CHP, tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal için bu endişeyi taşıyor...
Abone olCHP Konya Milletvekili Atilla Kart, tutuklu vekiller Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal'ın sağlıkları konusunda çok ciddi kaygılarının olduğunu belirterek, "Cezaevi iradesi sorumluluğu Adalet Bakanlığına atamaz, çünkü Adalet Bakanı'nın, Adalet Bakanlığı'nın bu konudaki talimatlarının kanunsuz emir niteliğinde olduğunu, kanunsuz talimat niteliğinde olduğunu önemle ifade ediyorum" dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ile birlikte TBMM'de, SPD'nin tutuklu milletvekillerine yönelik girişimleri ile ilgili basın toplantısı düzenledi. SPD Genel Başkan Yardımcısı Britta Altenkamp'ın önergesini hatırlatan Kart, "Önergede; iki tutuklu milletvekilinin yasalara uygun olarak seçildikleri, bu milletvekillerinin haksız bir şekilde tutuklandıkları, Türkiye'de sosyal demokratların politika yapmalarının hükümet eliyle engellendiği, tutuklanan milletvekillerinin ve diğer aydınların ortak özelliklerinin hükümet karşıtı oldukları vurgulanmaktadır" dedi.
Alman adli birimlerinin, Ergenekon Davasından aranan Bedrettin Dalan'ı ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyor gerekçesiyle, iade etmeyi reddettiğini ifade eden Kart, şöyle dedi:
"AB üyesi ülkeler ve AB'ye aday ülkelerin vatandaşlarına bir AB ülkesinden siyasi mülteci konumu verilmesinden söz ediyoruz. Uzun bir emekleme döneminden sonra, 10 Aralık 1999'da AB'ye aday adayı ve 17 Aralık 2004'de aday olan Türkiye Cumhuriyeti; 2011 de vatandaşlarına siyasi mülteci statüsü verilebilecek bir ülke konumuna resmen gelmiştir."
"CİDDİ KAYGILARIMIZ VAR"
Haberal ve Balbay'ın sağlığı konusunda çok ciddi kaygılarının olduğuna işaret eden Kart, şöyle dedi:
"Haberal ve Balbay ile ilgili olarak sağlıkları konusunda çok ciddi kaygılarımızın olduğunu ifade ediyorum. Buradan hem Adalet Bakanlığını yürütme organı olarak hem cezaevi yönetimini doğrudan uyarmak gereğini duyuyoruz. Mahkeme heyetini insafa, adalete, hukuka, vicdana göre karar vermesi noktasında bir kez daha uyarıyoruz.
Bu konudaki gelişmeleri, sağlık konusundaki gelişmeleri ayrıca ayrı bir basın toplantısıyla önemli gelişmeleri bizde kaygı yaratan önemli gelişmeleri ayrıca sizlerle paylaşacağız."
"ADALET BAKANI'NIN AÇIKLAMALARINI CİDDİYE ALMIYORUM"
Adalet Bakanı'nın tutukluluk süresine yönelik açıklamalarına yönelik soruya Kart, "Hükümetin Adalet Bakanı'nın bu konudaki çalışmalarını ve açıklamalarını ciddiye almadığımı üzülerek ifade ediyorum" dedi. Kart, şöyle dedi:
"Hükümet milli irade konusunda samimi değil, dürüst değil, sorun budur. O yargıçlar, o Silivri mahkemeleri, o soruşturmaları hangi anlayışla yapıyor. Başbakan'ın ifadesiyle Başbakan hatırlarsanız bürokrasiye yönelik olarak kendi mesajlarını anlayan, vücut dilini anlayan bürokratik yapıdan söz etmişti. Hükümet o bürokratik yapıyı tamamladı. O vücut dilinden anlayan mekanizmayı yargıya da taşıdı. Sorun budur. Hükümetin Adalet Bakanı'nın bu konudaki çalışmalarını ve açıklamalarını ciddiye almadığımı üzülerek ifade ediyorum. Bu konuda hiçbir ciddi çalışmanın olmadığını yine zamana oynayan, zamana yayan bir anlayışı olduğunu ifade ediyorum."
-CEZAEVİ YÖNETİMLERİNİ UYARDI-
"Balbay ve Haberal'ın sağlık durumuyla ilgili yeni veriler mi var" sorusuna da, "Evet" yanıtını veren Kart, şöyle dedi:
"30 kişi hayatını kaybetmesine rağmen cezaevlerinde şüpheli bir şekilde, insanlar cezaevli araçlarında ölmesine rağmen tamamen iradenin sorumluluğu sebebiyle bakıyorsunuz sorumlulara yönelik olarak hiçbir ciddi çalışmanın yapılmadığını görüyorsunuz. Bu çerçevede çok ciddi kaygılarımız var. Bu kaygılarımızın soyut olmadığını somut gelişmelere dayalı olduğunu da ifade etmek istiyorum. O konuda teyidi gereken birkaç bilgi var. Onları tamamladıktan sonra kamuoyuyla paylaşacağız. Cezaevi iradesi sorumluluğu Adalet Bakanlığına atamaz, çünkü Adalet Bakanı'nın Adalet Bakanlığının bu konudaki talimatlarının kanunsuz emir niteliğinde olduğunu, kanunsuz talimat niteliğinde olduğunu önemle ifade ediyorum. Cezaevi yönetimi Adalet Bakanlığının kanunsuz emir ve talimatlarının arkasına sığınmadan kendi kişisel sorumlulukları çerçevesinde görevlerini yapmalıdırlar. Buradan doğrudan cezaevleri yönetimlerini bu anlamda uyarıyoruz."