BIST 9.976
DOLAR 34,06
EURO 38,04
ALTIN 2.833,69
HABER /  GÜNCEL

CHP seçimlerde fark attı

İnternethaber, kurultay hazırlığı içinde olan CHP'nin tarihini ve partinin dönüm noktalarını yazdı.

Abone ol

İnternethaber Yazarı Barış Yarkadaş'ın hazırladığı dizinin ikinci bölümünde, CHP'nin çok partili sistemde kazandığı ilk seçimleri ve diğer dönemleri okuyacaksınız.

                               2
ALTI OK'UN ÖYKÜSÜ
Mustafa Kemal
10 Mayıs 1931'deki kurultayda üyelere bir program sundu. Programa, tüzükten ayrı olarak "Devletçilik" ve "Devrimcilik" ilkeleri de eklendi. Böylece, partinin simgesi haline gelecek olan "Altı Ok"un ilkeleri de belirlendi. Ok, ileri gitmeyi ve simgeliyordu.

MUSTAFA KEMAL'İN KATILDIĞI SON KURULTAY
Mustafa Kemal
, 1935 yılına gelindiğinde CHF'yi son bir kez daha topladı.Bu kurultayda, fırkanın adı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak değiştirildi. Parti tüzüğüne konulan maddelerle, parti ile devletin kaynaştırılması yoluna gidildi. 18 Haziran 1936'da Parti Genel Başkan Vekili İsmet İnönü'nün yayınladığı genelge ile parti ile hükümetin birleştirilmesi kararı uygulamaya sokuldu. Genelge ile, İçişleri Bakanı'nın parti yönetim kurulu üyeliğine alındığı ve genel sekreterlik görevinin verildiği, illerde parti il başkanlıklarına il valisinin getirildiği belirtildi.

Atatürk'ün yerine "Milli Şef"
Mustafa Kemal Atatürk
'ün 10 Kasım 1938'deki ölümüyle birlikte Parti bir kez daha kurultaya gitti. 1. Olağanüstü Kurultay adı verilen bu kurultayda, Atatürk'e "Ebedi Şef" İnönü'ye ise "Milli Şef" unvanı verildi. İnönü'nün Genel Başkan seçildiği kurultayda, Genel Başkan Yardımcılığına Başbakan Celal Bayar, Genel Sekreterliğe İçişleri Bakanı Refik Saydam getirildi. Bunun ardından ise 1939 yılında bir  kurultay daha toplandı. Bu, tek parti döneminin son kurultayıydı. 2 Ocak 1946'da CHP'den ayrılanların kurduğu Demokrat Parti, çalışmalarını hızlandırdı. Celal Bayar parti çalışmalarını tüm yurtta anlatmaya başladı. 1946'da 2. Olağanüstü Kurultay'a giden Milli Şef İsmet İnönü, yeni seçim tasarısının kanunlaşmasıyla birlikte, "serbest seçimlere gidileceğini" söyledi. İnönü'nün sözleri, çok partili sistemin ilk seçimlerinin de habercisiydi.

İKİ PARTİLİ SİSTEMDE İLK SEÇİM CHP'NİN
Çok partili sistemin ilk seçimi 21 Temmuz 1946'da yapıldığında, sonuç Demokrat Parti için hüsrandı. Seçimler sonucunda CHP 396, DP 62 milletvekili çıkardı, 7 milletvekili de bağımsız olarak meclise girdi. Seçim sonuçlarının ilanından sonra DP, seçimlere hile karıştırıldığını iddia etti. Bu tartışma yıllarca sürdü. Ancak değişen birşey olmadı. 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimler ise CHP'nin 27 yıllık iktidarının sonu oldu.

Ülkenin her yanında CHP'nin politikalarını eleştiren Demokrat Parti, "Her mahallede bir milyoner yaratacağız" iddiasıyla alanlara çıktı. Bu söz, Celal Bayar'ın olmasına rağmen, yıllar sonra, sanki Adnan Menderes'in sözüymüş gibi yansıtıldı. Milyoner yaratma iddidasının sahibi Bayar, "iyi bir hava" yakalamıştı. Yoksulluktan ve tek parti uygulamalarından bunalan halk, tercihini DP'den yana kullandı.

Demokrat Parti (DP) oyların yüzde 53,3'ünü (4.241.393) alarak 408 milletvekili çıkardı ve tek başına iktidara geldi. CHP, 3 milyon 176 bin 561 oy ile 69 milletvekilliğinde kaldı. Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından, 22 Mayıs'ta Celal Bayar Cumhurbaşkanlığına, Refik Koraltan Meclis Başkanlığına seçildi. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Adnan Menderes de aynı gün kabinesini açıkladı. İnönü ise, "Memleket için muhalefette görev yapmak da şereftir" diyordu.

14 Mayıs seçimleriyle birlikte neye uğradığını şaşıran CHP 29 Haziran'da hemen yeni bir kurultay topladı. Bu kurultayda İnönü yeniden genel başkan seçildi. Ancak CHP'de artık huzursuzluk başlamıştı bir kere... 16 Eylül 1951 ara seçiminde CHP'nin aldığı ağır yenilgi ise, yeni bir kurultayın daha habercisiydi. Ancak 26 Kasım'da yapılan bu kurultay İnönü'nün galibiyetiyle sonuçlandı. Kasım Gülek yeniden Genel Sekreter oldu. Gülek ile İnönü, sonraki yıllarda parti içinde çekişme yaşadı. Gülek, İnönü'nün etkisini kıramadı.

