BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

CHP lideri Kılıçdaroğlu dilinin altındaki baklayı çıkardı! Abdullah Gül’den neden korkuyorlar?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Abdullah Gül, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı mı?", "Muharrem İnce disipline verilecek mi?" sorularına cevap verdi. Kılıçdaroğlu, gönlündeki cumhurbaşkanı adayın Abdullah Gül olduğunun sinyalini verdi...

Abone ol

CHP'nin tartışmalı 37. Olağan Kurultayı’ndan sonra ilk defa konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül'ü Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı yapacağı yönündeki tartışmalarla ilgili konuştu ve ağzındaki baklayı çıkardı. Kılıçdaroğlu, "Bu konuda bize gelen hiçbir şey yok. Olmayan bir konuda bir düşünce beyan etmemizin mantığı yok. Soru şu: Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?" dedi. Kılıçdaroğlu, yeni bir hareket başlatan Muharrem İNce ile ilgili de bir disiplin süreci başlatılmayacağını söyledi. Öte yandan, CHP Genel Başkanı, 'partinin sağa kaydığı' yönünde eleştirilerde bulunanları ise 'kantin solculuğu' nitelemesiyle eleştirdi.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet'e verdiği röportajdan bazı bölümler...

Muharrem İnce disipline verilecek mi?

- Muharrem İnce’yi disipline vermeyi düşünüyor musunuz?
Bu aşamada hayır.

- Peki hangi aşamada?
Partiye zarar veren hiç kimseyi partide tutmak istemeyiz.

- Muharrem İnce CHP’ye zarar veriyor mu, kime yarıyor bu kargaşa?
Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

- CHP’yi sağa kaydırdığınızı düşünenler var, ne diyorsunuz?
Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisidir bu. Herkes için ve her alanda adalet için mücadele edeceksiniz, sonra da yok CHP sağa kaymış. Bu eleştirileri yapanların pek çoğunun solculuğu “sözde” solculuktur, gardrop Atatürkçülüğü gibi, gardrop solculuğu, kantin solculuğudur.  (...) Rakı masalarında CHP'yi eleştirmeyi asla kabul etmem ve doğru bulmam. Oturup, CHP’yi samimi olarak eleştirenleri dikkatle okurum. Çünkü onlardan öğreneceğim şeyler vardır. Ama oturup kendisine post tahsis edilmedi diye veryansın edeni samimi bulmam. Bunlardan dost da olmaz, partiye, ülkeye yarar da gelmez.

Abdullah Gül CHP'nin cumhurbaşkanı adayı mı?

- Kemal Bey, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile her hafta bir araya geliyor, uzun telefon konuşmaları yapıyormuşsunuz, gönlünüzdeki cumhurbaşkanı adayı da Abdullah Gül’müş, doğru mu?

Sayın Abdullah Gül, cumhurbaşkanıyken belli aralıklarla Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne davet eder, bizim gözümüzden Türkiye’yi ve Türkiye’nin sorunlarını dinlemek isterdi. Ben de aktarırdım, gizli kapaklı değildi zaten. Bir devlette olması gereken geleneği sürdürmek istiyordu. Neden? Çünkü cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır, tarafsızlık için de yemin etmiştir. Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrıldığı gün genel merkezimize geldi, vedalaştık, kendisini uğurladık. Herhangi bir kavgamız yok, yeri geldiğinde kendisini de eleştirdik, onu da söyleyeyim. Ayrıldıktan sonra en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla Sayın Gül aradı, başsağlığı dileklerini iletti. Kendisine teşekkür ettim. En son görüşme o zaman. “Her hafta görüşme” ve benzer iddiaları ortaya atanlar birilerinin kontrolü altında olan, ruhen de rahatsız şahsiyetler.

Abdullah Gül'den neden bu kadar korkuyorlar?

- Peki, aklınızdan cumhurbaşkanı adayı olarak hiç Abdullah Gül geçti mi?
Şöyle ifade edeyim: Bize gelen böyle bir şey yok. Nereden çıktı ben de bilmiyorum. Abdullah Gül, isterse cumhurbaşkanı adayı olabilir tabii. Kalkıp, “Olamazsın” diyemeyiz ki...

- Tabii olabilir de sizin partinizden olur mu?
Bu konuda bize gelen hiçbir şey yok. Olmayan bir konuda bir düşünce beyan etmemizin mantığı yok. Soru şu: Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?

- Abdullah Gül’den korktuklarını mı düşünüyorsunuz?
Ee, bu kadar gündeme getiriyorlarsa korkuyorlar demektir.

Cumhurbaşkanı adayı olmak istemiyor mu?

- Sizin gönlünüzde cumhurbaşkanı olmak yok mu?
Bizim bir ittifakımız var, adına “Millet İttifakı” diyoruz. Bir ittifak yaptıysanız kararları ittifakın liderleriyle beraber alırsınız. “Ben yaptım, oldu” derseniz onun adı ittifak olmaz. Bu akılcı, önyargısız bir yanıttır. Bu yanıtın temelinde kişisel hiçbir beklenti ve çıkar ilişkisi yatmaz. Bu yanıtın temelinde Türkiye’nin aydınlığa kavuşması ideali yatar. Altını çizerek şunu söylemek istiyorum: Yeri geldiğinde herkes özveride bulunmak zorundadır! Çünkü Türkiye’den daha değerli hiçbir şey yoktur.