CHP, AK Parti ile aradaki oy farkını böyle kapattı!
Konsensus Araştırma Şirketi'nin, Habertürk için yaptığı araştırmanın sonuçları "AK Parti'ye şok" başlığıyla açıklandı.
Konsensus Araştırma Şirketi'nin, Habertürk için yaptığı
araştırmanın sonuçları "AK Parti'ye şok"
başlığıyla açıklandı.
Şirket, açıkladığı anketin ön sözüne şu notu iliştirmiş:
"AK Parti düşüş yaşarken, CHP aradaki farkı kapattı. MHP'de
ise erime devam ediyor"
Bir heyecanla oranlara baktım.
Sonuçları aynen şöyle nakletmişler:
"Kararsız oylar dağıtıldıktan sonra oy oranı; Eylül ayına
göre 3 puan düşen AK Parti yüzde 50.7 ile zirvedekini yerini
korudu. Oylarını 3.9 puan arttıran CHP yüzde 27.7 ile ikinci olup
AK Parti ile aradaki farkı kapattı!Binde 3 puanlık bir düşüş
yaşayan MHP ise 12.8'lik oy oranıyla üçüncü sırada yer
aldı."
Ankete bir AK Partili gözüyle baksanız, "Ben böyle şoka
kurban olurum" dedirtiyor. CHP gözüyle bakarsanız,
"Bizim arayı kapatmış halimiz bu mu?" hissi
uyandırıyor.
Ömer Çelakıl'ın saçlarından daha gizemli bu anketin detaylarına
indikçe kaybolduğumu hissedip uğraşmayı bıraktım.
Gizemli demem lafta değil.
Gerçekten gizemli!
Hani AK Parti'nin oy oranı uzun zamandır tüm araştırma
şirketlerinin ölçümlemelerinde yüzde 50 civarında çıkıyor. Yani
normal.
CHP'nin oy oranını yüzde 27.7'e yükseltecek ne oldu?
Hadi ben değil siz söyleyin.
Sayın bakalım bir iki olumlu bir şey?
Peki MHP'nin oy oranını aşağı çekecek ne oldu?
Söyleyin hadi?
Laikçilik oynayan candaşlar bana kızacak biliyorum. Zaten onlara
göre AK Parti, koyun sürülerini makarna, bulgur, kömür ile
tavlamaktan öte bir iş yapmıyor.
Şayet millet makarnaya, bulgura, kömüre oyunu satsaydı,
"Kemal Kılıçdaroğlu, 'Her eve, hem de her ay 600 lira
vereceğim' dedi de, niye zırnık oy alamadı?" diye sorulan
sorulara da...
"Şayet rüşvetle oy almak bu kadar basit olsaydı Cem Uzan o
uçuktan da öte vaatleriyle şu anda yüzde 60'la iktidardı"
diye hatırlatsak da dirençlerini kırmak mümkün değil.
Bana kızmayın.
Kızacaksanız, sizi bu palavralara inandıran parti yetkililerine
kızın.
Benim suçum günahım yok!
Bakın!
CHP'li seçmenin ağırlıklı olduğu bölgede bir anket yapılıyor.
Ankette, "Sizce en güvenilir lider kim?" sorusu
soruluyor.
Cevap:
1 Recep Tayyip Erdoğan
2 Mustafa Sarıgül
3 Kemal Kılıçdaroğlu
Hatta çok çarpıcı bir örnek daha vereyim.
Bundan bir kaç ay önce bir internet sitesi anket düzenledi.
Anketteki soruya özellikle dikkat etmenizi rica ediyorum.
Soru şu: "Kemal Kılıçdaroğlu AK Partinin, Recep Tayyip
Erdoğan ise CHP'nin başına geçse, siz hangi partiye oy
verirdiniz?"
Çıkan sonuçlara bakar mısınız?
CHP yüzde 62.4
AK Parti yüzde 16.9
Buradan şu sonuç çıkmasın.
Kimsenin, "AK Parti çok kusursuz çok iyi bir
partidir" dediği falan yok. Herkes, "Şu anda
kötülerin içinde en iyisi AK Parti, daha doğrusu Recep Tayyip
Erdoğan olduğu için bu oy oranına ulaşıyor" diyor. Böyle
muhalefet oldukça AK Parti'nin 2023'ü kesinlikle kazanacağına
inananların sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde.
Bu görüşte olanların içinde ben de varım.
Hatta Kemal Kılıçdaroğlu da bu görüşe katılıyor!
Tillahi doğru söylüyorum!
Nasılını size anlatayım kararı siz verin.
CHP'nin lideri kürsüye çıkıyor ve diyor ki, "AK Parti bu
ekonomik verilerle 2023 bütçesini asla tutturamaz!"
Mealen şunu söylüyor: "AK Parti 2023 yılına kadar
iktidardadır"
Hadi "Yok canım bunu demiyor, nerenden uydurdun"
deyin!
Basbayağı öyle diyor işte. İşinize gelmeyince yan çizmeyin!
Bu örnekten de anlaşılacağı gibi Türkiye'de muhalefet diye bir şey
yok! Bakın altını çizerek söylüyorum, beni bile alın şu AK
Parti'nin başına koyun. Ben bile bu CHP'ye fark atarım!
Hatta bu iddiamı bir adım daha ileriye götüreyim.
Türkiye'deki tüm siyasi partileri kapatın. CHP'yi tek başına
seçime sokun. Alacağı oy oranı yine yüzde 30'u geçmez!
Nedenini söyleyeyim mi?
Çünkü, "Biz beceriksiz bir parti değiliz. Bize oy vermeyen
cahil bir halk var" görüşü hakim CHP'de. Bu görüşü
savunarak halka, "Göbeğini kaşıyan adam",
"Koyun sürüsü", "Bidon kafalı"
diye hakaret eden yazarlara sahip çıkan bir CHP var.
Kendisine oy vermeyenlerin karşısına mancınıkları dizmiş, alevli
taşları onların üzerine yuvarlayan mantıkta bir sol partinin
iktidar olması mümkün mü?
Solcu kardeşlerimin şu anda ana, avrat, soy, sop, gelmiş, geçmiş
demeden bana saydırdığını biliyorum. Ne de olsa onlar Kemal
Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle, "Karşılarında duran
emperyalistlerin analarının sütünden emdiği, sütü, memelerinden
emdiği sütü burunlarından getiren partinin
mensuplarıdır!!" Bu nedenle onlardan daha
azını zaten beklemiyorum.
Ama içten içe bana hak verdiklerini, "Bitim kadar
sevmiyorum bu adamı ama, doğru tarafları çok fazla"
dediklerini de hissediyorum.
Oysa bana kızmak yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzüne dikkatli
baksınlar.
"İktidar olacağız, bunu bizzat ben başaracağım"
derken, yüzünün onu ele vermemesi için ettiği duaları duyacaklar
zaten!
MUSTAFA SARIGÜL
Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye geçeceği ve partiyi ayağa
kaldıracağı konuşuluyor. Kimilerine göre İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkan adayı olacak.
Valla ben Sarıgül'ün yerinde olsam bu riski almazdım. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'ne aday olsa, bu zihniyetteki CHP yüzünden
seçilemeyeceği gibi, Şişli de elinden gidebilir.
CHP Genel Başkanlığı'na oynasa, Erdoğan ile başa çıkması şu zeminde
daha da zor. Dolayısıyla "Ben CHP'ye de geçmiyorum,
Büyükşehir'e de aday olmuyorum" derse ben hiç
şaşırmam!
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz