Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik öngören tasarı, alt komisyona sevkedildi.
Abone olTBMM Adalet Komisyonunda tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan Terörle Mücadele Yasası'nda (TMY) yapılacak değişikliğe ilişkin tasarı, alt komisyona sevk edildi.
TBMM Adalet Komisyonunun, bugünkü toplantısında tasarının tümü üzerindeki görüşmelere devam edildi. Görüşmeler tamamlanıp tasarının
maddelerine geçildiği sırada, düzenlemenin alt komisyonda ele alınmasına ilişkin verilen öneri kabul edildi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Komisyon Başkanı Köksal Toptan'ın ''CHP'li üyelerin alt komisyona katılarak, destek vermesi'' yönündeki isteğine CHP'liler olumsuz yaklaştı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Hükümetin tasarıyı geri çekerek, yeniden düzenlemesini istedi. Topuz, ''Bir endişemizi kamuoyuyla paylaştığımız için ağır suçlandık. Bundan sonraki sorumluluğu, Hükümetin alması gerekir. Hükümet, tasarıyı geri çekip, yeniden düzenleyerek getirmelidir'' dedi.
Alt komisyon, AK Parti'li 5 üyeden oluştu.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, TMY'de yapılacak değişiklikle özgürlükleri kısıtlamanın amaçlanmadığını belirterek, ''Ne iktidar ne de muhalefet, hiç kimse ve hiçbir parti, bahsedilen kişiyle ilgili af düzenlemesini aklının köşesinden geçirmemiştir'' dedi.
Tasarının görüşmeleri sırasında konuşan Çiçek, konuya ilgili bir düzenleme yapılması yönünde toplumda talep olduğunu belirterek, herkesin katkısını beklediklerini ifade etti.
Düzenlenen basın toplantılarında, ''bizim terörle mücadele konusunda yeni yetkilere ihtiyacımız var, İngiltere'dekinden ne bir eksik ne bir fazla...'' denildiğini, şehit ailelerin istekleri olduğunu; bu mücadelede yakınlarını ya da organlarını kaybetmiş insanların ''niye bu yasa çıkmıyor'' dediğini ifade eden Çiçek, ''Şu taslakta gündeme getirilen konuyla ilgili olarak 'bizim bilgimiz yoktu' kimse diyemez'' diye konuştu.
Değişik kurumlardan 36 kişiden oluşan komisyonunun tasarı üzerindeki çalışmaları hakkında bilgi veren Çiçek, şöyle devam etti: ''Öyle bir bilgi kirliliği, kafa karışıklığı yaşandı ki... 'Haberimiz vardı, yoktu, kim koydu, kim koymadı' denildi. Tartışılan maddelerle ilgili, bir fıkra dışında herkesin haberi var. O da adli kontroldü. İlk düzenlemede yoktu, daha sonra konuldu. Bunlar,
komisyonlarda tartışıldı. Herkesin eline de bir metin verildi. Doğrudur, yanlıştır, bu tartışılır. Ama konu gündeme geldiğinde, sanki bir suç aleti konulmuş gibi bir sükut içinde, 'bilgimiz yoktu' tarzında... Oysa herkesin bilgisi var. Bazıları geçen hafta burada söz alıp, 'bilgimiz yoktu' dedi. 3 taslak, oy çokluğuyla hazırlandı. Bazı konuların sağlıklı değerlendirilmesi gerekiyor. Endişeleri ve daha iyi yazılsın görüşünü saygıyla karşılarım. Ne iktidar, ne muhalefet, hiç
kimse, hiç bir parti, bahsedilen kişiyle (Öcalan) ilgili af düzenlemesini asla kabul etmemiştir, aklının köşesinden geçirmemiştir. Böyle bir düzenleme, ne tasarıyı hazırlayanların, ne tasarıyı sevk edenlerin kafasında vardır. Birbirimizin niyetinden emin olmalıyız. Aksi halde, toplumda yersiz şüpheler doğurur. Bunu aşan bir değerlendirme söz konusu olursa, insanlar farkında olmadan endişenin ötesinde, tasarıyı hazırlayanlar ve sevk edenler ve genel bir kesim, çok haksız ve yanlış değerlendirmenin içine girer. Bu, doğru değildir. Hiçbirimiz bir af yasası getirmiyoruz. O kişiyle ilgili af düzenlemesi getirmiyoruz.''
''TERÖR İLE HÜKÜMET ARASINDA SEBEP-SONUÇ BAĞI KURMAK...''
