BIST 9.636
DOLAR 34,63
EURO 36,32
ALTIN 2.934,28
HABER /  GÜNCEL

CHP dikensiz gül bahçesine döndü

18 il yönetimini görevden alan Baykal, muhaliflere son darbeyi vurdu. Böylece, Derviş, Livaneli, Sarıgül ve 'İktidara Yürüyüş Hareketi'ni destekleyenler devre dışı kaldı

Abone ol

CHP lideri Deniz Baykal, yerel seçimden sonra başlatılan muhalif hareketi önce İzmir ve İstanbul, ardından da Anadolu'daki 18 il yönetimini görevden aldığı operasyonla tasfiye etti. Baykal, tasfiye planını, Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem dengesini koruyarak uyguladı. Sandık analizleri Genel merkez, önce 13. Olağanüstü Kurultay'daki seçim sonuçlarını tahlil etti ve kurultayda oy kullanılan sandıkları tek tek inceledi. CHP'den ihraç edilen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e oy veren iller ve delegeler saptandıktan sonra muhaliflerin dayandığı kaynakların kurutulması için harekete geçildi. Operasyon, muhaliflerin etkin olduğu İzmir'de başlatıldı. Kurultayda Zülfü Livaneli ekibinde yer alan İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel ve örgütü görevden alındı. Operasyonun yönü sonra İstanbul'a çevrildi. Baykal'a yakınlığıyla bilenen İl Başkanı Şinasi Öktem yerinde tutulurken, il örgütü görevden alındı. Öktem'e muhaliflerin olmayacağı yeni bir örgüt oluşturmasına zemin hazırlandı. Zamana oynadılar Genel sekreterlik, Anadolu'ya yönelik operasyon için kapsamlı bir çalışma yaptı ve Merkez Yürütme Kurulu'na (MYK) 16 örgütün görevden alınmasına ilişkin rapor sundu. MYK'da görevden almadan önce örgütlerin denetlenmesi görüşü benimsendi. Genel merkezin bir başka hesabı da, ekimde yapılacak olağan kurultaya dönüktü. Tüzüğe göre; görevden alınan örgüt 1.5 ay içinde kongresini yapmak zorundaydı. Bu süre muhalifleri 'tasfiye için' yeterli olmayabilirdi. Bu zorluğu aşmak için geliştirilen formülde; il kongreleri için gerekli süre dolmadan kurultay takvimi açıklanırsa kongre toplanmasına gerek yoktu. Parti yönetimi bu yolla ilçe ve il kongrelerini atanmış il başkanı ve yöneticilerle kontrolüne almak ve ihtiyaç duyulan yere yeter sayıda 'yığma üye' yazmak için zaman kazanmış oldu. CHP'de yerel seçimler sonrası başlayan ve iki olağanüstü kurultayın toplantıya çağrılmasına neden olan tartışma sonucunda Baykal, partinin tek hâkimi haline gelirken, bu tartışma sürecinde partinin önemli isimlerinden Kemal Derviş Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Zülfü Livaneli de, kurultay sonrası CHP'nin vakfa dönüştürülerek yeni parti kurulmasını önerdi ve CHP'den istifa etti, destekleyenleri de dağıldı. SHP'nin hedefi Meclis CHP içindeki ilk muhalif grup olan İktidara Yürüyüş Hareketi'ndeki ilk ihtilaf Sarıgül konusunda yaşandı. Grubu oluşturan milletvekillerinin çoğunluğu Sarıgül'ü desteklerken, Hakkı Akalın, Nurettin Sözen ve Mustafa Sayar, Sarıgül ismine karşı çıktı. Kurultay sonrası bu üçlü de dağıldı. Akalın ve Sayar, Sarıgül'den kopan Ahmet Güryüz Ketenci ile hareket etmeye başladı. Ketenci'nin bir grup arkadaşıyla SHP'ye geçeceği belirtildi. Böylece SHP'ye Meclis'te temsil şansı doğdu. DSP de CHP'deki dağılmadan nasiplenme hesapları içine girdi. Muhalifler dağılmışken, yönetim de, çoğunluğu Sarıgül'e destek veren 18 il örgütünü görevden alarak son darbeyi vurdu. Örgütleri görevden alınan milletvekilleri arasında CHP'den toplu veya tek tek kopma sürecinin başlayabileceği ileri sürülüyor. Baykal tek adam Sonuç olarak Baykal; neredeyse örgütün üçte birine yönelik bu tasfiye operasyonu ile partinin tek hâkimi haline geldi. Kısa ve uzun vadede kendisini zorlayacak rakiplerin tamamını tasfiye etti ve CHP'yi şimdilik kendisi için 'dikensiz gül bahçesi'ne çevirdi. Baykal, böylece bu yılın sonunda toplanacak olağan kurultaydan genel başkan olarak çıkmayı ve bir sonraki seçime kadar partinin başında kalmayı da garantiledi. Kaynak: Radikal