BIST 9.916
DOLAR 35,21
EURO 36,67
ALTIN 2.974,96
HABER /  GÜNCEL

CHP fazla çalışmadan şikayetçi

CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Meclis'in yoğun çalışma programı nedeniyle yasama görevini sağlıklı yapamadığını iddia ederek takvimden şikayetçi oldu.

Abone ol

TBMM Genel Kurulu'nda ele alınan Belediyeler Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerinde, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, meclisin yoğun çalışma programı nedeniyle yasama görevini sağlıklı yapamadığını belirterek, meclisin çalışma takviminden şikayetçi olduklarını söyledi. Koç, görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada, TBMM'nin Nisan ve Mayıs aylarında görüşmesi gereken bir çok tasarı ve teklifi iktidar partisininin yanlış değerlendirmeleri sonucunda görüşemediğini ve bu tasarı ve teklifleri TBMM'nin tatil dönemine sıkıştırarak yasalaştırmaya çalıştığını savundu. Belediyeler Kanunu tasarısının görüşmeleri sırasında, hiçbir AK Parti'li milletvekilinin söz almadığını ve tasarının apar topar TBMM'den geçirilmeye çalışıldığını öne süren Koç, CHP'nin bilinçli olarak bir engelleme yapmadığını ve yasama görevini yerini getirdiğini söyledi. Çalışma programının ısrarla bitene kadar sürdürülmek istendiğini ve bu nedenle sağlıklı bir yasama görevi yapılamadığını ifade eden Koç, ''Meclisi ve milletvekillerini daha fazla zorlamayın, ne kadarı yapılabiliyorsa o kadarını yapalım'' diye konuştu. CHP'nin meclis çalışmalarından kaçmasının sözkonusu olmadığını belirten Koç, iktidar partisinin çalışma programındaki dayatmanın sağlıklı ve saygın bir yasama görevi yapılmasına engel olduğunu ifade etti. AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ise TBMM'nin kısa bir süre sonra tatile gireceğini, ancak özellikle AB ve Kopenhag Kriterleri çerçevesind önemli yasa tasarılarının tatil öncesinde çıkarılması gerektiğini söyledi. Belediyeler Kanun Tasarısı, Büyükşehir Belediyeleri Kanun Tasarısı, Kamu Reformu Yasa Tasarısı, ölüm cezalarının Anayasa'dan çıkarılması ile ilgili kanun tasarısının öncelikli yasa tasarıları olduğunu belirten Ergin, bu tasarıların TBMM tatile girmeden yasalaşmasını istediklerini ifade etti. Belediyeler Kanunu yasa tasarısında her AK Partili milletvekilinin emeği ve göznuru olduğunu ve genel kurulda verdikleri önergelerle tasarıya katkı verdiklerini ifade eden Ergin, ''Milletvekillerimiz bir yerlere mesaj verme gayreti içinde değiller, o nedenle konuşmak istememiş olabilirler''diye konuştu. Ergin, TBMM'nin 19. döneminde 4 yıl 2 aylık sürede, 601 yasa tasarı ve teklifinin 194'ünün kanunlaştırıldığını ve bunun yüzde 15'lik bir oranı ifade ettiğini, 20. dönemde ise 3 yıl 3 aylık sürede 609 tasarı ve teklifin 226'sının yasalaşarak yüzde 37 oranına ulaştığını belirterek, şunları kaydetti: ''21. dönemde 3 yıl 6 aylık sürede 7 tasarı ve teklif TBMM gündemine getirilmiş ve bunların 388 tanesi kanunlaşmıştır. Bunun oranı yüzde 51'dir. 22. dönemde yani AK Parti iktidarı döneminin 1 yıl 7 aylık süresinde 586 teklif ve tasarı TBMM gündemine getirilmiş ve bunların 441 tanesi yasalaşmıştır. Bunun oranı ise yüzde 75.2'dir. İktidarı geldiğimizde Türkiye'de işler iyi gitmiyordu ve bizim bir farkımızın olması gerekiyordu. Bunun gerekleri yerine getirilmiştir. İktidarı ve muhalefetiyle bu meclisin çalışmalarını gelecek nesiller hayırla yad edecektir.'' ''1980 FAŞİST DARBESİ'' AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin'den sonra yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, parti milletvekillerinin ''bir yerlere mesaj vermek gibi bir gayreti'' bulunmadığını belirterek, parti sözcülerinin tasarıya katkı sağlamak için konuştuklarını söyledi. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesini ''faşist bir darbe'' olarak nitelendiren Koç, bu darbenin küreselleşmeye dekor için yapıldığını öne sürdü. Koç, bu olaydan sonra Türkiye'de hızla özelleşme ve yerelleştirmeye geçildiğini, bunun da ''özgürlük, şeffaflık ve yerinden yönetim'' kavramlarıyla makyajlandığını savundu. Koç, neoliberalizmin Türkiye'de ''özgürlük'' kavramının, uluslararası tröstlerin ulusal sanayiyi yutması için kullanıldığını iddia ederek, toplumun gerilmesinin sosyal barışı tehlikeye sokacağını ve etnik kökene dayalı bir takım riskleri ortaya çıkaracağını söyledi. Koç, sözkonusu politikanın Türkiye'de, ''küreselleşme, özelleştirme ve yerelleştirme'' kavramlarıyla uygulamaya sokulduğunu sözlerine ekledi.