Türkiye'de bir terör olgusunun, azalıp çoğalmasına rağmen 1970'den beri olduğunu kaydeden Çiçek, geçmişteki sıkıyönetim idarelerini; ülkenin önemli insanlarının 1980 öncesi terör olaylarında yaşamını yitirdiğini anımsattı. ''O zaman her parti iktidarda vardı' diyen Çiçek, hiçbir Cumhuriyet hükümetinin terörle mücadele konusunda kararsız olmadığını söyledi.
Hükümetlerin, aklı ve gücü neye yetiyorsa terörle ilgili alınması gereken önlemleri aldığını kaydeden Çiçek, ''Her parti, bu belayla iktidarda karşı karşıya kaldığına ve bununla mücadele ettiğine göre, terör de durmayıp sıfırlanmadığına göre, 'sen kararsızdın, sen iyi mücadele etmedin' şeklindeki değerlendirme gerçekçi olmaz, haksızlık olur'' dedi.
Terör ile hükümet arasında sebep-sonuç bağı kurulup, ''Bu hükümet giderse terör biter, öbür hükümet gelirse terör ortadan kalkar'' gibi gerçekçi olmayan söylem geliştirmenin terörle mücadelede zayıf bir nokta oluşturacağını belirten Çiçek, hükümetin, devletin ilgili kurumları ve işin uzmanlarıyla oturup konuşarak düzenleme yaptığına işaret etti.
''BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANMASIN AMA...''
''Bizim amacımız özgürlükleri ve basın özgürlüğünü kısıtlamak değildir'' diyen Çiçek, şu görüşleri kaydetti:
''Tabii basın özgürlüğü kısıtlanmasın. Ama, 'al silahı eline, niye dağa çıkmıyorsun' diye biri manşet atıyorsa ve bunu da devamlı hale getiriyorsa... Bir taraftan basın ve ifade özgürlüğünü koruyalım ama öbür taraftan da teröre güç ve destek veren, her gün yeni gözyaşlarının akmasına sevinçle karşılayan bir durum söz konusuysa, bu çerçevede ne tedbir alabiliriz; bizim aklımıza bu tedbir geldi. Bunu beğenmeyen varsa, buna saygı duyarız.''
Tüm önlemler alındığı takdirde bile terörün önlenebileceğinin garantisi olmadığını belirten Çiçek, terörün farklı bir konsept olduğunu vurguladı. Çiçek, ''Dünyanın anlı şanlı teröristlerinin bazılarına bakarsanız, hepsi zengin, çiftlik sahibi, varlıklı ailelerin çocukları... Hiçbir ekonomik sıkıntısı yok, en üst düzeyde eğitim görmüş ama terör örgütünü yönetmiş. Bu işler tek bir sebebe bağlanacak kadar kolay çözümler değil'' dedi.
Çiçek, tasarı hazırlanırken uluslararası metinlerden de yararlanıldığını bildirdi. Avrupa'nın idealize edilmemesini isteyen Çiçek, ''Fikir özgürlüğü noktasında Türkiye'ye kan kusturan bir ülkenin, hangi tasarıyı meclisine sevk ettiğini de biliyoruz. 'Türkiye soykırım yapmamıştır' dediğimde, buna hapis cezası getirilmesinin AB müktesebatıyla bağlantısı kurulsun. Ben, bu konuda Avrupalılardan kurumsal tavır bekliyorum. AB'yi idealize etmenin anlamı yok. Bize gözaltı süresi için ikide bir baskı yapanlar, kendileri bunu başka noktalara çıkarabildi'' diye konuştu.
Terörle mücadelede yasalarda ihtiyaçlar doğrultusunda değişiklikler yapılabileceğini, 30 yıl önce intihar bombacısı kavramı olmadığını ancak son olarak birinin Adalet Bakanlığı önüne kadar geldiğini anlatan Çiçek, ''İş bu noktaya geldiyse 30 yıl önceki kabullerimizle bu mücadeleyi sürdürebilir miyiz? Birbirimizi iyi anlayalım, birbirimizin samimiyetinden asla şüphe duymayalım. Eksiklikler varsa bunlar giderilir'' dedi.
Çiçek, düzenlemenin bugünkü şekliyle çıkması halinde, ''şu istifade edecek'' şeklindeki görüşlere hukuk camiasının önemli bir kısmının katılmadığını, ancak bir kişinin bile kafasında böyle bir şüphe kalmaması gerektiğini belirtti.
Tasarının alt komisyona gönderilmesi önerisine katıldığını ifade eden Çiçek, üzerinde ''makul bir süre içinde'' çalışılabileceğini, görüş ve önerisi olan kurum ve kuruluşların alt komisyonda görüşlerini ifade edebileceğini sözlerine ekledi.