CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında hazırlanan ve Sarıgül'ü rüşvet almakla suçlayan raporu açıkladı. Rapordan ayrıntılar..
Abone olCHP Genel Sekreteri Önder Sav, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında hazırlanan raporu açıkladı. Sav, belediyedeki imar uygulamasında yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç elde etme olaylarında Belediye Başkanı Sarıgül'ün hiçbir sorumluluğunun olmadığını söylemenin imkansız olduğunu, Sarıgül'ün bazı şahıs ve şirketlere milyar dolarlık rant sağladığını ve 300 bin dolarlık rüşvet aldığı söyledi. Mustafa Sarıgül'ü geçtiğimiz günlerde tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na (YDK) sevk eden CHP, Sarıgül hakkında raporlaştırdığı yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kamuoyuna sundu. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Milletvekilleri Mehmet Ali Özpolat, İsmet Atalay ve Sırrı Özbek'in hazırladığı 60 sayfalık raporu açıkladı. Bazı kaçak inşaatlara ilişkin iddiaların yer aldığı raporda, belediyede yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç elde etme olaylarında Sarıgül'ün sorumlu olduğunu savunuldu. Sav, "Üzülerek söylemek gerekir ki, incelemelerden çıkan sonuç hiç de içaçıcı değildir" dedi. "DOĞRUDAN BELEDİYE BAŞKANI TARİF EDİLİYOR" Sav, Sarıgül'ün başkanlığı döneminde İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Rıdvan Aydın tarafından hazırlanan tevdi raporunda dört konuda kaçak inşaat yapıldığı, proje dışına çıkılan yapıların yıkılmadığı, diğer sorumlularla birlikte Sarıgül'ün de görevini ihmal ettiği ve suç işlediğinin belirtildiğini kaydetti. Sav, "Emniyetçe hazırlanan dosyada ve tevdi raporunda Belediye Başkanı Sarıgül adı verilmemekte, 'Belediye üst düzey yöneticisi' diye tanımlanmaktadır. Belediye Başkan Yardımcısı'ndan söz edilirken onun da üzerinde bir yetkili olarak belediye üst düzey yöneticisinin vurgulanması doğrudan belediye başkanının tarif edilmesidir" diye konuştu. Bu konunun Başmüfettiş Aydın'ın raporunda açıklığa kavuşturalamadığını, ifadeler, bilgiler ve belgeler arasındaki ilişkinin tam olarak kurulamadığını belirten Sav, şöyle dedi: "Garanti İş Merkezi'ndeki yedi kaçak katla ilgili olarak yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için yaşanan olaylar başlı başına ibret belgesidir. Şişli Belediyesi'ndeki yolsuzluk ve rüşveti çok çarpıcı bir biçimde gözler önüne sermektedir. Yapı kullanma izin belgesi alınamayınca Mustafa Sarıgül ile diyaloğu çok iyi olan Nurettin Tarkan Baykara bulunmuş ve Başkanın bilgisi dahilinde Belediyesi Başkan Yardımcısı Osman Aslan'ın belgeyi imzalaması sağlanmıştır. Bu imzaların bedeli de 300 bin dolarlık rüşvet olmuştur. Tevdi raporunda Başmüfettişin yapı kullanma izin belgesini bulamadığı 'ancak müfettişliğimizce dosya üzerinde yapılan incelemede binanın iskan izninin bulanmadığının tespit edildi' şeklinde belirtilmektedir. Yapı kullanma izin belgesi Şişli Belediyesi yetkilileri tarafından ilgili dosyadan ustaca çekilmiş, yok edilmiş, müfettişin olayı ortaya çıkarması engellenmiştir." İZİN BELGESİNİ CHP BULDU Müfettişin erişemediği yapı kullanma izin belgesini raporu hazırlayan üç milletvekilinin bulduğunu bildiren Sav, "Bu olay tevdi raporunda 'yapı kullanma izin belgesi verilmemiştir ki 300 bin dolar rüşvet alınmış olsun' mantığı üzerine oturtulmak istenmiştir" dedi. Baykara'nın avukatının da bulunduğu Emniyet ifadesinin olayı iyice aydınlattığını vurgulayan Sav, Baykara'nın iş sahipleri adına Ersin Eren'i Sarıgül'le tanıştırdığını, Sarıgül'ün de konuyla ilgili Başkan Yardımcısı Osman Aslan'ı sorunun çözümlenmesi için görevlendirdiğini söyledi. KOMİSYON RÜŞVETİN BELGESİNİ BULDU Sav, yapı kullanma izin belgesi için 25 Aralık 2001 tarihinde 300 bin dolar rüşvet verildiğini belirterek, şöyle devam etti: "Parti içi komisyon rüşvetin belgelerini de bulmuştur. Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay iş sahibinin yakını Çetin Uğurlu'dan 'borç' adı altında 300 bin dolar almış ve karşılığında 25 Aralık 2001 tarihli belgeyi vermiştir. Aynı gün 300 bin doların 250 bin doları aynı yöntemle aracı Nurettin Tarkan Baykara'ya verilmiştir. Rauf Akçay'la yapılan telefon görüşmesinde Baykara 'yazdığın kağıt bende' diyerek rüşveti vurgulamıştır." Çeşitli suçlardan cezaevinde yatan Mithat Yılmaz'dan zaptedilen kasetin çözümünde Rauf Akçay'ın parayı Baykara'ya Sarıgül'e vermesi için teslim ettiğinin yazılı olduğunu ifade eden Sav, Baykara'nın Sarıgül yurtdışında olduğu için onun talimatıyla Osman Aslan'a parayı verdiğinin kendi ifadesiyle sabit olduğunu söyledi.