CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, hükümetin, TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ün bu göreve atanması için büyük çaba gösterdiğini ancak pişman olduğunu öne sürdü.
Abone olCHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, hükümetin, TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ün bu göreve atanması için büyük çaba gösterdiğini ancak gelinen noktada onların da pişmanlık duymaya başladığını öne sürdü. Koç, ''Hükümet direnerek getirdiği genel müdürden şimdi şikayete başlamıştır, balık kokmaya başladı'' dedi. Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ün seçim sürecinin hukuksal dayanağının olmadığını, AK Parti'yi uyarmalarına karşın bu atamanın yapıldığını ve gelinen noktada uyarılarının haklı çıktığını söyledi. AK Parti'nin toplumsal muhalefete karşı direnerek bildiğini okuduğunu ve şimdi Genel Müdür Demiröz'den şikayetçi olduğu ve değiştirmek istediğinin basında yer aldığını hatırlatan Koç, şunları söyledi: ''Şimdi değineceğim her olay CHP milletvekilleri tarafından TBMM gündemine taşınmış ve belgelenmiştir. Bilindiği gibi TRT önce Genel Müdürün jakuzisi ile gündeme geldi. Sorduk kaçamadılar, TRT Genel Müdürü Lojmanına 30 milyar harcadıklarını itiraf ettiler. Daha sonra TRT Genel Müdürünün 17 Ocak-28 Ocak 2005 tarihleri arasındaki 12 aylık sürenin; 143 günü yurtiçi, 73 günü yurtdışı olmak üzere toplam 216 gününü TRT Genel Müdürlüğü'nün yönetildiği Ankara'nın dışında geçirdiği ortaya çıktı. Sayın genel müdür, madem 8 odalı lojmanınızda oturmayacaktınız, neden 30 milyar verip lojman tefriş ettiniz? Tarafsız yayın ilkelerine uymak zorunluluğu yasasında yazılı olan TRT, Şenol Demiröz'ün yönetimde bu tarafsızlığından gittikçe uzaklaşmıştır. TRT adeta TMSF'nin elindeki Star televizyonu gibi siyasi iktidarın borazanlığına soyunmuş, sendikaların, meslek odalarının, geniş halk kitlelerinin seslerini duyurmak için yaptıkları etkinliklere, hatta Parlamento çalışmalarına bile yanlı bir şekilde yer vermiş ya da hiç yayınlamamıştır.'' TRT ile ilgili son derece üzücü ve üzücü olduğu kadar da Anayasa ve TBMM İçtüzüğüne aykırı bir diğer olayın da soru önergelerine verilen çelişkili yanıtlar olduğunu belirten Koç, sendika işyeri temsilci olan bir muhabirin Erzurum'a geçici görevlendirmesini soran CHP milletvekiline gelen yanıtı şöyle açıkladı: ''Yanıtta, adı geçen muhabirin Erzurum'da meydana gelen deprem nedeniyle bölgeye gönderildiği belirtildi. Olayın bundan sonraki kısmı Aziz Nesin hikayelerine taş çıkaracak nitelikte. Özellikle Bekir Coşkun, Melih Aşık, Hasan Pulur gibi yazarlarımızın dikkatini çekeceğine inanıyorum. Çünkü deprem, muhabirin Erzurum'a sürgün edilmesinden 10 gün sonra meydana geldi. Olası İstanbul depreminin tedirginliğini yaşayan Türkiye için müjdeli bir haber. TRT yönetimi depremleri 10 gün önceden tespit edebilme yeteneğine sahip. Kandilli Rasathanesi yetkililerine duyurulur. 30 Eylül 2004 tarihi itibarıyla TRT'de 7 bin 628'i kadrolu, 4'ü işçi sayılmayan geçici personel olmak üzere toplam 8 bin 162 kişi çalışmaktadır. 8 bin 162 kişinin çalıştığı TRT'de devlet bu kadar kişiye para öderken programı kimler yapıyor. 350 prodüktörün çalıştığı TRT'de programlar dışarıya yaptırılıyor.'' TRT'nin dışarıya yaptırdığı 6 TV Filmi için toplam 908 milyar 487 milyon lira, 4 belgesel programı için de 1 trilyon 316 milyar lira ücret ödediğini ve 13 Eylül 2004 tarihi itibarıyla dışarıda yaptırılan 11 Dramaya yaklaşık 10 trilyon lira ödeme yapıldığını kaydeden Koç, sözlerini şöyle tamamladı: ''TRT programlarını dışarı yaptırıyorsa 8 bin kişi TRT'de ne yapıyor? Herhalde bu arkadaşlar sadece haber yapıyorlar, Haber Dairesi'nde çalışıyorlar. Bence TRT kamu yayıncılığında 40 yıldır önemli başarılara imza atmış kendi personelinin kıymetini bilmiyor. Ve dışarıdan bazı kişilerin küpünü doldurmak için uğraş veriyor. TRT'nin dışarıya yaptırdığı sunuculuk işlerine ödediği ücretler de dikkat çekici. 136 kadrolu spiker olmasına karşın TRT'de yayınlanan programların büyük çoğunluğu kurum dışından kişilere sundurulmaktadır. TRT'nin yaptığı bu hesapsız harcamalar, tarihinde ilk kez bütçesinin açık vermesi ve personel ücretleri ödeyemeyecek hale gelmesine neden olmuştur. İşte sizlere TRT yayıncılığının fotoğrafını sundum. Bu fotoğrafın bir de yorumu var. Bu yorum kadrolaşma . Şenol Demiröz göreve geldiği bir yıl içinde başta Teftiş Kurulu Başkanı ve Baş Hukuk Müşaviri olmak üzere 20 Daire Başkanı ve 6 Bölge Müdürünün de aralarında bulunduğu 200'e yakın yöneticiyi görevden alarak yerlerine kendi dünyasına yakın isimleri atadı. Bu atamalarda liyakat yerine tarikat hakim oldu. Hakkında soruşturma yürütülen kişiler TRT'de üst yönetimine getirildi. Bu atamaları kılıfına uydurabilmek için ''Atama Yönetmeliği''ni kendi istediği şekilde değiştirdi. Çok sesliliği unutan TRT yaptığı yayıncılıkla bir tarafın sesi haline geldi. Hala AKP, TRT Genel Müdürü'nün bu uygulamalarından dolayı (kendisinden memnun değilim ) diyor. Hükümet direnerek getirdiği genel müdüründen şimdi şikayetçi olmaya başlamıştır, balık kokmaya başladı.'