Araya giren darbe
CHP
kendi içinde bu sancıyı yaşarken, 27 Mayıs 1960'da askerlerin yönetime el koyması, parti içi mücadeleyi bir süre kesintiye uğrattı. 1961 yılında yapılan kurultayda ise İnönü-Gülek çekişmesi iyice su yüzüne çıktı ve partinin tüm organlarını sardı. Öyle ki; İnönü bu Kurultay'da "ya o ya ben" diyerek, delegeye tercih yapması yönünde iki seçenek sundu. Delegenin oyu İnönü'den yanaydı. Gülek ve İnönü çekişmesi sürerken, Ankara Milletvekili Bülent Ecevit verdiği bir önergeyle dikkatleri üzerine çekiyordu. Ecevit'in önerisi üzerine bir süre sonra yapılacak seçimlerde, genel merkeze, yüzde 15'i geçmemek üzere aday gösterme yetkisi de verildi. Kurultay sonunda, "Temel Hedefler Bildirisi" yayınlandı

15 Ekim 1961'de nisbi temsil sistemine göre yapılan genel seçimlerde ise, CHP yüzde 36.7'lik oy oranı ile 173 milletvekili, Adalet Partisi (AP) ise yüzde 34.8'lik oran ile 158 milletvekili çıkardı. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, 20 Kasım 1961'de koalisyon hükümetini kurdu. CHP koalisyonda olmasına rağmen, bir yandan da Kasım Gülek- Nihat Erim çekişmesine sahne oldu. Partiden bir yıl için uzaklaştırılan Erim'in dönüşüyle birlikte Parti 17. Kurultay'a hazırlandı.

PARTİ KAN KAYBEDİYOR
CHP İnönü-Erim-Gülek arasındaki tartışmalara sahne olurken, parti her seçimden daha büyük bir oy kaybıyla çıkıyordu. 27 Mayıs darbesiyle birlikte kapatılan Demokrat Parti'nin geleneğini devam ettiren Adalet Partisi ise oylarını yükseltiyordu. Ancak takvimler 12 Mart 1971'i gösterdiğinde, Türkiye on yılda bir düzenli olarak yapılan askeri darbelerin ikincisine tanıklık ediyordu. Darbe gerçekleştiğinde, Başbakanlık görevini yürüten Süleyman Demirel, çareyi istifa etmekte buldu.

YENİ BİR TARTIŞMA BAŞLIYOR
Askerler, darbenin ardından istifa eden Demirel'in yerine, 19 Mart'ta CHP'den ayrılan Nihat Erim'e hükümeti kurma görevini verdi. Erim ilk hazırlıklarına başlarken, CHP'de ise yeni bir tartışma başladı: Hükümete katılalım mı?

Bu öneriyi getiren İsmet İnönü'ye, 20 Mart'ta ilk karşı çıkan Genel Sekreter Bülent Ecevit oldu. Tartışma büyüyünce, Ecevit görevini bıraktı. Merkez Yönetim Kurulu'nun da Ecevit'le birlikte hareket etmesi sonucu, tartışma çatışmaya dönüştü. İnönü, hemen partiyi toparladı. Parti Meclisi yeni atamalar yaptı ve Şeref Bakışık, Genel Sekreter oldu. Bir süre sonra ise Bakışık da görevinden ayrıldı.

Bakışık'ın da istifa etmesiyle birlikte yeni bir atama yapıldı. Ancak "kazan bir kez kaynamaya başlamıştı". Partideki huzursuzluğu giderebilmek amacıyla tarafların önerisiyle birlikte, yeni bir kurultaya gidildi. Bu kurultay, aynı zamanda CHP'de yeni bir dönemin başlayacağının da habercisiydi.

MİLLİ ŞEF ÇEKİLİYOR
CHP tarihinde 5. Olağanüstü Kurultay
olarak adlandırılan bu seçim, Zonguldak Milletvekili Bülent Ecevit ve İsmet İnönü'nün dişe diş mücadelesine tanık olacaktı. Kurultaya gitmekteki amaç "parti içindeki mücadelenin çözümü"ydü. Tüm kurultay delegeleri bu amaçla 5 Mayıs 1972'de toplandı. İnönü, kurultayda yaptığı konuşmada, "Kurultayın toplanmasına neden olan anlaşmazlık, hem benim hem Bülent'in birlikte görev almalarıyla çözülemez" dedi. Ecevit ise Kurultay konuşmasında, İnönü'yü denge politikası izlemekle suçladı. 7 Mayıs'ta yapılan güven oylamasında Ecevit yanlısı parti meclisi, 507'ye karşılık 709 oy ile kurultaydan güvenoyu aldı. Bu sonuç üzerine İsmet İnönü, 8 Mayıs 1972 tarihinde, 33 yılı aşkın bir süredir bulunduğu genel başkanlık görevinden istifa etti.

YARIN:
Ecevit: Yeni bir dönemin habercisi