Türkiye'de bir büyük umudun, yeniden milyonlarca insanın, ezilmişlerin, işsizlerin, yeni dünyanın dilini anlamaya çalışan büyük kitlenin sorunlarını dünyaya taşıyan büyük bir kadro hareketi oluşturdu.
- Sizi bu kadar heyecanlandıran isimler kimler?
Dışarıdan hayranlıkla takip ettiğimiz Binnaz Hoca, Akyan Hoca, Bülent Kuşoğlu, Sencer Hoca gibi son derece yakın tanıdığım önemli entelektüeller var. Bu müthiş heyecan verici. Tabi orada Umut Oran gibi, Gürsel Tekin gibi müthiş siyasi aklı olan, Faik Öztrak gibi Türk bürokrasisinden önemli isimler var. Sanki bu kadro inşallah Türkiye'de yeniden bir yüksek düzeyli siyaset algısının, umut vadeden bir toplumsal projenin harekete geçmesine karar verecek. Bu anlamda da çok büyük bir umut ve beklenti içerisindeyim.
- CHP-din ilişkisi, türban yasağına bakışı ve Kürt sorununa yaklaşım çok tartışılıyor. Kılıçdaroğlu Kürt sözcüğünü kullanmamakla eleştirildi. Nasıl karşılıyorsunuz bu eleştirileri?
Sayın genel başkanın Kürt kelimesini kullanmaması Kürt kardeşlerimizin sorunlarına duyarsızlığı olarak yorumlanması karşısında derin hayret içindeyim. Sayın Genel Başkan CHP'nin bugünkü algısı üzerine temel bir perspektif çizdi, "Biz Türkiye'nin bütün temel problemleri üzerinde kafa yormaya aday bir hareketi başlatıyoruz" dedi. Bu kapsamda önümüzdeki günlerde Van'da çok önemli bir toplantı yapacağız. Bölgenin sorunlarını içeren, Türkiye'nin önemli entelektüellerinin ve bölgenin kanaat önderlerinin katılacağı bir toplantı olacak. Genel Başkan Türkiye'nin önüne çok önemli projeler sunacak. Biz aylardır bunun hazırlıklarını yapıyoruz.
- Bu toplantıyı siz mi organize ediyorsunuz?
Evet bunun bir tarafında ben varım. Akademik ve teknik organizasyonunu yapıyorum. Türkiye'de Kürt kardeşlerimizin kendilerini ifade etme, ekonomik sorunlar gibi meseleleri için biz böyle hamasi nutuklar atıp, beylik laflar kullanmayacağız. Biz gerçek anlamda sorunları çözecek bilimsel, akademik çalışmalar yapacağız. Gidip kardeşlerimizi dinleyeceğiz. Akademisyenlerin, entelektüellerin birikimiyle bir büyük, yüksek aklı oluşturacağız. Genel Başkan da katılacak. Swiss oteldeki toplantı kadar önem veriyoruz bu toplantıya. Ocak ayının ilk ya da ikinci haftasına yetiştirmeye çalışıyoruz.
- Kimleri davet ettiniz?
Onları şimdiden paylaşmayayım. Çünkü bu konu daha sonra genel başkan tarafından açıklanacak. Ama çok önemli düşünürler orada olacak.
- Dine yaklaşım, türban yasağıyla ilgili CHP'de bir değişim görecek miyiz?
Din ve vicdan hürriyetinin teminatı olacağız. Bu konuda hiçbir spekülasyon olmayacak. Bu ekip Türkiye'nin önündeki sıkıntıları kaldıracak. Başörtüsü meselesi Türkiye'nin bir ayıbıdır. Üniversitede bilim yapmaya gelen bir kız çocuğuna sen başını örttüğün için bilim yapamazsın demek ilkelliktir. Bu sorunu bizden başka kimse çözemez. Bu ilkelliği biz kaldıracağız. Bizden başka bu meseleye bu boyutta yaklaşan kimse yok. Bununla ilgili bir manifesto hazırlıyoruz. Önümüzdeki süreçte peyderpey kamuoyuyla paylaşacağız. Bu konuda çalışmalar var. Çok farklı kaynaklardan aldığımız önemli tecrübeler var. Bunları birleştiriyoruz.
- CHP'nin dümeni sola kırıldı yorumları yapılıyor. Siz de katılıyor musunuz bu yoruma?
Sağ ve sol diye bir şey yok. Kılıçdaroğlu dümeni Türkiye'nin kalbine kırdı. Türk milletinin kalbine kırılan bir dümen var.