BIST 9.132
DOLAR 34,25
EURO 37,64
ALTIN 2.881,16

CHP içinde yaşananlar toplumda karşılık bulmadı

Edepsizliğin Boyutu mu? Yoksa Siyasi Hırs mı?

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ve CHP’li kadın belediye başkanına yönelik edep, haya ve ahlaktan yoksun saldırı söz konusu…

Bu ülkede kadın olmak zor.

Özellikle de nish alanlarda kadın olmak daha da zor.

Kadın bir siyasetçi olmak oldukça zor. Bir ‘gazeteci’ kadının diğer bir siyasetçi, belediye başkanı kadına bu çirkinliği yapıyor olması,

Nefretini kusuyor olması,

Ahlaktan yoksun,

Belden aşağı vuruyor olması CHP içinde de toplumda da karşılık bulmadı.

Tecavüz Cinsel Şiddetin En Sarsıcı Türüdür

Cinsel şiddet, ruh ve beden sağlığı açısından en sarsıcı olan şiddet türlerinden biridir. Genel olarak, cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanılması şeklinde ortaya çıkar.

Tecavüz; cinsel şiddetin en sarsıcı türüdür.

Tecavüz oluşturduğu fiziksel ve ruhsal tahribat bakımından cinsel şiddet türünün en ağır varyasyonlarından biridir.

Kadınlar günlük yaşamlarını tecavüz tehdidinin yarattığı gerginlik, tedirginlik ve tetikte olma haline göre düzenlemek zorundadırlar. Kadınların böyle bir tedirginlikle mücadele etmek zorunda kalmaları hayatlarının her alanını etkilemekte ve yaşam kalitelerini düşürmektedir.

Davranışlarına sürekli olarak çekidüzen vermek zorunda kalan kadın, toplumun kendisinden beklediği rolün dışına çıktığında riskli davranışlar sergiliyor olarak değerlendirilmekte, başına gelen herhangi bir olumsuz deneyimde, bunun gerekçelendirildiği, kadının sorumluluğuna odaklanılarak, tahrik ediciliğinin, dikkatsizliğinin sorgulandığı, böylece kadının suçlanarak itibarsızlaştırıldığı görülmektedir.

Ayrıca kadının böylesi bir kriminolojik olaya maruz kalmasının toplum tarafından normalleştirilmesi, kadınları cinsel şiddete maruz kalmaya açık hale getirmektedir.

Tecavüz mağduru kadınlara karşı toplum tarafından sergilenen bir takım olumsuz tutumlar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi mağdurun suçlanmasıdır.

Örneğin “yalnızca iddialı ve açık kıyafetler giyen kadınlar tecavüze uğrar” algısı bu toplumda hala taze ve diridir.

Cinsel şiddeti uygulayan failin kayırılması erkeği korumaya yönelik bir işlev üstlenmekte ve erkeğin cinsel saldırganlığının sürmesine hizmet etmektedir.

Böyle bir bakış açısı;

Kadınlara yönelik cinsel şiddeti yok saymak, önemsizleştirmek veya haklı kılmak için zemin oluşturmaya hizmet eder.

“Kadın arandı”

“Kadın kışkırttı”

“Kadın davetkardı”

“Kadın kırmızı kıyafetler giyinmişti, erkeği cinsel ilişkiye zorladı”

“Bunu kadın istedi”

Kurbanın (kadının) başına gelen olumsuzluklara gerçekte kurbanın kendisinin neden olduğuna inanma eğiliminde olan bireylerle aynı toplumda yaşıyoruz.

Cinsel şiddete uğrayan kadınlar için farklı davransaydı, edepli giyinseydi, dikkat çekmeseydi tecavüzden kaçabilirdi algısı bu toplumda hala alıcı bulmaktadır.

Cinsiyetçi, sınırları keskin yetiştirilen erkekler kendi hegomanyalarında kadını kendine ‘hak’ olarak görmektedir.

O nedenle bu toplumda kadına tecavüz, istismar, sarkıntılık, kadına şiddet ve kadın cinayetleri sıklıkla yaşanmakta ve gündemde kalmaktadır.

Mesela; Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde komşularının çocukları tarafından cinsel istismara maruz kalan minik Sıla,

1 aydır hastanede yoğun bakımda entübe olarak tedavi görüyordu. 8 Eylül’den bugüne 7 Ekim’e kadar yaşam mücadelesi veren Sıla bebek artık aramızda değil.

Olayla ilgili olarak, anne B.Y. ve komşu çocukları dahil 5 kişinin tutuklu bulunduğu soruşturma devam ediyor. Küçücük bir bebeğe tecavüz edecek kadar küçülmüş olanlara bu hayat küçük gelmeli, dar edilmeli. Cezalar en üst seviyeden uygulanmalıdır.

Fatih ve Eyüp Sultan’da gencecik iki kızın hayatını katleden cani, katil, ruh hastası ve deli Semih…

Bu psikopat aramızda yaşamış, öldürme planları yapmış ve uygulamış.

Hastaneye yatmış çıkmış.

Hiçbir doktor bu deliyi, katili, caniyi fark etmemiş mi?

“Kafa kesecek, boyun kesecek “kadar tehlikeli ve acımasız olduğunu saptayamamış mı?

Düşünsenize bu kirli yaratık intihar etmemiş olsaydı akli dengesi yerinde değil, psikolojik tedavi görüyor diye cezadan muaf mı olacaktı. Akıl alır gibi değil.

Bu ülkede 2 yaşındaki Sıla bebek, 8 yaşındaki Narin, İkbal ve Ayşenur’lar ölmesin öldürülmesin diye,

Toplum inşasında kadına büyük roller düşüyor.